- Kategori
- Edebiyat
Adnan Raşit Günay dostum
ŞİİR ANLAYIŞI
Günay’ın şiir anlayışınI anlamak için dilerseniz kendisine kulak verelim :
esin’ti
bir akarsu şiir
dingin yatağında
bengi nehir
şiir bir çağlayan
coşkulu hırçın
yatağına sığmayan
şiir suskunluk
acı bir çığlık belki
hüzünlü ve buruk
yürekten kopan
bir atardamar şiir
sönmüş krater
belki yanardağ
şiir bir volkan
Usta ozan, yüreğinde duyduklarını, usunda taşıdıklarını harmanlarken sorumlu bir yurttaş, yurtsever, ulussever, ilerİci, aydınlamacı özelliklerini şiirlerinde sergiliyor. Bunların ötesinde insan güzeli bir dost olarak bizi selamlıyor.
önce bu topraklardan selam
selam Mustafa Kemal’lerden
tüm evlatların yanına vardık
ellerinizi öpüyoruz paşam
...........
gel tut ellerimizi
arındır ısıt yüreklerimizi
hız ver yeniden koşalım aydınlıklara
kucaklayalım öpelim öpelim Türkiye’mizi
Günay’ın Atatürkçü, yurtsever kimliği ön planda yer alır şiirinde. Memet’in Türküleri adlı üçüncü şiir kitabında yer alan “ata’ya dilekçe” 10 Kasım 1978’de yazılmış.
*
TRABZON'A ÖZLEM
Orhan’ın ütüsü
gülcemal olmuş ütüsü orhan’ın
suya verilecek yenikapı’dan
şişeler kırılacak bordasında
istim tutuldu mu boğazdan
rotası Orhan’ın
tamyol Trabzon
Günay Trabzon özlemini çok duyardı, söyleşilerimizde sık sık dile getirirdi. Şiirinde geçen “gülcemal” gemisi Karadeniz’in azgın dalgalarıyla tamyol İstanbul’dan Trabzon’a yol alırdı. Gülcemal’in gelmesi Trabzon’da bir bayram sevincine yol açardı. Trabzon Belediyesi Meclis Başkanı Şevket Çulha’dan -bu yılları yaşayan biri- Gülcemal’in Trabzon’u sevince boğduğunu Trabzon’da yaşadığım yıllarda (1962-1995) çok kez dinlemişimdir. Haftalık gazeteler Gülcemal’le ulaşırmış. Gurbettekilerin özlemini gidermek, onlarla kucaklaşmak hep Gülcemal’in geleceği günlere saklanırmış.
Günay’ın şiiri anlaşılır olduğu kadar duygu yüklü. Şiirlerinde resim çizmeyi, şiirini somutlaştırmayı pek önemsiyor. O, yalın, anlaşılır olduğu kadar derin de!
ADNAN RAŞİT GÜNAY'A ÖZLEM
Orhan’ın Ütüsü şiirinde Orhan’ı Trabzon’a uğurlarken yapılanlar, özlemler dile getirilmiş. Şimdi ben aynı özlemi duyuyorum Adnan Raşit Günay’a :
ağlıyor yücel sitesi
oturup saatlerce
şiir kotardığımız
yalnızlık yüklü ev.
sensiz kaldık
yalnızlaştık
neyler istanbul sensiz
dostların
sait maden
överdin övünürdün
miskioğlu ahmet
bir perşembe toplantısında
birazdan sözü sana bırakacak
dr bahar yine mi geç kaldı ne
dr celal algan seni bekler
istanbul yalnız
biz yalnız
Cevizli, Yücel Sitesi’ndeki evinde uzun saatler süren söyleşilerimiz geçmişte ürettiği ürünlere götürürdü bizi. Trabzon Akçaabat’ta çıkardığı Halk gazetesi, Ahmet Selim Teymur’un özenle hazırladığı kitap kapağı, ressam Orhan Peker’in resimleri, kuzgunlar, takası Kavkılar’dan göz kırpardı bize. Sait Maden’in çevirileri, büyük emekle hazırladığı Yeryüzü Şiiri, Gılgamış Destanı başvuru kaynaklarımızdı.
Yaşama bağlı olduğu kadar Anadolu geleneğinde saklı duran sorumluluklarını bilen, çocuklarını, torunlarını önemseyen, onların geleceği üzerinde düşünen, onlara gerekli koşulları hazırlayan, bencil olmayan, “insan canlısı, alçak gönüllü, çok çalışkan, tam bir keyif ehli, şair, bir doğa tutkunu, düşünür yanı güçlü, gerçek bir beyefendi, bir evlilik kırgını, kimselere benzemiyordu.” (Tansu Bele, Bir Dostu Yitirdim, Türk Dili Dergisi, Kasım-Aralık 2008)
Adnan Raşit Günay, şiirlerinde “Sanatın toplumsal işlevinin gerekliliğini savunur.”
gelecek güzel günler için
yaz demedim kış demedim
insanca bir savaş verdim
ne zaman gün ışıdı
ne zaman bir çocuk güldü
yeniden yüreklendim.
........
kimler kesmiş ormanları
kimler yemiş meyvaları
kimler gülmüş kimler küsmüş
kim atlı kim yaya
görmedim bir hesap soranı
selam olsun koca dünya”
(Kavkılar, selam olsun)
Şiirlerinde somutluk önem kazanır, çizdiği resimde gördüklerimiz bunun kanıtı, tanığıdır. Umutları, umutsuzlukları, yakınmaları sanatın toplumsal işlev görmesi adına yer almış şiirinde.
Usta ozan Günay “kapılar” adlı şiirinde :
kapıların hası evimizin kapısı
sürgüsü kilidi yok
ne hilesi var
ne hurdası
( Kavkılar, kapılar)
Yaşanmışlıktan çıkardığını mı özetlemiş? Yoksa yanılgılarını mı dile getiriyor : “aşk dedik evden barktan olduk” dizesinde olduğu gibi. Ozan kendisiyle hesaplaşıyor. Yine de sığınacağımız kapıyı yaşanmışlığından yola çıkarak ortaya koyuyor. İşte ozan kendisiyle hesaplaşırken bizleri de olaya ortak ediyor, düşündürtüyor. Sizi sizle hesaplaşmaya götürüyor. Soruyor, sorguluyor. Tüm bunlar şiirini boş işler için yazmadığını göstermek için olsa gerek.
TRABZON'DA ÇIKARDIĞIM DERGİLER:
1.TRABZON LİSESİ MAYIS 1987
2.EĞİTİM SANAT
3.EĞİTİM İŞ
TÜRKAY KORKMAZ, SALAH BİRSEL, ADNAN RAŞİT GÜNAY
İstanbul Hatay Restoran