- Kategori
- Ben Bildiriyorum
Afrika'daki açları düşünmek
Açlık ve olüm
Soframızda tek çeşit yemeğe yemek demeden önce, etsiz öğlen, akşam yemeklerini yemek yerine koymadan önce, bayatlamış ekmekleri ekmek diye ağzımıza almadan önce, normal su yerine çoğu Amerikan patentli, renkli, asitli içecekleri lıkır lıkır boğazımıza aktarmadan önce, bir giydiğimizi bir daha giymiyorsak, yama nedir bilmiyorsak, daha yeni olmasına rağmen modası geçti diye bir çok elbisemizi çöpe atmadan önce Afrika kıtasında açlık tehlikesiyle karşı karşıya kalan insanları düşünelim.
Afrika’da bir bardak suya hasret olan insanları düşünebilirsek, acaba o musluklarımızdan şarıl şarıl akan suları, akıtabilir miyiz?
Bir lokmaya hasret kalmış durumda olan ve ülkelerini zalimce yöneten yöneticilerin insafına bırakılmış bulunan ve bir deri bir kemik haline gelen o insanları gözümüzün önüne getirirsek, soframızdaki çeşit çeşit yiyecekleri rahatlıkla midemize indirebilir miyiz?
Nefsimiz bizleri Deve Kuşuna benzetmiştir. Her konuda bir mazeret bulma alışkanlığımız oldukça ileri seviyededir. Ne yazık ki çaktırmadan israf içinde bir hayat sürmekteyiz.
İsraf içimize çeşitli perdeler altında oldukça fazla bir şekilde yayılmış durumdadır. Bu sebepten, bizlerin her yemeğe oturduğumuzda veya her yeni birşey alma ihtiyacı içinde olduğumuzu sandığımızda, mutlaka Afrika’da yaşayan insanları düşünürsek. Belki böylece, nefsimizin sonu gelmez isteklerine gem vurur, biraz insafa gelir, küresel ısınmadan dolayı kısırlaşan dünyamızın nimetlerini gelecek nesillerede bırakmak ve hesabını vermekte zorlanacağımız bir hayatı yaşamaktan vazgeçeriz.