Ağaçlandırma vergisi gelir mi?

Çevre ve orman bakanlığı 2008-2012 yılları arasında yapılacak yeni bir kampanyaya başladı.

Ağaçlandırma ve erozyon kontrolu seferberliği kampanyası hakkında söylenecek çok şey var. Yıllardır Tema Vakfı ve Hayrettin Karaca ‘nın tek başına, can siperane çırpınışlarını izliyor duruyoruz. Peki bu seferberliğe başlayan insanların samimiyetine ne kadar inanabiliriz?

Aynesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Son 5 yıldır iktidarda olan hükümetin ormanlar, erozyon ve çevre konularındaki karnesi oldukça zayıf aslına bakarsanız. Şöyle ki iktidarının ilk günlerinden bu güne kadar toplumda 2B olarak bilinen orman vasfını yitirmiş alanların satışı konusunda hali hazırda görüşleri çok netdir. Bu alanların tekrar orman yapılması ve işgal eden insanların buralardan çıkarılması kesinlikle düşünülmemiştir. Aksine toplumda ki yoğun tepkiye rağmen satabilmek için elinden geleni yapmış ve anayasa mahkemesinin iptaliyle yasa geri çekilmek zorunda kalmıştır. Ne yazık ki (-)

Turizm tahsisleri konusunda özellikle Ege ve Antalya yöresinde çok yoğun orman kıyımlarına sebep olmuştur. Hatta İsmi bile dillerde olan Sorgun ormanlarının yok olmasına kayıtsız kalmıştır. Olay hali hazırda mahkemeye intikal etmiş vaziyettedir. (-)

Su fakiri ülkemizin ekolojik açıdan su fakiri bir ülke olmasına rağmen golf turizmi için tahsisler yapılmıştır. Golf öyle bir spordur ki dünyadaki golf sahalarının sulaması için harcanan su ile 4.6 milyar insanın günlük su ihtiyacı karşılanabiliyor. Varın gerisini siz düşünün. (-)

Yanan orman arazilerinin tekrar ağaçlandırması konusunda olumsuz çok fazla haber çıkmıştır. Bu alanların bazılarında maden arama izni verilmiştir. Ayvalıkta ki yanan şeytan sofrası ormanının bir kısmı maden aranması için tahsis edilmiştir.(-)

Kaz dağlarının tahribatı konusunda toplumda oluşan tepki susturulmuş ve çekemeyen insanların karalama kampanyası olarak yansıtılmıştır. Çevre konusunda ki hassasiyetler nedense görmezden gelinmiştir. (-)

Bence çevre ve orman konularında hükümetin karnesi bayağı (-) dir. Yapılan kampanya ise göstermelik veya reklam kampanyalarının ötesine geçmesi en büyük temennimdir. Toplumda çevre ve orman konusunda bilinç oluşturmak çok olumlu olacaktır. Ancak toplumun hassasiyetlerinin ranta dönüştürülüp suistimal edilmesi ise olumsuz bir davranış olacaktır. Reklamlarda gösterildiği gibi bunu mu istersiniz bunu mu gibi bir ikilemle sanki toplumun suçuymuş veya tercihiymiş gibi zorlanması yanlıştır.

Çünkü dolaylı vergilerle zaten iliğine kadar vergi alınan toplumun hissiyatlarını sömürerek kampanyayı topluma yüklemek bu ülkede gelenektir. Hiç unutulmamalıdır ki hali hazırda ödediğimiz vergilerin pek çoğu sözde deprem vergileri ve sözde 8 yıllık eğitime katkı paylarıdır.

Resim: Sorgun ormanlarından bir görüntü