- Kategori
- Şiir
Ağlak gece kuşu sonatı

03: 25…
Kafamda sözcükler darmadağın
Ve hiçbiri bir başlangıç yapmaya uygun değil.
Kendimi tarif etmekten en nefret ettiğim kimyasındayken beynim
Ne yazarsam kıyısından geçerim bir saçmalığın bilemiyorum.
Ne seyir ne seyir şimdilerde nacizane sahnelerim,
Bir histerik gülmeler ağlamalar, bir öyle dakikalarca durup bakakalmalar ki tadına doyulmaz,
Öyle kendiyle yüzleşmeler, sesini bir tek kendine duyurmalar,
Sorular, yanıtsızlıklar,
Daha büyük sorular ve daha büyük …
Üç noktanın şevkatine sığınmacalar böyle yerli yersiz…
Neresine yaslasam ruhumu bir türlü rahat edemediğim bir ülkenin üzerinde,
Kendi hayatımın insanlarından an be an soyutlanarak
Ve lime lime ederek tüm iyi nedenleri
Mümkün müdür hala bir hayale tutunmak?
Saat 04:01…
Uykum var,
Tuşlara basmak bile…
Zor…
Bir göz bandı, bir çift kulak tıkacı ve bir puzzle ın sonradan bulunmuş kayıp parçası gibi
boşluğa yerleşen o birkaç tümce …
“Serçenin ölümünde bile vardır bir bildiği kaderin.
Bugün olacaksa bir şey yarına kalmaz,
yarına kalacaksa bugün olmaz.
Bütün mesele hazır olmakta..
Madem bırakıp gideceği hiçbir şeyin sahibi değildir insan,
erken bırakmış ne çıkar
Ne olacaksa olsun!…”(Hamlet)