- Kategori
- Siyaset
Ah bir zengin olsam...

Ah bir zengin olsam
Sana neler neler alırdım
Yaşardın gönlünce sen
Bir zengin olsaydım ben
Çalışmazdık asla
Ne isterdim tanrıdan bundan başka ben
Her akşam votka rakı ve şarap
Şarkısını sana öğretirdim ben
Geçip gider kalmazdı hiç keder
Ömrümüz zevk ve neşeyle dolu
Sürer giderdi hayat boyu
İşte böyle zengin olsaydım ben
Belki de böyle bir zenginlik içinde olsaydık sevgilim
Bunca rahat yine de bedbaht mutlu olmazdım ben
XXX
Bu şarkı, müziklerini Jerry Bock'un bestelediği, şarkı
Diyeceksiniz ki "Şimdi de sanata mı merak sardın?"
Yok, öyle değil. Sanata filan merak sardığımdan değil de, ülkemizde geçirdiğimiz bir kara gecenin sonrasında, hükümetin uygulamalarını düşünürken dilime dolanan şarkı...
Sadece baş tarafını "Ah bir güvene bilsem" olarak değiştirmek ihtiyacını hissettim.
Örneğin TSK'da yapılan, yapılmak istenilen ve adına "Yeniden yapılanma" denilen gerekçelerle alınan kararlar.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin emelin oluşturan Kara Kuvvetleri Komutanlığının forsunda, kuruluş tarihi olarak "M.Ö. 209" belirtilir. Bu tarih Büyük Hun İmparatoru Mete Han'ın tahta çıkış tarihidir. O tarihte Mete Han, ilk "Düzenli ordu" yapılaşmasını oluşturmuştur.
Deniz Kuvvetleri Komutanlığının kuruluşu, 1081 olarak gösterilir. Bu yıl Emir Çaka Bey tarafından İzmir'de kurulan tersanelerin kuruluş yılıdır ve Deniz Kuvvetlerinin de kuruluşu olarak kabul edilir.
Hava Kuvvetleri Komutanlığının kuruluşu ise, Kurmay Yarbay Süreyya İlmen'in "Kurmakla" görevlendirilmesi yılı olan 1911 senesidir.
Sözü şuraya getirmek istiyorum...
Kara, sonra Deniz Kuvvetlerinin kuruluşu o kadar eski ki, bu kurumların kendilerine özgü gelenekleri vardır ve bunlarla oynamaya gelmez. Geliştirilebilir, ancak köreltilme çabası içine girmemek gerekir.
Diğer yönden "Askerlik" düz orta okul, lise gibi okullarda verilen eğitime benzemez. Bunlar bir anlamda "Meslek Okulları" düzeydedir ve mesleklerin incelikleri bu kurumlardan geçerek öğrenilir. Sonradan öğrenilmeye başlanırsa, buna "Daldan eğme" diyebileceğimiz bir eğitim sistemi olur ki savaş sanatı için "Daldan eğme" tehlikedir.
Ülkemizde 1970 li yılların başına kadar Atatürk ilkelerine, vatanına ve milletine bağlı subayların, assubayların yetiştiği bu kurumları kaldırmak, gelecek için olumlu bir yaklaşım şekli değildir.
Denetimsizliğin ve dikkatsizliğin soncunda raydan çıkan, kurumlar değil, ne yazık ki oralara türlü cambazlıklarla, hile ile girenlerin ortaya çıkardıkları olumsuz sonuçlardır. Bu gerekçeleri ileri sürerek askeri okulları kapatmak bence hatalıdır.
Mesele, olumsuzlukların ne olduğunu tespit edip, gerekli önlemleri almaktır.
Dahası, yine OHAL kapsamında çıkarılan KHK ile ordunun yapısını alt-üst etmek de akla ziyan bir uygulamadır.
Emir-Komuta zincirini, siyasi zevatın inisiyatifine bırakmak da tehlikedir. Önüne gelenin askere emir vermesi kabul edilir bir durum değildir. Sivil ve uzman olmayan kişilerin askere emir verme gibi tehlike, ülkeyi karanlığa sürükler. Bunu görmek gerek.
Aslında KHK'ler en geç 30 gün içinde onaylanmak üzere TBMM'ne getirilme zorunluluğu vardır. Gerçi bunların oylamasında iktidarın oyları yetecektir, bunda bir sorun yok. Ancak, alınan kararların anayasaya aykırılığı ile açılacak davalarda iptal edilmesi, sıkıntı yaratır.
Umarım iktidar, bizim düşündüğümüzün de üstünde bu konuları düşünerek yapmaktadır.
İşte bu noktada diyorum...
Ah bir inanabilsem!...