Ah duvarlar

Ah duvarlar, yârin hasreti ile içine hapis olduğum, bana işkence dolu anları yaşatan duvarlar.. 

Nazlı cananım sen olmadan bu işkence dolu dört duvar arasındaki çilem biter mi? Bahar gelse kış gelse sonbahar gelse benim için ne önemi var, sen yanımda olmadıktan sonra!

Gidişinden sonra bahçemde bülbüller artık ötmüyor, açan güllerim soldu gönül bağım oldu viran.

Bir inat uğruna anlayışsızlığının uğruna yok yok ikimizin anlayışsızlığı inadı uğruna yıktık geçtik gönül sarayımızı, aşk ile çağlayan gönül nehrimizi beraber kuruttuk!

Artık ikimizde ağlasak feryat etsek boşuna, sen başka bir şehirde ben ise viran ellerde sokaklar da gezerken birbirimizi af etmek den uzak durur iken, mutlu günlerin gelmesi boşuna.

İkimizde kavuşmanın hasretini değil kin ve nefretin doruklarını yaşamak ile meşgul iken kavuşmamız mümkün değil!

Mutlu günler geri gelse de

Af etmenin güzelliğini bilmesek her şey boşuna

Aşk ile gönlümüz çağlasa

Af etmeyi bilmedikten sonra her şey boşuna

Söyle sevgili böyle mutlu günler gelir mi?

Bir inat uğruna sen ben mutluluk ile güler mi?

Mehmet Aluç