Ahh Şu Nankör Kocalar

“Ay valla öldüm meraktan Buse'cim, neden buluştuk alelacele?”

“Boğulacak gibiyim çünkü Arzu! İçime ata ata yaşlandım valla!”

“Ne o, Mert’le mi sorunlarınız var?”

“Bırak Allah aşkına, ona da çok sinirleniyorum zaten. Evlenmeden önce dakika başı beni sevdiğini söylerdi, şimdi, ‘Akşama yemekte ne var?’ diyor.”

“Benimki farklı mı sanki, hepsi aynı bunların!”

“Yani bir adam bu kadar mı değişir! Bana -yağlarla- yumuşacık masajlar yapan, sevgi dolu isimler takan adam gitti; yerine, arabasını itinayla yıkayıp cilalayan bir adam geldi.”

“Arabasının kapısına derin bir çizik atasın, camlarını kırasın geliyor mu?”

“Yoo, arabasıyla birlikte denize itesim var! Evlendiğim o romantik adamı tanıyamıyorum: Hep dekolte giyinmemi isterdi. Evde çıplak dolansam kendimizi yatakta bulurduk! Şimdiyse oturmuş, TV'de güreş müsabakaları izliyor.”

“İyi ya, güreş sen de işte; devamlı tuş ol, hoşuna gitsin!”

“Güreş pozisyonuna bir geçebilsek! Yok, ben yaptım bir yerde hata da nerede! İnanır mısın, kumsalda -ay ışığı altında- sımsıkı sarılıp şiirler okuyan bir adamdı o. Tamam yine sarılıyor da futbol konuşuyoruz artık!"

“Hah-haa, gerçekten mi, bu anlattığın gerçekten Mert mi; nasıl geldi bu hale?”

“Belki de hep böyleydi de ben göremedim! Flört ederken, gün içinde devamlı arar motive ederdi. Akşam da yorgunluk bilmez çılgınca sevişirdik. Şimdi bizim yatak Ölü Deniz’e döndü, beyimizin tüm ilgi ve desteği tuttuğu takıma.”

“Yani, kocanı tanımasam dediklerine inanırdım da şu an hayretler içerisindeyim!”

“Ben onu aşkla severken, mutlu etmek için var gücümle çırpınırken geçen gün ne yapsa beğenirsin: Sen gizlice al benim telefonumu ve sevgilime Face’te -benim adıma- arkadaşlık isteği gönder! Şaşırmış tabii o da, görünmeyiz çünkü sosyal medyada! Valla nankör şu kocalarımız şekerim, hiç değerimizi bilmiyorlar!”