Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Mayıs '16

 
Kategori
Siyaset
 

Ahmet Davutoğlu akademik kimliğini öne çıkardı..

Ahmet Davutoğlu akademik kimliğini öne çıkardı..
 

Herkes Davutoğlu'nun boynu bükük koltuğunu terketmek zorunda kaldığını düşünüyor. Saray'la bazı konularda görüş ayrılığı yüzünden görevinden istifa ettiği de konuşuldu yazıldı çizildi.

Evet. Saray'la bazı konularda görüş ayrılığı zaman zaman yaşandığına hepimiz şahit oluyorduk ama ben sizler gibi düşünmüyorum.

Ahmet Davutoğlu Başbakan'dan önce bir akademisyen bir pröfesör olduğunu unutuyoruz bazen. O bir politikacıdan önce bir bilim adamı olduğunun da altını çizelim bi defa..

Davutoğlu'nun siyasi görüşünü beğenirsiniz veya beğenmezsiniz, o ayrı konudur. Sessizce hiç bir sitemde bulunmadan hiç bir değerlendirme yapmadan kendi isteği ve vicdan-i sorgulaması neticesinde istifa ettiğini düşünüyorum.

Bir duruş sergilemiştir Davutoğlu.

Ve o duruş bazı akademisyenlere ve bilim adamlarına örnek olmuştur-olacaktır diye de umuyorum. Tabi bu arada hem akademisyen hem de sanatçı olan ünlü kişiler de örnek almalıdır diye düşünüyorum Ahmet Davutoğlu'nun bu ilkeli duruşunu.

Mesela aklıma gelen hem Doktor hem sanatçı Mustafa Altıoklar, Diş Hekimi Bedri Ayseli, Akademisyen Pelin Batu gibi sanatçılar hem akademik kariyerleri hem de sanatçı kişilikleri övgüye şayan nitelik taşıyor olduklarını görebiliyoruz.. Ama bazı akademik kimlikli sanatçıları görüyoruz, -amiyane tabirle-  ayarsız!. Bi iyi bi kötü, bi sevecen bi bed-haşin. Hatta hayranlarına karşı yapay davranışlarda bulunabiliyorlar. Hayranlarından almış oldukları sevginin karşılığını vermekten de acizler bazı akademisyen kimlikli sanatçılar. Hatta sevgi almasını bile bilemiyorlar. 

Ben bu gibi akademisyen kimlikli sanatçıların yüksek volümlü ego'ya sahip olduklarını düşündüğüm gibi biraz da hasta ruhlu olduklarını düşünürüm çoğu zaman.

Akademisyen kimliği taşıyan sadece sinema veya ses sanatçıları değil, resamlar tiyatrocular heykeltraşlar hatta köşe yazarı gazeteciler de dahildir.

Bu tespitlerim tabiki sadece sanatçılar için değil, toplumun her katmanında bulunan insanlar için de geçerlidir.

Ama madem Davutoğlu ile başladık ve bilim adamını tartışmaya çalışıyoruz, aklıma akademik donanımlı sanatçılar geldi.

Bi kere akademik kimliğe sahip olmak demek toplumda üst kimliğe sahip olmak demektir. Toplumun nabzını iyi tutabilen demektir. Toplumun sosyolojik yapısını iyi algılayabilen demektir. Dolayisiyle toplumsal ilişkilerde denge kurabilen ve topluma aktarabilen bilim insanı konumunda olmak demektir.

Akademik insanlar toplumda hata yapma şansları yoktur. Hata yapmamaya özen göstermek zorundadırlar. Toplum ilişkilerinde hatalı davranışlarda bulunabiliyorsa onun bir kişilik sorunu var demektir.

Akademik donanıma sahip olmak ayrı bir şey dir, sağlam kişiliğe sahip olmak ayrı bir şey dir. Akademik kimlik ile kişilik yapısı bir biriyle örtüşmediği zaman sadece diplomali akademisyen olarak kalıyorsunuz. Kendinizi akademik anlamdada geliştiremiyor olursunuz ve sanatçıysanız da iyi bir sanatçı olamıyor oluyorsunuz. Kendi ekseniniz etrafında dönüp durursunuz.

Bu nedenle Ahmet Davutoğlu'nun örnek davranışını özellikle akademisyen sanatçıların örnek almalarını öneriyorum.

Konservatuar mezunu sanatçıların çoğunu da akademisyen kimlikli sanatçılar olarak görmek gerekir ve toplum ilişkilerinde hata yapmamaları için Davutoğlu'nun ilkeli duruşundan ders almaları gerektiğini vurgulamak isterim.

 

 

 

 
Toplam blog
: 2327
: 450
Kayıt tarihi
: 03.07.07
 
 

25.05.1960 doğumlu. Üniversite terk. Müzik, seyahat ve tiyatro sever. Antalya Devlet Tiyatrosu'nd..