Aileler hızla dağılıyor.

Artık evlilikler azalıyor boşanmalar hızla artıyor:

Peki neden?

Pek çok nedeni var aslında ama;

Bunun en büyük nedeni modern hayat tarzı dediğimiz yapı yüzünden kadına özellikle çok yük binmesi dolayısıyladır. Günümüzde hem kadın hem erkek uzun saatler çalışmakta, ana-baba işe çocuk kreşe verilmekte sonuç ise başarısız mutsuz evlilikler olmakta. Hele birde karı koca Banka'cıysa ve özel Banka'da çalışıyorsa iş daha zor, hafta sonları eğitim ve seminerlerde savunmasız müşteriler nasıl kandırılırın anlatıldığı bu eğitimlerde beyinler daha acımasız ve bencil olmaya itilmekte.

Şirketler biz anlayışını yerleştirken aileler umurlarında bile olmamaktadır. Herkes ve her şirket kasasını düşünmekte, olan savunmasız ailelere olmaktadır. Hele çiftler genç ve tecrübesizse durum daha feci olmaktadır.

Aileyi Aşk bile kurtaramamaktadır, zira uzun süreli ayrılıklar çiftlerin birinden soğumasına ve toplumun Bihter'leşmesine, Behlül'leşmesine veya Adnan'laşmasına yol açmaktadır.

İşte bu yüzden Aşk-ı memnu en çok seyredilen dizilerden oldu, toplumun genel durumuna ışık tutmasından dolayı milleti ekrana kitledi. Dizilerin tamamına bir bakın tamamı aileyi ve gençliği mahvoluşunu hızlandırırken düzeltmek yerine var olanı normalleştirmektedir. Hiç bir dizi kişisel gelişime katkı sağlamamaktadır, bunun biraz istisnası "Çocuklar Duymasın" dır ama onuda o kadar oynattılarki toplum öğürecek duruma geldi.

Gelecekte evlilikler daha az olacaktır, zamanla kapitalist düzen aileyi yok edecektir, bu kesin. Bu nüfusu dahada azaltacaktır. Özellikle sahil kesimlerinde nüfus azalışı Doğu Anadolu'dan gelen göçlerle dengelenmekte şimdiden gelecekte bu daha fazla olacaktır.

Peki ne yapmalı? Aile nasıl kurtulur? Üzgün ve mutsuz çiftlerin yüzü nasıl güler? Çocuklar parçalanan ailelerde sıkıntı yaşayarak yada babası belirsiz şekilde doğmaları nasıl engellenecek?

Basit bir doğal Gaz ustacılığı için bile Sertifika gerekirken aile olmak için neden olmasın? Herşeyden önce devlet evlenecek çiftlere evlenmeden önce mutlaka kurslar açmalı, bu kurslarda devam mecburiyeti olmalı, ilk öğretim 7-8 ve liselerde mutlaka AİLE, AİLE AHLAKI, ÇOCUK Bakımı, Yaşam, ev ekonomisi ve bütçesi üzerinde DERSLER verilmeli.

Bu yapılmazsa toplum yavaş yavaş çökecektir. Batı ülkeleri çökmeye başladı, Alman'ların nüfusu azalıyor, ortalama yaş 42. Bu sosyal devlet yapısına inanılmaz zarar vermekte. Kapitalizm ve ben merkezcil ucube insan ruhuna ters sistem herşeyin dahada kötüye gitmesine yol açmakta. Ben bunları yıllar önce Batı Avrupa'da gördüm, uyarılarım boşuna değil ama dinleyen yok. Seda Sayan olsaydım dinlerdi bu toplum.

Aile hekimliği yanında mutlaka "Aile rehberliği ve danışmanlığı" kurulmalı ve her yerde hizmet vermeli, Avrupa'nın yapmış olduğu hatayı Türkiye yapmamalı yoksa toplumsal düzen çok kötü olacak, parçalanmış ailelerden kalan çocuklar tecavüzlerin yaşandığı kötü koşullardaki yurtlara gitmeyecek ve sokata ki evsiz insan ve çocuk sayısı ve potansiyel suçlular milyonları bulacaktır.

ABD de 15 yıl önce sokakta yaşayan insan sayısı 32 milyondu şimdi bu rakam 60 milyona dayandı nerdeyse. Resesyon (ekonomik durgunluk) yüzünden bu dahada artacak gibi.

Çok önemli olsada herşey eğitimlede bitmiyor görüldüğü gibi. Çare zenginlerin Kapitalist sistem içerisinde verdikleri vergiden hariç SOSYAL SORUMLULUK bilinci içerisinde devletin belirlediği fakir ve geçinemeyen ailelere ve şahıslara ensesi kalınların yardımcı olmasıdır. Sevgililerine elmas yüzük alırlar ama ne gariban işçilerine ne de sokak çocuklarına zırnık koklatmaz bu onur yoksulları....

Bill Gates, servetinin bir bölümünü paylaştı. Fakat ABD ve Dünya'da mutlu azınlık daha da şişmanlamakta, zenginleşmekte, gelir adaletsizlikleri en çok aileyi, kadını ve çocukları hedef almakta. SOKAKTA YAŞAMAK ZORUNDA KALAN ÇOCUKLARA BU YÜZDEN "TİNERCİ" diye isim konmuştur, onlar toplumun yetim ve bakıma muhtaç garibanlarıdır.

"TİNERCİ" çocuklar severek isteyerek tinerci mi oluyor lar? HAYIR

Onları bu toplum ve toplumu oluşturan bozuk aile üzeni sokağa atıyor, çocuk ev içinde asgari ücretli patronun hırsını kendinden çıkaran babadan kaçıyor ve sokağa, sokaktaki kedi ve köpeklere sarılıyor. Sokakta kedi ve köpeklerle aynı kaderi paylaşıyorlar, hatta kedi ve köpekler daha şanslılar zira Hayvanları Koruma derneği var ama "Aile şiddeti yüzünden sokağa itilen çocuklara yardım ve rehabilitasyon" derneği yok.

Sonuçta biz hepimiz var olan bu zor hayata, kapitalizmin zulmüne, zenginlerin züppe ve şımarıklıklarına, hayatın pahalılığına ve adil olmayışına, bizim ruhumuza ve etik anlayışımıza hedef alan dizilere, duygu ve düşüncelerimizi sömüren pragmatist yandaşlarıyla ülkeyi sömüren partilere karşı dayanmalı, direnmeli, herşeye rağmen okumalı, öğrenmeli, çabalamalı, mücadele etmeliyiz. Öyle çabalamalıyızki "Süt kazanına düşen Fare gibi ellerimiz ayaklarımız çırpınmalı, o kadar hızla çırpınmalıyız ki boğulmayalım, altımızda tereyağı oluşsun ve üstüne çıkıp atlayıp kurtulalım" bu fakirlik, cahillik, bayağılık, ahlaksızlık batağından.

Kolay olanı seçmek ailenin ve toplumun bitişi demek.

Aile: Kendisi için değil sevdikleri için yaşamanın, başta keder hüzün sevinç olmak üzere bir lokma ekmeği paylaşmanın yaşandığı en küçük komünal ( Paylaşımcıl ) sosyal birimdir. Bencilleşmeye, kendinden daha çok başkalarını, hatta komşuyu düşünmeye yol açtığı için de

KAPİTALİZMİN en büyük düşmanıdır AİLE...