- Kategori
- Siyaset
AK Partiye önerimdir.. Dershaneler mutlaka kapatılmalıdır! ...

DERSHANELER GERÇEKTEN KAPATILABİLİR, SAMİMİYSENİZ BU SORUN GERÇEKTEN ÇÖZÜLEBİLİR! ...
Samimiyseniz bu sorunu gerçekten çözebilirsiniz! Bugüne kadar belki de çoğu fikrine katılmadığım Ak Parti’ nin ilk kez bir fikrini yürekten destekliyor ve benimsiyorum. Evet, dershaneler mutlaka kapatılmalıdır! ...
Bunu çocukluklarını ellerinden aldığımız, hayatlarını okul- dershane- ev arasına sıkıştırdığımız, bırakın sosyalleşmeyi kitap okumaya bile zaman bırakmadığımız çocuklarımıza borçluyuz! ...
Bu konuda her kafadan bir ses çıkarken, bu ülkenin bakanlarına, başbakanlarına, Millî Eğitim bakanlarına, Cumhurbaşkanlarına, yazarlarına, doktorlarına, öğretmenlerine sormak istiyorum; hayatlarının hangi döneminde ne kadar dershanelere gitmişlerdir? Yurt dışında birçok projeye imza atan bilim adamlarımız, üniversite mezunlarımız, çocukluklarını ballandıra ballandıra anlatanlarımız dershanelerde ne kadar zaman harcamışlardır? Yeni jenerasyon sayılan bizim kuşağımız bile dershanelere sadece lise son sınıfta gitme ihtiyacı duymuştur. Bir de şimdiki çocuklara bakın, ilkokuldan itibaren dershane- okul arasında sıkışmış hayatlarıyla ne kadar mutlular acaba?... Onların hayatları hakkında birçok karar verilirken, onlara fikrini soran yok! … Birbirleriyle yarış halinde olan, çocuklarının yerine karar veren velilerden bahsetmiyorum, çocukların hür düşüncelerinden bahsediyorum. Oyun oynaması, kitap okuması gereken çocuklardan!
Gözden kaçırılan bence en önemli faktör, eski öğretmenlerimizin eğitim aşkı, çocuğu destekleyen, rol model olan, öğretmek için çaba harcayıp hayatını öğrencilerine ve eğitime adayan, bundan yakınmayan eli öpülesi öğretmenlerimiz. Bir de bugün 3 ay tatil yapıp, yarım gün çalışan, aldığı maaşı beğenmeyip, devamlı bundan yakınan öğretmenlerimiz. Eskiden öğretmen olmak bu kadar cazip değilken, bugün bu kadar popüler olmasının nedeni bu zaten. Hiçbir işte bu kadar maaşlı tatil yapamazsınız ve yarım gün çalışarak bu parayı alamazsınız. Sonuçta bu kadar meslek varken kimse kimseyi zorla öğretmen yapmıyor.
Dershaneler kapanamaz, eğitim merdiven altına iner diye feryat edenlere ve dershane sahiplerine sormak istiyorum; amacınız gerçekten sadece eğitime sahip çıkmak mı, kapanan para musluklarını açmak mı? Dershanelerde eğitim veren öğretmenler farklı bir eğitim alarak mı veya farklı üniversitelerden mezun olarak mı eğitim hayatına atılıyorlar? Tam tersine dershane öğretmenlerinin çoğu ya formasyon alamayan ya da atanamayan öğretmenlerden oluşmaktadır ki, burada daha iyi bir eğitimden bahsetmek imkânsızdır. Kaldı ki, eğitim sadece sınav ve testlerden ibaret değildir, talim ve terbiyeyi de kapsamaktadır. Sonuçta dershanelerde, özel okullarda veya devlet okullarında eğitim veren öğretmenlerin hepsi aynı eğitimi almaktadır. O zaman eğitimdeki farklılığı başka bir yerde aramak gerekmektedir.
Aksini savunanlar ve eğitim aşkıyla yanıp tutuşan dershane sahipleri o zaman devletten belli bir bütçe alarak eğitimlerini devam ettirsinler ve dershaneleri parasız yapsınlar. Böylece bu ülkede sadece 100.000 değil 1.700.000 öğrencinin tamamı bu imkândan yararlansın. Ailelerde sıkışarak, fedakârlık ederek, bir yerlerden kısarak dershanelere ödedikleri ( ki, bu ülkede dershane parasını ödeyemediği için hapishanelere düşen anneler, intihar eden öğrenciler vardır. ) bu paraları çocuklarının daha iyi yaşamasına, sosyalleşmesine, beslenmesine, sağlığına ve geleceğine ayırabilsin. Ayrıca devletin görevlerinden biri de çocuklara eşit eğitim hakkı tanımaktır. Şu anki ortamda değil eşitlikten adaletten bile söz etmek mümkün değildir.
Bu ülkede dershanelerin şakşakçılığını yapan, eğitim çöker diyenlere bir çift sözüm var; Siz hiç çocuk olmadınız mı, arkadaşlarınızla oynamak eğlenmek istemediniz mi? Evet, eğitimin köklü bir değişime, yenilenmeye ihtiyacı vardır. Ama bu bahsedildiği kadar imkânsız değildir! …
Devlet okullarına bir kez atandıktan ve devlet himayesine girdikten sonra kendini ömür boyu garantiye alan öğretmenlerle ( ki, … devletin hemen birçok kurumunda var olan, nasıl olsa emekliliğin garantilendiği bir işi olduğu için yenilik ve başarıyla ilgisi olmayan, zamanını geçir, salla başını al maaşını zihniyeti… ) Avrupa’ da olduğu gibi 1 yıllık başarı önkoşullu bir sözleşme imzalarsanız eminim ki, eğitimdeki birçok sorunun da bir çırpıda çözüldüğünü göreceksiniz. Başarısıyla ödüllendirilen ve sözleşmesi yenilenen öğretmenlerin de eğitim anlayışı değişecek, atanamayan öğretmenlerin sorunları da çözülecektir. Böylece yıllardır sorun haline getirilen eğitim de sorun olmaktan çıkacaktır.
Herkesin sadece kendini ve cebini düşündüğü bir eğitim anlayışında tabii ki, başarıdan söz edilemez. Bu kadar feryat eden 4000 kadar dershane sahibinin sadece çocukları ve onların geleceğini düşündüğüne beni kimse iknâ edemez. Evet, belki onlar maddi olarak üzüleceklerdir. Ama birilerini üzmemek adına çocuklarımızın geleceğine ipotek koymak ta kimsenin hakkı değildir.
Kimin ne kadar yaşayacağının bile belli olmadığı bu dünyada sınav stresi, sadece dersler ve testlerle geçirilecek bir çocukluk ve gençlik dönemini hak etmiyor bu çocuklar. Onlar bizim çocuklarımız. Küçücük omuzlarında ve bedenlerinde bu kadar yük, bu kadar stres. Çoğunun kitaplardan, şiirlerden, şarkılardan haberi bile yok. Çünkü, kendilerine ayırabilecekleri zamanları yok.
Çocuklar çiçek, çocuklar güneş, çocuklar umut, çocuklar gelecek! ... Lütfen kendi kısır hesaplarınız ve çıkarlarınız uğruna onların geleceğiyle oynamayın! Buna hiç kimsenin hakkı yok!
Ülkemin geleceği adına, kendi adıma, çocuğum adına tüm kalbimle inanıyorum ki; Dershaneler ve özel dersler mutlaka kaldırılmalıdır! Bunları yazarken belki de birçok insanı karşıma alacağımı bildiğim hâlde sadece yüreğimin sesini dinleyerek diyorum ki; Dershaneler mutlaka kapatılmalıdır ve eğitim sözleşmeli öğretmenlerle tekrar okullara dönmelidir! …
1.REZZAN SAİTOĞLU