AKP’nin yükselen başarısı ve CHP’nin halk kitlelerini ikna edememesi

Konu: AKP’nin giderek yükselen başarısı ve CHP’nin birtürlü halk kitlelerini ikna edememesi 

a) AKP halkın dini duygularını politik araç olarak kullanıyor 

b) 2001 den bu yana Türk ekonomisi muazzam bir gelişme gösterdi. 

Gayri safi milli gelir (BSP) nerdeyse 3 katı artarak 10 bin ABD Dolarını geçti. Yani Ekonomik gelişmeden fakir ve işsiz halk kesimlerinin büyük bir kısmı payını almakta. 

c) AKP 

Çağdaş ve Laik Atatürk’çü Batı yaşam düzenini halka „Bu yabancı bir sistemdir, halka Atatürk ve elitler tarafından dayatılmıştır bu Sistemi kaldırıp sana ve dinine yakışan Şeriat sistemidir. Bunu yerleştireceğiz“ diye büyk bir atağa kalktı 2001/2002’de. 

d) Türkiye Cumhuriyeti Atatürk ve Türk Ordusu tarafından kurulmuş olup Ordu 100 yıldır Türkiye’nin iç ve dış politikasında söz sahibidir. AKP bu böyle olmaz demokratik rejimlere bilhassa AB ülkelerine uyum sağlamalıyiz diyor. Ve bu bahane ile ordunun üzerinde baskıyı artiriyor. Şu anda 250 kadar General Subay Assubay BALYOZ ve ERGENEKON adı altıda ceza evlerinde bulunmakta. Bu da halkın büyük bir kesimi tarafından malesef olumlu karşılanmakta. 

e) Şeriatın 1400 yıl öncesinden kalma gayri demokratik despotik ve ortaçağ yaşam düzeni olduğu halkın en azından yarısını rahatsız etmiyor. 

CHP’nin başarısizlığı neye dayaniyor: 

Cumhuriyet kuruldaktan sonra Atatürk 

Osmanlının çağdas Batı ülkelerinden 300 sene geri kalmış ve ancak %5’in okuyup yazabildiği (daha doğrusu imzasını atabildiği) bir Halk buldu. Şimdi aradaki bu farkı zaman kaybetmeden kapatmak gerekiyordu. Geriliğin ana sebebi irtica ve şeriat idi. Ohalde halkı 300 sen önce Avrupa’da başalnıp başarıldığı gibi Türk Halkını da AYDINLATMAK (Aufklären, enlighten) gerekiyordu. Bunun için büyük ve cüretkar Reformlar gerçekleştirdi. Biz buna Atatürk Inklapları diyoruz. Evet bu Çağdaş ve Laik Reformlar sayesinde Türkiye 15 senede 300 yılı kaptmak üzere oldu. 

a) Tabi ki Reformlar Inkilaplar bugünkü anlamda tam demokratik olamaz. 

Adı üstünde Reform /Inkilap. 

b) Iste halkın bir kısmı bu reformları birtürlü hazmedemedi. 

1950’den beri her seçimde Atatürk reformlarını yontan partilere oy verdiler. 

c) Halk CHP’yi kendi partisi değil yanlış algı ile Elitlerin Atatürkçülerin Batılılar gibi yaşamak istiyenlerin partisi olarak gördü. 

d) 1960 dan beri Ordunun Atatürk Reformlarını korumak amaçlı olarak üç defa idareyi ele almaları muhafazakar halk kitleleri için CHP’nin oyunları olarak görüldü. 

e) Halbuki Türk Ordusu kanunla Cumhuriyeti Atatürk Reformlarını korumak ödev ve sorumluluğu vardır ve Irtica ile savaş bu sorumluluk çerçevesinde bulunmaktadir. 

Halkın güvenini kazanabilmesi için ne yapması gerekir: 

a) Önce halka inmek gerekir. CHP’yi seçmek demokrasiyi, sosyal demokrasiyi, çağdaslığı, refahi, insan haklarına saygıyı seçmek olduğunu anlatmak gerekir. 

b) Bu hiç kolay değil, çünkü karşı taraf dini kurcalamaya kullanmaya devam edecektir. 

c) Zaman daralıyor, Türkiye’nin Rejim kavgası bir doğu din bazlı geri Şeriat Rejimine dönüştürülmek üzeredir. Bunun icin önümüzdeki Yeni Anayasa bir mihenk taşı olma durumundadır. 

d) Gerçi Avrupa ülkelrinde Ordu Savunma Bakanlığı emrindedir, ama AB ülkelrinde Türkiye’de olduğu gibi bir Rejim kavgası yoktur. 

e) Doğuda UCUBE (canavar, monster) diye yıkılan veya depolara indirilen heykeller bir başlangıctır. Yakında bütün Atatürk heykel ve büstlerinin yıkılması ve kaldırılması söz konusudur. Çünkü muhafazakar halkı kandırmak kolay. Ona göre hava hoş; zaten Şeriata göre heykel resim ve sanat Putperestliğe girer ve yasaklanmalıdır. Işte CHP bu halk kitlelerini modern ve hür yaşam sisiteminin faydalarından bahsederek kendine çekmek durumundadır. 

f) Bütün bunlar çok zor ve zaman ister. 

Ama Kılıçdaroğlu iyi bir başlangıç yapti bu yönde. Halka inmek icin proje ve planlar üretti. Hiç değilse 6 ay icinde oylarını 7 puan artırarak %26’ya çikardı. 

g) Kısacası CHP Kılıçdaroğlu’nun açtığı kulvarda devam etmelidir. Yoksa 21’inci yüzyılda halkın güvenini kazanmadan onların oyunu almadan Hükümet olunamaz, başa geçilemez. 

Ahmet Yilmaz, Frankfiurt (Ger), Ağustos 2011 

Saygilarımla