AKP ve Gülen'i bitirme planı -2

Bir önceki yazımda bahsettiklerim, tamamen hepinizin gazetelerde okuduğunuz bir haberin ana başlıklarıdır. Alıntıdır yani.. Ama göz önünde duran ve hemen hemen her gazetenin ilk sayfasına taşıdığı bu olayda konuşulan bu üç senaryonun hangisinin gerçek, hangisinin doğru olduğu, henüz belli değil. İspatlanması zor olsa da, ibrenin yönü benim gözlemlediğim kadarı ile askere doğru yöneliyor. Biraz açacak olursak bu senaryoları, bakın gazetelerde nasıl bahsediliyor.

<ı>Birinci Senaryo: Bu senaryo sahtedir ve Gülen cemaati içinden birileri yazıp şekillendirmiş ve servis etmiş olabilir.

Böyle bir şey mümkün mü? Neden mümkün olmasın ki ? Elbette ki bu mümkün !. Ama burada sorulacak asıl soru şu olmalı? Böyle bir şey mümkünse bile, bu polisin içinde mi, askerin içinde mi ? Yani Emniyet’te şekillenmiş Gülen cemaati var, yoksa Fethullahçı örgütlenme Asker içinde de boy vermeye mi başladı? Zira, belge’nin ordu içindeki ya da orduya mensup bire ait bir bilgisayar üzerinde yazılması gerekiyor ve üzerine atılan imzanın sahte olduğu düşüncesi var. Aslında daha çok sanırım bu madde üzerinde yoğunlaşılıyor. Zira yıllardan beri süre gelen bir asker-gülen cemaati arasındaki psikolojik gerilim herkesçe malum. Askerin ve silahlı kuvvetlerin “tarikatlar” meselesine bakış açısı da belli. Genelkurmay başkanının askeri okullar açılışındaki konuşmasındaki “tarikatlar” kısımlı açıklamalarını hatırlayın. Tarikatlar dosyası da her Yüksek Askeri Şura toplantısında da masaya yatırılıyor ve bu toplantılardan sonra birçok askerin “gülen cemaati üyesi” olduğu gerekçesi ile askerlikle ilişikleri kesiliyor. . Dolayısı ile, belgenin sahte’ olduğu iddialarının merkezinde ‘Fethullah Gülen cemaati tarafından hazırlandığı varsayımı kuvvetli ihtimal gibi gözüküyor.

Ayrıca, bu iddia güçlendiren bazı örneklemelerde yapılmış. Mesela, 3 Mart 2009 tarihinde Kayseri 2. Hava İkmal Bakım Merkezi ile 12. Hava Ulaştırma Üs Komutanlığı’nda görev yapan bazı astsubayların Gülen cemaatinin içinde oldukları ve sahte belge hazırladıkları gerekçesiyle tutuklanmaları ve ilgili kişilerden birinin, gözaltında alınan ifadesinde <ı>“lisedeyken cemaate girdiğini, Kayseri’de Işıkevi’ndeki liderlerinin emriyle sahte evrak hazırladığını” anlattığı belirtiliyor ve ayrıca alınan bu ifade sonrasında, ilgili astsubay’ın <ı>“yetkili askerlerin şifreyle girdiği Doküman Yönetim Sistemi’ne girdiği ve Kayseri 2. Hava İkmal Komutanı Tümgeneral Rıdvan Ulugüler adına iki sahte emir hazırladığı ve bazı evraklarla da Ergenekon sanığı Albay Cengiz Köylü için yardım toplanması çağrısı yapıldığı” gibi enteresan iddialarla askerlikten atıldığı ve tutuklandığı belirtiliyor. Böyle bir canlı örnekte yukarıdaki maddeyi oldukça güçlendiriyor.

<ı>İkinci İddia senaryosu : Bu senaryoda da, ilgili belgenin bizzat Genelkurmay’da kaleme alındığı..

Gazetelerde, “AKP ve Gülen’i Bitirme Planı” başlığıyla verilen haberde, söz konusu belgenin Genelkurmay Harekât Başkanlığı Bilgi Destek Dairesi 3. Bilgi Destek Şube Müdürlüğü’nde ‘İrtica ile Mücadele Eylem Planı’ adı altında bir yapılan bir çalışmanın ürünü olduğu ve altında 3. Bilgi Destek Şube Müdürü Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek’in paraf ve imzasının bulunduğu iddia ediliyordu. Bunun üstüne önce hükümet celallendi ve Genelkurmay’ı ilgili mahkemeye verebileceğini söyledi. Arkasından, genelkurmay başkanı, <ı>“böyle bir şey mümkün değil” derken, olaya müdahil olan Askeri Savcılık <ı>“Askeri Savcılığımızca olayla ilgili olarak yapılan soruşturmada şu ana kadar elde edilen deliller değerlendirildiğinde, ele geçirildiği iddia edilen belgenin Genelkurmay Başkanlığı’nın herhangi bir biriminde hazırlanmadığına ilişkin bir kanaate varılmıştır” diyordu. Bugün ilgili imzanın sahte olduğu ve imza sahibi olarak gözüken Albay’ın bu konudan habersiz olduğu haberlerini okuduk. Durum gittikçe karmaşıklaşıyor ve bir o kadar da ilginç bir hal alıyor doğrusu.

<ı>Üçüncü İddia senaryosu : Bu belgeyi, Askerin, hükümetle işbirliği içinde olduğunu düşünen ve bunu içine sindiremeyen Ulusalcılar’ın yapmış olabileceği..

Bana göre bu iddialar zincirinin en zayıf halkası. Kimse bu son halka üzerinde durmuyor. Zira, en son Ergenekon operasyonlar çerçevesinde çok geniş gözaltılar ve operasyonlar yapılınca, başta eski askerler olmak üzere, birçok “Ulusalcı” sıfatını kendine yakıştıran, Nisan 2009 tarihini taşıyan bu belgeyi nasıl hazırlamışlardır. Açıkçası merak ediyorum…

<ı>Devam edecek !