Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ekim '12

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Alaçatı (Rüzgârın Oğlu)

Alaçatı (Rüzgârın Oğlu)
 

ALAÇATI SOKAKLARI


Alaçatı, denizin 3 km içerisinde, kuzeyinde tarifsiz kumsalları ile Ilıca Plajı, güneyinde hiç dinmeyen rüzgara inat çarşaf gibi denizi ile Alaçatı Limanı, batısında dağları ile zeytinlikleri elele vermiş Karadağlar ile çevrilidir. Alaçatı taşevleri ve yel değirmenleri ile sessiz, kendi halindeyken, 2000 yıllarının başında sörf sporuna gönül verenler tarafından keşfedildi.

Antik çağalrda adı Agrilia olan Erytharia, İonyalı bir Yunan şehriydi.MÖ. 11 yüzyılda Giritliler ile Pamphylialılar tarafından kurulmuştur. Şehir diğer şehirler gibi klasik siyasi evrimini geçirdi. Krallık Basili'de devrildi, Ortyges Tiranlığı ile canlandı, Perslerin fethi ile hızla çöktü.

Alaçatı, kahin Sbylla'nın doğduğu kent olarak bilinir. Sbylla, Yunan Mitolojisinde gaipten haberler veren Apollon Tapınağı Rahibelerine verilen isimdir. Tanrı, Sbylla'ya ilham ve kehanet gücünü bağışlamıştır. Sbylla'nın babası bir ölümlü, annesi ise Nympha'dır (Su Perisi). Nympha, kelime anlamı olarak ''Başı örtülü, Gelin'' anlamını taşımaktadır. Sularda, ormanlarda, kırlarda yaşayan tanrısal varlığın dişisidir. Homeros'a göre Zeus'un kızıdır. Nymphalar ikinci derecede önemli tanrılardır. Doğa ve insanlar üzerindeki olumlu etkileri yüzünden çok değer görürler. Genelde üremek için erkek perileri seçerler ve insanın erkeğinden kaçarlar. Tanrılarla olan aşkları kadar ölümlülerle olan aşkları da yazılmıştır. Annesi Sbylla'yı doğar doğmaz kahinliğe başlatmıştır. Bebeğin ağzından dökülenler şiirsel dizelermiş. Daha çocukken Apollon Tapınağına adanmış, Ömürleri ise 110 yıl yaşayan 9 kişi kadarmış. Sbylla'lar ressamlara ilham vermiş ve pek çok tabloda can bulmuştur.

Alaçatı'ya Osmanlı döneminde ''Yaya- Müselim'' köyü olarak bahsedilirken rastlıyoruz. 1361 yılında genişleyen ordunun parçası olan ''Piyade- Süvari'' köyü olmuş. Belde ismini o yıllarda buraya yerleşen ''Alaçatı Aşireti''nden almıştır. Alaçatı, Osmanlılar arasında Karaköy adı ile de anılır. Karaköy denmesinde bir veba salgınında terk edilerek, bir kaç haneli mezraya dönüşmesi gösterilmektedir. 1830 yılında Sakız Adalı köylüler, Alaçatı'ya çalışmaya gelmiştir. Rum işçiler Alaçatı'nın bataklığı kurutmak için kannallar açmışlar, başarıları sonunda da şimdiki Alaçatı yerleşim bölgesini kurmuşlar. Türk arazilerine bağcılığı getirmişler ve bizi şarapçılıkla tanıştırmışlar.

1873 yılında belediye örgütü kurmuşlar. Balkan Savaşında Kosova ve Bosna'dan, mübadele yıllarında ise Selanik, Kavala, Girit, İstanköy'den Türkler Alaçatı'ya göç etmişler. Balkan türkleri için öneli olan bitki tütündü ve bağları yok edip tütüncülüğe başladılar. Bu da Alaçatı'nın gelişememesine sebep olarak gösterilmektedir.

Alaçatı, iki katlı evleri ve arnavut kaldırımları ile tipik bir Ege kasabasıdır. Evler, Aalçatı taşı ile yapıldığı için kışları sıcak, yazları ise serindir. Alaçatı'nın bozulmaması için bölge Sit alanı ilan edildi. Restore edilen Rum evleri restoran, otel ve dükkan olarak kullanılmaktadır. Meryem Ana Rum Kilisesi, mübadelede halkın müslüman olması sebebi ile de camiye dönüştürülmüştür.

Alaçatı, yılın 300 günü rüzgar almaktadır. Rumlar 19. yüzyılın sonunda Alaçatı'nın girişindeki tepeye 4 tane yeldeğirmeni kurup, un öğütmüşlerdir. Şimdiler de bu tepe devasa rüzgar gülleri ile kaplıdır. Türkiye'nin ilk rüzgar enerji santralı 1998 yılında Alaçatı'da kurulmuştur. Alaçatı'yı keşfeden sörfçüler burada bir sörf ticaret merkezi yaratmışlardır. Otelcilik sektörü sörfçülük ile gelişmiştir. Alaçatı, dünyanın 7. sörf merkezi ünvanını da hak ederek kazanmıştır.

Alaçatı'nın antika pazarlarını gezmak insana haz veriyor. Sörf yapıp, sokakların ve plajların keyfini sürmek insanda Alaçatı'yı unutulmaz yapıyor. Unutmayın ki Türkiye'nin Sakız ağaçları Alaçatı'da yetişir. Sakızlı dondurma, sakızlı reçel, sakızlı sütlaç yenecekse hali ile menbaanda Alaçatı'da yenir. Alaçatı'da 300 sakız ağacı bulunmaktadır. Sakız ağacının anavatanı Sakız Adası'dır. Sakız adasından gelen işçiler gelirken ağaçlarını da getirmişler, iyi de etmişler. Çeşme Kavunu olarak biline bir cins kavun da Alaçatı da yetişmektedir. Alaçatı, keyifli bir tatil, nostaljik evler ve yollar ile sizleri kucaklamayı bekliyor. Keyfini sürün...
 

 
Toplam blog
: 781
: 3899
Kayıt tarihi
: 23.09.12
 
 

16- 06- İstanbul'da doğdum. Tatbiki Güzel Sanatlar Tekstil Ana sanat dalı Moda tasarımı bölümünde..