Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Kasım '08

 
Kategori
Futbol
 

ALEX kazanıyor, EDU yiyor! 2:2

ALEX kazanıyor, EDU yiyor! 2:2
 

Alex kazanıyor, Edu yiyor...


Bugün bir uğursuzluk var sanki, bu 3. kez yazışım olacak. İlk yazım yayınlamaya hazırken bağlantı koptu, ikinci de ne olduysa yazdıklarım birden silindi. İnat ettim yazacağım, inşallah bunu tamamlayabilirim!

Turkcell Süper Lig'in 9. haftasında bu sezonun fırtına takımı Es Eslere konuk oldu Fenerbahçe. Bu sıradan maça artı değer katan ise, son 3 haftadır yenilmeyen ve geçen hafta evinde Cimbom'u farklı bir skorla yenen ve sıralamada aynı puanla bir alt basamağa yerleşen Eskişehirspor'un Fenerbahçe karşısında nasıl oynayacağı idi. Maçtan önce ibreler Fener'den yana gözüküyordu. Eskişehir ne kadar havalı açıklamalar yapsa da, Fenerbahçe de hafta içi kupa maçında oynamadan kazanıp moral depolamıştı, gerçi yedeklerle çıkmıştı sahaya.

Üstelik bugün doğum günü hediyem Eskişehir'den gelecek, diye yazmıştım.

Beceriksizler, pintiler...alacağınız olsun!

Maç ilk dakikalarda temposuz ve birbirini tartma şeklinde sürdü, 14. dakikada Kaptan Alex ile gelen gole kadar. Sevindim bu hediyeye, tam istediğim oyuncu atmıştı üstelik, ama sadece 3 dakika sürdü sevincim. Savunmadan kaptırılan top Anderson'un uzaktan güzel şutuyla ağlara gitti. Karşılıklı gollerden sonra maç tempo kazandı ve her iki taraf da ataklar yapmaya başladı. Bu maçta geçen maçın fırtınası, 5 golle gol krallığını paylaşan Youla etkili olamadı, yine ofsayta düştü, onu yerine Serdar çıktı sahneye. Kırdı geçirdi, sakatladı önüne geleni, gol atakları yaptı, yorulmadı 90 dakika, kırmızı kart görmesi işten bile değildi ama sadece sarı kartla kurtardı paçayı.

Oyun, 33. dakikada Peter Cheh'e benzeyen Hırvat kaleci İvesa'nın gole giden Alex'i düşürmesine kadar ortadaydı. Kaleci İvesa hem penaltı yaptı, hem kırmızı kartla dışarı alındı, üstelik de sakatlanıp ambülansla çıkmak zorunda kaldı. Penaltı tamam da kırmızı kartı pek anlayamadım, orta hakem yan hakemin uyarısıyla verdi bu kararı, belki Alex'in ayağını tuttuğu içindir.

Penaltıdan sonra dengeler bozuldu, rakip 10 kişi kalmasına rağmen, yine de hücuma yönelik mücadele etti. Isınmadan oyuna giren yedek kaleci bile iyi oynadı, neredeyse usta ayak Alex'in penaltısını kurtaracaktı. Bizimkiler de top kayıpları ve geri paslarla kaleciye yolladılar. Hele ilk yarının uzatmalarında kaleci Volkan ve Edu'nun her zamanki diyalogsuzluğu sonucu kalemize giren top var.

Geçen yıl bu zamanlar da yazımın başlığını çağrıştıran bir başlık atmıştım, Edu kendi kalesine gol atma rekorunu kırdığında. Efsane geri döndü sanki. Her iki golde de hatası var. Volkan da iyi değil. Topu tutma ve oyuna sokma becerisini kaybetmiş artık, hep sektiriyor. Rahat değil kafası. Sadece Carlos'un kalemize yolladığı topu çizgiden çıkarması iyiydi. Bir top da rakip kalede çizgiden çıkartıldı.

Fenerbahçe, topu oynama oranında yüksek gözükse de orta sahadan bir türlü çıkamadı. Kağıt üzerinde çift forvet gibi çıksalar da Semih çok geride kaldı ve etkisiz oynadı. Orta saha yeni saç stiliyle imaj yenileyen Maldonado ve Selçuk'a emanetti. Onlar da vasat oynadılar. Güiza da her zamanki beceriksizliği ile kazanılan pozisyonları cömertçe harcadı.

Bu yıl gol atamama krallığına aday La Liga gol kralını menajeri izliyor mu acaba? Belki de "ne güzel kakaladım adamı, " diye dalga geçiyordur. Tamam, iyi mücadele ediyor, diyorlar da, boşuna oradan oraya koşuyor. Toptan korkuyor resmen, gitse yetişecek, dokunsa belki kaleye gidecek. ters ayakla vuruyor topa. Hele kaleci değiştikten sonra henüz tam ısınmayan yedek kaleci Sinan ile 3 kez burun buruna kaldı.

2:2 beraberlikten sonra iş ikinci yarıda teknik direktörlerin becerisine kalıyordu. Rıza Hoca, kırmızı karttan sonra orta sahayı eksiltip hucüm oyuncusu alarak çalımını atmıştı bile Dede'ye. Dedemiz ise kulübede kendi kendine söyleşiyordu, sonra Selçuk ile Ali Bilgin'i değiştirdi ne düşündüyse. Ali Bilgin ve İlhan verilen şansları iyi değerlendiremeyen ve Fener'de oynamaya layık olmayan oyuncular bence. Gökhan ve Alex de sakatlanıp çıkınca son dakikalarda umudumuz Deivid oldu, belki uzaktan bir-iki şut çeker, dedim. Ona da yeterince top gelmedi. Beraberliğe razı gibiydiler sanki.

Yine ayağına gelen bir şansı tepti Fener, iki puanı bıraktı deplasmanda. İlk beraberliğini de aldı. Hakemin kararlarından sonra tribünler Aziz Başkan'a ve hakeme dakikalarca küfür ettiler, birçok oyuncusu da kart sınırındaymış üstelik. Haftaya Ankaraspor'la oynayacaklar. İşleri zor.

Bizim iş de zor pek tabi. Hafta içi İngiliz devi var, hafta sonu derbi var. Allah biz taraftarlara sabır ve izlemek için kuvvet versin! Tam düzeliyor takımın ayarı derken, sonra yine bozuluyor. Tam Dede'ye ısınmaya başlıyorum yine olmuyor. Bu sezon nasıl geçecek böyle?

Neyse ki, rakiplar de öyle. Bu da Fener şansı işte. Şükür, şu yazıyı sağ salim tamamladım. Gecikme için özür dilerim!

İyi geceler!

http://www.milliyet.com.tr/content/galeri/yeni/goster.asp?prm=0, 5248684&id=20&galeriid=4879#galeriStart

 
Toplam blog
: 480
: 2046
Kayıt tarihi
: 27.03.07
 
 

Üstkimliği ile insan, altkimliği yeterince kalabalık birisi; Eş, anne, öğretmen emeklisi. Doğa, H..