Ali Şen çok şen yahu…

Böyle magazin konularını yazmaktan asla geri duramam.

Önce kim ne demiş, ona bakalım sonra biz de anlatalım…

71 yaşında ve evli olan Şen’in yanında görüntülendiği kadını önce yağladığı, sonra da öptüğü iddia edildi.

Gündeme bomba gibi düşen iddialarla ilgili aradığımız Ali Şen, VATAN’a şunları söyledi:

“Fotoğrafı çekip, ‘büyük aşk’ diyorlar.

O kadının kim olduğunu bile bilmiyorum, tanımıyorum.

Bana böyle bin tane kız geliyor, havaalanında orada burada, ‘Başkanım fotoğraf çektirebilir miyiz?’ diye.

Ne var bunda!

Şimdi bana 30 tane kız gelsin ‘beni yağlar mısınız’ desin yağlarım.

Orada da kız bana ‘sırtımı yağlar mısınız’ dedi, yağladım.

Evli yani.

O kadın evli barklı çocuğu olan biri.

Kadının solunda da kocası duruyor.

Ayrıca burada bir sürü gazeteci var.

Otelde böyle bir şey olur mu?

Yapmayın Allah aşkına.

Herkesin ortasında evli bir kadını mı öpeceğim?

Orada öpüşme falan yok.

Ben orada yağı almaya uzanıyordum, eğildim.

Ama yanlış anlaşılmış.

O haberden sonra kadının kocası da doğal olarak kıyameti koparmış.

Allah’tan terbiyeli bir adam, benim yanımda bir şey demedi.

Ali Şen Bey, aynen bunları söylemiş.

Bu olayla bağlantılı ve algıda seçiciliğe dair bir fıkra aklıma geldi…

Adamın biri arabaya binip orman yoluna girer. İleride birisi onun el
hareketi ile durmasını ister. Adam arabasıyla yaklaştığı zaman bakar ki
adam tepeden tırnağa kırmızı giyinmiş, arabasının camını hafif aralayıp
hayırdır arkadaş ne istiyorsun diye sorar:

-Kırmızılı adam, beyefendi ben bu ormanın kırmızılı geyiyim, uzun zamandır ağzıma bir lokma almadım, bana yiyecek bir şeyler verir misiniz?

-Adam hafif bir tebessümle yanındaki sandviçi kırmızılı adama uzatır ve iyi
aksamlar diyerek oradan ayrılır.

Az ilerde göl yolu vardır. Oradan da bir kişi el işaretiyle onun durmasını ister. Adam tekrar camı aralayarak bakar ki bu da tepeden tırnağa sarı giyinmiş ve sorar:

-Hayırdır arkadaş!

Sarılı adam aynen şöyle der:

-Beyefendi ben bu gölün sarılı geyiyim. Yanınızda içecek bir suyunuz
varsa verir misiniz?
Adam yanındaki kutu kolayı uzatarak hafif bir tebessümle iyi aksamlar der
ve yoluna devam eder.

Daha sonra asfalt yola çıkar. Hızla ilerlerken yine yolun kenarında el işareti yapan bir şahıs görür. Yaklaştığı zaman bakar ki bu da tepeden tırnağa mavi giyinmiş. Bu sefer adamın tepesi atar, arabayı durdurur, el frenini çeker, hızla dışarı çıkar ve aynen söyle der:

-Söyle bakalım asfaltın mavili geyi, sen ne istiyorsun?

Adam:

Ehliyet ruhsat lütfen!

Onun hesap artık, Ali Bey ne derse desin boştur! Bu haberi okuyan herkesin ortak algısı bellidir…

O tür fotoğrafların altına hep aynı haberler konduğu için ve de yalanlanmadığı için artık Ali Bey ne söylese hikayedir…

Şahsen olay doğru mu yalan mı alanı beni ilgilendirmez. Hem bana ne yahu… 2 kişi bir şeye karar verdilerse, diğerlerine işte böyle yorum yapmak düşer…

Bence Ali Bey, hiç konuşmaza daha iyi sonuç alırdı. Bazı olaylarda konuştukça daha da dibi boylarsın ya… Sanki bu durum da onu andırıyor…

Açıklamalarının içinde bir kere kadın veya kız konusunu karıştırıyorsun. Önce kız diyorsun sonra kadın diyorsun… Panik atak haline girdiğin sözcüklerden anlaşılıyor.

İkincisi madem kadının kocası yanındaysa niye size sırtını yağlatsın? Makul ve mantıklı bir nedeni olması gerekmez mi?…

Sonra ve de üçüncüsü bu işlerin evli barklı olmasıyla da bir bağlantısı yoktur.

Daha önce sadece fotolara bakan ve yorum yapan bazı insanlar yok canım! Olmaz öyle şey derken yaptığınız bu açıklamayla onları da kaybettiniz artık…

Siz en iyisi hiç konuşmayın ve olayı kapatın derim. Naçizane tavsiyem ya da önerim budur Ali Bey…

Saygı ve sevgilerimle…

Ömer Özdamar/Burdur-Bucak/08 Ağustos 2010