- Kategori
- İnançlar
Allah'a Kul Olabilmek...

İnsanın en büyük problemi hiç şüphe yok ki, yaratılış amacından uzaklaşmasıdır.
Kur'an da, Hz. Peygamber (s.a.v) de insanın yeryüzüne Allah'a kulluk etmesi için getirildiğini ve bu gaye ile bir sınava tâbi tutulduğunu belirtmektedir.
Bu sınav kapsamında insandan istenen temel ödev, Allah ve Resulü'ne (s.a.v) iman etmesi ve bu ikisini hayatının merkezine alarak yaşamını sürdürmesidir.
Dolayısıyla her şeyin Kur'an ve Sünnet'e uygun olması istenmektedir.
Kul, Allah'ın ve Resulü'nün (s.a.v) rızasını ve isteklerini hayatının köşesine doğru ittiği takdirde, Allah ve Resulü'nün (s.a.v) dışında kalan şeylerin isteklerini ve beklentilerini karşılamaya yönelir.
Bunun neticesinde de Allah ve Resulü (s.a.v) gönül dünyasından yavaş yavaş çekilir.
Bunların yerini dünya hırsı, tamah, şehvet, riya, kibir ve samimiyetsizlik gibi kötü hasletler almaya başlar.
Bu durum böyle devam ettikçe kul öyle bir noktaya gelir ki, kalbi Allah ve Resulü'nün (s.a.v) asla razı olmadığı isteklerle dolar...
Dünya ve onun sunduğu şeyler gayesi haline gelir.
Dindarlığı yalnızca sözde kalır...
Sözleriyle yaşantısı arasında neredeyse hiç bir bağlantı kalmaz...
O kişinin kulluğu Allah'tan başka bir yöne doğru kayar.