- Kategori
- İnançlar
Allah niçin yarattı? İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi raciûn'un sırrı nedir?

Bir çok sorunun yanıtı bu kitapta...
Niçin Yarattı? Cevap çok basit. Madem ilahtı elbette ilahlığının gereğini yapacaktı. Mecbur olduğu için değil Ahlaklı olduğu için. Berberim diyen saç kesemezse komik duruma düşer. İlahım diyen yaratmaz mı?
Elbette Allah kendi ilahlığının anlaşılması için değil ilahlığının ahlakiliği için yaratmak durumundaydı. Kesinlikle mecburiyetten değil onun ilahi kişiliğinin bir doğal sonucudur yaratılış ve insan.
İnsan kusurlu olmalıydı, insan cahilce davranabilmeliydi, insan özür dilemeliydi, insan yeryüzünde Allah'ın halifesi olması aslında Allah’ın kişiliğinin doğal sonucu olan yaratılışta Allah'ın 99 Esma'sının hayata yansıması içindi herşey. Dedim ya mecburiyetten değil Allah'ın ilahlığının ve tekliğinin ahlakiliğinin doğal sonucu bir durum bu.
Allahım diyen ilahımız ilahlığının gereğini yaparken insan bu yansımanın neresinde?
Tam ortasında.
İnsan Allah’ın ilahlığının hayata yansımasında merkezdedir. İnsanın bunu yapabilmesi için de bizzat insan olarak birşeyi merkeze alması lazım aksi takdirde bu yansıma bu hilafet bu temsilcilik gerçekleşemez.
İnsanın kendisi bu misyonda Kullukla merkezdedir ama insan ise önemli bir hususu yani TEVHİDİ hayatın merkezine almalıdır. Bunun içinde TEVHİDİN en önemli şekilsel sembolü olan KABE merkeze alınmadıkça bu gerçekleşemez. KABE’nin TEVHİDİ NASIL SEMBOLİZE ettiğini yaklaşık 2 yıldır tüm ulusal kanallarda anlattım http://www.youtube.com/watch?v=oY2_f98SB_U.
İşte insan Kabe’yi bu yüzden tavaf eder. Müslümanın kulluğunun merkezinde KABE ve Onun Temsil ettiği TEVHİT perspektifi ve prensipleri vardır.
İnsan kulluk misyonunu özgürce ve zorlanma olmadan baskı olmadan gerçekleştirir.
İnsan buna mukabil ödülünü elbette alır. Bu ödül görünürde ZAHİR DE Cennettir BATIN DA (görünmezde ise) Allah rızasıdır.
Sonsuz cennet olabilir mi? Sonsuz cehennem olabilir mi?
Ortalama 70 yıl yaşadığımız ve hertürlü atraksiyonu yaşadığımız bu dünyada bile yaşamaktan sıkılmaktayız. Hangi haz hangi lezzet bir Mümini Allah’a gönüllü ibadet yapmaktan daha lezzetli gelebilir?
Verilen hangi nimet Allah yolunda mücadele etmekten daha güzel gelebilir?
Yunus Emre Yakalamış durumu.
“Cennet Cennet dedikleri üç beş huri, isteyene ver onları bana seni gerek seni”
Yunus’u iyi anlamamız lazım. Özü yakalamış o.
Nereye giderse gitsin Anasının kucağından kopmuş bir evlat gibi kendini yetim hisseden bir abid var karşımızda. Hangi ceneti versenizde onun için önemli olan Dünyada Allaha Hizmet etmek ama ahirette sonsuz cennet kesmez onu. Allahın nefesi olarak Dünyaya sürgün olan İnsan anasından kopup babasından kopupda kuyulara atılan Yusuf gibi derbederdir.
Bir kul ancak geldiği yere, Allah’ın eline kucağına tıpkı anasının kucağına giden bir evlat gibi gitmedikçe her yer ona sürgün ve her yer işkence sayılır. Doyumsuzluğumuzun doymazlığımızın asıl nedeni budur. Cennet bile doyuramaz bizi. Allahın şefkatli eli bizlerin başına değmedikten sonra neylesin Yunus Cenneti Allah Aşkına? Bir Yetim için en güzel şey Annenin şevkatli eli, kucağı değil mi? Hz. Muhammed ve bir çok Peygamberin Yetim oluşlarındaki sırlardan ve en önemlilerinden biri bu işte.
İnna lillahi ve inna ileyhi raciun’un sırrı işte bu noktada.
Bir müslüman düşünün son nefesini vermek üzere, üzüntüsünün nedeni cehenneme gitme korkusu değil veya sevdiklerini bir daha göremeyecek olması da değil.
Bir daha artık yüzünü Kabe’ye dönüpte namazda secdeye alnını koyamayacak olması, bir Ramazan gününde ezanı bekleyip sıcak havada susamışken ettiği duanın lezzetini alamayacak olması, dünya gözüyle Kabe’yi bir daha göremeyecek olması, bir yetime dula veya yaşlı yoksula zekat veremeyip sevindiremeyecek olması bir daha ağlayarak dua edemeyecek olmasıdır.
Evet bunları artık bir daha yapamayacak olmanın üzüntüsünü ölürken son nefeste yaşayacak mıyız?
İnna lillahi ve inna ileyhi raciun (Allahtan geldik yine ona dönücüleriz) aslında en büyük dönüş, en büyük tavaf. Allah'tan gelen bir nefesle insana, İnsandan(anadan) dünyaya(toprak anaya), dünyadan ahirete Ahiret'te cennette ödüllenip cehennemde curuflardan arınıp Allah’a dönüş.
Yukarda yazmış olduğum yaratma nedeni (Niçin Yarattı? Cevap çok basit. Madem ilahtı elbette ilahlığının gereğini yapacaktı. Mecbur olduğu için değil Ahlaklı olduğu için. Berberim diyen saç kesemezse komik duruma düşer. İlahım diyen yaratmaz mı?) sadece belli bir dönem için mi olacak.
Asla
Tevhit ve Tevhidi yansıtmak, İlahım diyen Allah’ın yaratma ahlakiliği hiç Part Time ( belli bir zaman dilimi aralığında) olabilir mi? Olması mümkün değil. Dolayısıyla bu döngüsellik bu büyük yaşamsal döngü(tavaf) hep devam edecektir. Allah nasıl ki AHLAKLIYSA bu ahlakın sonucunda onun ilahlığının doğal sonucu olan yaratış Kıyamet kopsada yine yeniden devam edecektir.
Biz sadece bir evrenin ademi değiliz, kim bilir hangi big banglerle oluşan hangi evrenlerde hangi Ademler ve Şeytan’lar mücadele ediyor, etti yada edecek.
Biz sorumlu bir kul olarak yaşadığımız şu anda şimdi ne yapıyoruz veya ne yapmaya niyetliyiz. Samimiyet VARSA geçmiş Hacla silinebilir, şimdi ve gelecek ise bizim niyetlerimiz ve kulluk vizyonumuz ve misyonumuzla örgülenir. Sizi ibadetiniz için Yarattım sözü insanın merkezde Allahın ahlakiliği sonucunda ilahi misyonun ortasında bulunan sorumluluk duygumuzdan kaynaklaan kulluğumuzun doğal sonucu Sırat (Cadde) üzerinde yürümek (ibadet) için yaratış nedeni. İnsan bu caddeden rızası için yürür cennete varmak için değil.
İsteyene ver onları bana seni gerek seni.
İnna lillahi ve inna ileyhi raciun. Allah’tan geldik yine ona dönücüleriz.
Selam olsun Cennet değil Rıza odaklı olanlara, selam olsun Sırat (Kuran Caddesi) yolcularına şoförlerine, selam olsun kulluğunun merkezine Dinamik Tevhidi bakışı koyan ve tavaf etmesini bilen EHLİ TEVHİT VEL ADALET MEZHEBİNDENİM diyen statikleşmemiş akıllara ve hareket erlerine.
(Bilinmeyen Tarihi Gerçekler - MÜSLÜMAN İLLÜMİNATİ adlı kitabımdan alıntılar taşımaktadır)
Yasal Uyarı: Yayınlanan yazının telif hakları yazara aittir. Kaynak belirtilerek kulanılabilir veya aktif link verilebilir. Buna uyulmadığı taktirde FSEK mahkemeleri yetkilidir.