- Kategori
- Sosyoloji
Amman! Bize de "Giydirmesinler!"

resim: www.payidar.net
Günümüzün trendi İngilizce olduğu için de insanlar, özellikle İngilizce yazılı giysiler istemektedirler.
Bu dil evrensel, bütün dünyada böyle. Almanya’da bile ırkçılık fazla olmasına rağmen herkesin tişörtünde İngilizce yazılar var. Aradaki fark, oradaki insanlar bu yazıların anlamlarını biliyor, sorun bizim insanlarımızda!
Yazıya bakmadan, merak etmeden, bilinçsizce alıp giyiyorlar.
Türkiye’de ünlü sanatçılar, sporcular gibi belli referans kaynakları var, bütün dünyada olduğu gibi.
Özellikle gençler lise çağlarından itibaren bunları kendilerine örnek alıyorlar.
Gençler, bu tarz giyinmeyi kendileri için prestij kaynağı ve statü aracı olarak görmektedirler.
"Avrupa Yakası"nın geçen yıllardaki ilk bölümlerin birinde az çok İngilizcesi olanlar, diziyi izlerken şoke oldular. Dizide giydiği birbirinden ilginç tişörtlerle adından söz ettiren Ata Demirer, bu kez göğsünde "Hard Cock... All Night" yazan siyah bir tişört giymişti. "Cock" İngilizce argoda, erkek cinsel organının tasvir edildiği en kaba kelime...
Aslında slogan, sert bir müzik türü olan "Hard Rock"tan esinleniyor. Ama "Hard Cock... All Night" diye yazılınca, pornografik ifade oluyor.
"Avrupa Yakası"nın tiryakileri arasında 8-10 yaşında veletler başı çekiyor. Eh, maaşallah çoğu da şakır şakır İngilizce konuşuyor. Hani şu tişört seçimlerinde biraz dikkatli olsanız diyorum.
Tişörtlerdeki(t-shirt) yazıların ne anlama geldiğini -çoğu zaman- alanlar da satanlar da bilmiyor. Giysilerin üzerinde argo ifadeler, küfür, hakaret ve cinsel içerikli cümleler yer alabiliyor.
Bu durum; bir öğretmen, Türkolog ve Türk olarak beni ziyadesiyle üzmektedir.
Bir şarkıcımızın tişörtünde "Kabbalist do it better"="Kabalistler her şeyin en iyisini yapar" yazıyor.
Kabalayı kısaca anlatayım, Hz. Musa döneminde Mısır firavunlarının inandıkları dindi.
Bu dine ait ve sadece o dönemki büyücülerin (mısır rahiplerinin)bildikleri büyüler ve simgeler vardı.
Daha sonra bu inanc yahudiler arasında yaygınlaştı.
Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu`nda verdiği konserlerin birinde Serdar Ortaç`ın giydiği tişörtündeki "Y.M.C.A." ambleminin ilginç bir anlamı var.
"Y.M.C.A.", 70 ve 80'li yılların ünlü Village People grubunun 1978 yılında bestelediği, gay kültürünün milli marşı kabul edilen popüler bir disko şarkısı.
Trafik polisi, kovboy, bahriyeli ve motosikletli kıyafetleriyle sahneye çıkan ve eşcinsel olduklarını açıklayan ilk gruplardan olan Village People'ın bestelediği "Y.M.C.A."in harflerini sembolize eden özel bir de dansı var.
Village People'ın "In the Navy" şarkısı da Amerikan ordusundaki denizci eşcinsellerin hit parçası olmuştu.
Başta tişörtler olmak üzere birçok giyside de bazı felsefi olgu ve inanışların sloganlarının olduğunu görüyoruz. Mesela muhafazakar bir insan inandığı değerlere hakaret eden bir yazıyı bilmeden üzerinde taşıyabiliyor ya da dindar olmayan birinin tişörtünde “Pray hard” =Sıkı dua et yazabiliyor.
Çünkü kimse giydiği tişörtün üzerinde ne yazdığını merak etmiyor.
God can’t be everywhere so he created grandma =(Allah her yerde olamaz o zaman büyükanneyi o yarattı).
Bu cümle bir çocuk kazağının üzerinde yazılı.
Her yeni sezonda vitrine çıkan giysilerde yine İngilizce hakim. Bu yazıların ne anlama geldiğini (çoğu zaman) alanlar da satanlar da bilmiyor.
Tişört ve sweatshirtlerde yer alan ifadelerden bazıları şunlar:
“So many boys so little time I’m going boy rrazy I love meeting boys=Çok fazla erkek çok az zaman, erkek delisi oluyorum erkeklerle tanışmayı seviyorum.
Touch me (Dokun bana),
Hand me (Elle beni),
Kiss me (Öp beni),
More sun less clothing (Daha fazla güneş daha az giysi),
Open 24 hours (24 saat açık),
Silicon hooters (Silikon göğüsler).
Özellikle ilkbahar ve yaz aylarında çokça tercih edilen tişörtlerin üzerinde bu türden ifadelere rastlamak artık sıradanlaştı. Batılı ülkelerde kendini ifade etmenin yolu olarak görülen yazılı tişörtler ülkemizde tuhaf durumlara sebep olabiliyor.
Ege Üniversitesi Sosyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ercan Tatlıdil’e göre İngilizce yazılı tişörtlerin tercih edilmesi Batı kültürüne olan aidiyet duygusuyla değil ancak hayranlık duygusuyla izah edilebilir.
Türkiye’de tekstil sektörünün çok geliştiğini ve bu sektör yurtdışıyla çalıştığı için üretimin oradaki tüketicilerin tercihleri doğrultusunda şekillendiğini belirten Tatlıdil, “İhraç fazlası ürünler iç piyasaya sürüldü. Kaliteli olduğu için de ürünler çok rağbet gördü. Yani bunlar ilk zamanlarda üzerlerindeki yazılardan değil kalitesinden ötürü talep edildi.” diye konuşuyor.
Ben ülkemin gençlerinin giysilerinin üzerinde, başka ülkelerin bayraklarının bulunmasına,
giysilerin üzerinde yabancı dille söz ve cümlelerin yazılmasına karşıyım.
Kaynakça:
http://www.tekstilteknik.com/
www.gayalem.com