Anadolu Kağnısı / Nereye dokunsan H1N1...

Çizgi filmlerde pembe kaftan giydirilip sevimli kahramanlar yaratılsa da, adı duyulduğunda mimiklerin olumsuzlaştığı tek hayvan olsa gerek domuzlar, evcili olsun, yabanisi olsun. Türkçe karşılığı "domuz" değil de daha ince ve sesli harflerin oluşturduğu bir sözcük olsaydı nasıl algılanırdı, merak ettim. Gribi bile başka oldu, tüm dünyayı kasıp kavuruyor.Önceleri ülke isimleriyle adlandırılırdı ve her yıl bir ülkenin virüsü önplana çıkardı, iki tanesi aklımda kalan; Rus Gribi ve Çin Gribi.

Yıllar önce Rus sözcüğü neyin başına gelse korku salardı, şimdi esamesi okunmuyor. Çin'in modası henüz geçmedi. Son birkaç yıldır hayvanlı gripler moda. Geçen yılların favorisi kuş gribi ve etkileri hala belleklerde. Zavallı tavuklara kesildi fatura ve bir çırpıda soyunu tükettiler zalim virüsün. Daha bismillah demeden taa okyanuslarötesi Meksika'da bir çiftlikte peydah olan H1N1'ler birden burnumuzun ucuna dek geliverdi ve hızla yayıldı. Kabineyi bile ikiye böldü canavarlar. Sağlık Bakanı hemen aşılanırken, Başbakan ayak diretiyor, "olmam da olmam, sülalem de olmaz!" Ben de başbakanın izindeyim, ilk kez ortak noktayı bulduk, bir de Fenerbahçe ortaklığımız vardı, eksik kalmasın!

Aşılara karşı önyargım her zaman var, domuz gribi aşısına kat kat fazla, henüz denenmemiş, sonuçları tartışılmamış. Kobay gibi kullanacaklar insanları. Sonra da bilemedik, özür dileriz, efendiler!

******

Özür dileme-dilememe eylemleri de epeyce gündem işgal ediyor. İlahi Adalet öyle güzel özür diletiyor ki, çekirgelere...

Hoplayıver çekirge, zıplayıver çekirge, benim canım çekirge...

Bıdı bıdı (konuş) çekirge...

Bir...iki...üç.....tosss!

******

Saygıdeğer Culduz Abim ( affına sığınarak, o böyle hitapları hazzetmez ya!) mektup yazmış, Kartal, Fener'i 7:0 yenecekmiş. Kargalar değil, kartallar güler desem yeri, ama demeyeceğim. Rüyasında aksakalllı dede görmüş, o demiş. Dede bu işte, aklına geleni der...hem de aksakallı, kimbilir kaç yaşında, genetik hastalığı filan var mı, bilmiyoruz. Günahını almayalım garip dedenin. Yok Kartal Abimiz görmüşse o rüyayı, ne diyelim. Koçtaş'ta yorganlar indirimde, bir kaz tüyü yorgan yollayalım. Belki de kartal tüyünden yorgan vardır, yoksa da bu hafta sonu İnönü'deki tüyler yeter de artar, değil mi, Ağabey?

Hiç yazacağım yoktu, derbi merbi yorumu yapamıyorum artık. Seriye bağlanmış galibyetlerin derbisi mi olur ayol? Kendi aranızda oynayın işte, yiyin birbirinizi.

Derbide hakem dörtlüsü, özellikle ellerinde bayrak tutanlar da önemli. Fırat Aydınus, Beşiktaşlı kimliğine rağmen Fener camiasında en çok istenen hakem, 12 derbi yönetmiş, en son bizim derbide birkaç hatası olmuştu. Ve prens hakemlikten indirilmişti, aklını kullanırsa yine eski popülaritesini geri alır, almak zorunda üstelik, Avrupa'da maç yönetiyor. Hem görüntü olarak da yakışıyor sahaya. Bu maçta saha içi değil, tribünler zorlayacak onu. Şansı bol olsun!

*****

Bir-iki çift lafım da bizim Kanaryalara olsun. Kayseri maçından sonra, uzun bir ara verdiler, özledik onları. Lugano ve Güiza milli takımlarında oynadılar, golleriyle süslediler maçları. Lugano'dan haftasonu da gol bekliyorum, oynarsa elbette. İki kulüpten de taktiksel açıklamalar var, sakatlıklar, hastalıklar gibi. Kesin kadrolar açıklanmadıkça yorumlar gereksiz bence. Fenerbahçe, son görüntüsüyle her konuda bir adım önde. Geçen yıl en kötü günlerinde, her ikisini de evire çevire yenmişti, Dede'ye rağmen. Bu yıl niye yenilsin ki? Rakip sahada olması bile avantaj bence. Kanaryaları alkışlayacaklar tribünler, öyle hissediyorum, nedense? Göreceğiz hep birlikte...

*****

Başa dönelim yeniden, asıl konuya. Bu H1N1'ler hayatımızı altüst edecek, görünen o. Turkcell Süper Lig'e bile bulaştı, hem de en tepeden girdi domuzcuklar. Olur ya, kritik maçlar öncesi rakip takıma mikrop bulaştırma eylemleri olmasın. Dikkatli olmak lazım! Brezilyalılar, mümkünse bu aralar buluşmayın! Gerçi dün aşılanma görüntülerii izledim, Vederson korkudan eşofmanını kemiriyordu.

Son söz, pembe domuzcuklara haksızlık etmeyelim, daha ne domuzlar var aramızda. Hem virüs taşıyorsa domuzun suçu ne, bakıcısının hiç mi suçu yok?

Bu arada 450 yazımı okuduğunuz için teşekkürler. Kutlama yazıları yazma modası geçti gari, hem laf eden oluyor yazınca, bir cümle ile geçiştirivereyim.

Nice 450'lere diyemiyorum, bir ileri iki geri yazabiliyorum ancak. Kitaplar ve maçlar birikti epeyce...

Maçın skoru, kankiye uygulanan tarife, 1-3

Goller, Alex, boş geçmez, oynarsa Lugano ve de yeni forvet Kazım...Rakipten de atarsa Ekrem Dağ atar.

Fenerbahçe ile yolları keşisen iki futbolcunun ölümü üzdü futbol camiasını. Biri tek maçla yollanan kaleci Enke'nin intiharı, diğeri bize attığı golden sonra maske takan Meksikalı De Nigris'in, intihar gibi ölümü. Mekanları yeşil cennet olsun, ne diyelim!

Arda'ya da geçmiş olsun, hemen dönmesin bi güzel dinlensin, fırsat bulmuşken!

Selamlar-sevgiler...