Anayasal hak... (Ülkeyi yönetenlere ve eylem yapan yiğitlere)

Eğer bir ülkede hukuk ve yargı tarafsızlığını yitirmişse o ülkede demokrasiden haktan adaletten ve insanlıktan söz etmek mümkün değildir. Özgürlükler kesinlikle iki dudak arasından çıkacaklara bağlıdır…

***

Eğer bu ülkede binlerce masum gencimizi vatandaşımızı öldürenlerin kanlı eylemleri masum görülmeye başlanmışsa,

Türk Silahlı Kuvvetlerinin şerefli mensuplarına aydınlara sanatçılara “terörist” Genel Kurmay başkanına “terörist başı” teröristlere ise  “aktivist” ya da “gerilla” deniyorsa

Devlete, Milletvekillerine ce Cumhurbaşkanına, ayrıca;

Taksim Gezi Parkında canla başla mücadele edenlerin eylemlerine siyasi çıkar sağlamak amacıyla yapılan ve tamamen yasa dışı diyerek yaka paça nezarethanelere sokanlara;

Sesleniyorum, ilk iki satırda yazdıklarım gibi burada da “Anayasal” bir suç işliyorsunuz.

***

Taksim gezi Parkında ve ülkenin hemen her meydanında eylemlerini yürekten desteklediğim; adı sanı kimliği dili dini ırkı ne olursa olsun, orada her türlü olumsuzluklara rağmen yiğitçe mertçe tavır sergileyenlerin bilmesini isterim ki;

Sizler en doğal şimdiye kadar ki en masum tepkilerinizi gösteriyor birçok Anayasal hakkınızı,  Anayasamızın size yüklediği ödevi kullanıyorsunuz. Nedeni aşağıdadır…

Yeter ki kan dökmekten silah kullanmaktan kaçının bu haklı tepki ve mücadeleniz kesinlikle yanıt bulacaktır; çünkü “iyiler daima kazanırlar” tüm ulus olarak arkanızdayız.

***

Taksim Gezi Parkı eylemi, “Anayasal bir haktır…”

Bakınız Anayasamızın bu konudaki amir maddeleri ne diyor;

Anayasa madde 34:

“Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.”

Taksim Gezi Parkı eylemi, “Anayasal bir ödevdir…”

Bakınız Anayasamızın bu konudaki amir maddeleri ne diyor

Anayasa madde 56:

“Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir.”

Taksim’deki Mahkeme kararı olmadan gerçekleştirilen yıkım, hukuk dışıdır. Kanunsuz emri yerine getiren kolluk güçleri sorumluluktan kurtulamazlar.

Bakınız bu konu hakkında da Anayasamızın amir yasa maddesi ne diyor;

Anayasa madde 137:

“Konusu suç teşkil eden emir, hiçbir suretle yerine getirilmez; yerine getiren kimse sorumluluktan kurtulamaz.”

Taksim Gezi Parkındaki orantısız polis şiddetinden dolayı maddi-manevi zarar görmeniz durumunda Devlete ve kask numarasını tespit ettiğiniz Polise karşı idare mahkemesinde dava açabilirsiniz.

En kısa sürede sağlık raporu almayı, tutanak tutmayı ve cumhuriyet savcılıklarına dilekçe vermeyi unutmayın.

Çünkü bu konuda Anayasamızda yer alan amir yasa maddesi aynen şöyle diyor;

Anayasa madde 40:

“Kişinin, resmî görevliler tarafından vâki haksız işlemler sonucu uğradığı zararlar da, kanuna göre, Devletçe tazmin edilir. Devletin sorumlu olan ilgili görevliye rücu hakkı saklıdır.”

***

Ülkemizde son yıllarda olup bitenler vatandaşları resmen gerdi, sokakta kendi derdinin dışında kendine ısrarla dayatılan, yok sayılan değerleri hakları ve yasaklanan özgürlükleri sonrasında her an patlamaya hazır pimi çekilmiş bomba haline getirildiler.

Şişirilmiş balonlar gibi en ufacık bir dürtme bekliyor insanlar patlamak için, ne yazık ki “devlet” ve ülkeyi yöneten “iktidar” bunu görmek istemiyor.

Elbette hiç kimse arzulamıyor ama dünya tarihinde çok örnekleri var.

Bu tavırlar baskılar insanlarda deniz toplu etkisi yapıyor, önlenemez biçimde patlamalara neden olabiliyor. Bunun siyasetle alakası yok bu bir bilimsel ve psikolojik vaka…

Deniz toplunu alın kucağınıza, bastırın suyun altına bir süre tutun ve birden bırakın bakın bakalım nasıl bir şiddetle ne kadar yükseğe fırlıyor, inanamazsınız ve o fırlayışa engel bile olamazsınız.

İşte Taksim Meydanı Gezi Parkı ve ülke genelindeki gerilimim bilimsel açıklaması da aynen böyledir. Millet bastırıldı ve bir şekilde ”yeter artık” demeye başladı…

***

Halk da biliyor “devlet” sınırsız gücüyle birçok şeyi yapacak durumdadır ama hukuksuzluğu dini referans alarak duygu sömürüsü yaparak dayatmayı içine sindirememektedir.

Ortalığa çıkıp da şu parti bu parti o oluşum “halkımı” kışkırtmasın falan gibi beylik laflar etmekten vazgeçin ülkeyi gerenler bu hale getirenler inanın ben değilim “sizsiniz”

Eğer, biz karar verdik hiç kimse itiraz etmesin, karşı gelmesin diyorsanız kusura bakmayın ama bu ülkede yaşayan çoğu da size oy atmayan, sizi seçmeyen birçok insan sizin ne kulunuz ne de kölenizdir.

Ülke sizden biat edenlerden size tapanlardan ve PKK’lılardan ibaret değil kafanıza soksanız iyi olur…

İyi akşamlar…

Erdoğan ÖZGENÇ