Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Aralık '07

 
Kategori
Güncel
 

Ankara alttan sarsıldı

Ankara alttan sarsıldı
 

Gece yarısı büyük bir gürültü eşliğinde sarsılarak uyandırıldım. Bir baktım ki kucağına Utku’yu almış bir panikSEM var karşımda. Ama uyandıran o değil.

-“Sen de duydun mu deprem oldu.” Benden evet cevabını duymak istediği çok belli.

-“Evet farkındayım. Dur sakin ol”

Çok korktuğu belli.

Gölcük depreminde Umut bebekti. PanikSEM o kadar çok korkmuştu ki, depremin ardından Ankara’yı terk etti. Benim ailemin yanına gitti yaklaşık on beş gün gelmedi. Siz düşünün yani dün akşamki sahneyi.

-“Arabanın anahtarı nerede? “Sen Umut’u alırsın ben Utku’yu”...

Talimatlar birbirini izliyor. Benim rahatlığım kızdırıyor onu elbette. “Ya bir dur” diyorum, tiviyi açıp kanepeye yayılıyorum.

-“Hem bak ciddi bir şey olsa elektrikler giderdi”

Ne alakaysa... Ama 17 Ağustos’ta önce elektrikler gitmiş sonra gürültü kopmuştu. Bu biraz rahatlatıyor belki.

Yanıma gelip oturuyor. Kucağında Utku. Çoktan hazırlık yapılmış, battaniyeye falan sarılmış çocuk. ‘Anne yüreği işte’ diyeceğim ama ‘panikSEM durumu’ daha yakın geliyor...

Birisi sizden daha çok korkmuşsa, siz cesur oluyorsunuz. Yanınızdaki sizden daha çok sarhoş olmuşsa, siz ayılıyorsunuz birden. PanikSEM’in yanında ben her zaman sakin ve duyarsızı oynuyorum. Korkmadığımdan değil, PanikSEM benden çok korktuğundan...

Haber kanallarını geziyorum. İlk alt yazı “son dakika” olarak Habertürk’ten geliyor. Sonra CNN Türk takip ediyor. CNN muhabiri Sincan ve Çankaya’dan telefonla arayanın çok olduğundan yola çıkarak buralarda çok daha fazla hissedildiği kanısına varıyor.

Sincan ve Çankaya...

Gittikleri ve geldikleri iki ayrı ilçe diyorum. Sincan’da başlayan yolculuk Çankaya’da neticelendi. Ne ilgisi var şimdi gecenin bu saatinde. O kadar şey sığdırdı ki Ankara, kısa zamanda karnına. Üstünden beklerken alttan geldi sarsıntı.

Tam da Atatürk’ün geldiği gün.

Tam da Atatürk’ün geldiği taraftan, Dikmen sırtlarından geldi sarsıntı.

İzmit depreminde Gölcük yerle bir olduğunda, birileri çıkıp Gölcük’teki ordu evlerinde askeriyenin yaşam şeklinden dolayı Tanrı’nın cezalandırması diye anlamlandırmıştı ya depremi. Ona benzedi şimdi.

Ne ilgisi var canım... Olsun illaki yorum yapacağız. Yoksa Kuzey Irak’a atılan bombalar mı tetikledi depremi? İnsan aklı işte nerelere gidiyor.

Yerin gaz çıkarmasından ibaret değil mi oysa deprem?

Ankara’nın gazı neresinden çıkardığını sonra öğrendik, Bala’ymış. Nerelerinin etkilendiğini ise önceden biliyorduk bizim ev ve bir de çevre iller.

Ölen ve yaralanan hiç kimsenin olmaması mutluluk verici olsa da, o anın yaşanması bile korkunç bir şey.

En çok da gürültüsü ürkütüyor insanı. Tarif edilemez bir uğultu aslında. Sadece sarsıntısı olsa, başım mı dönüyor diye düşünebilirsiniz ancak uğultuyla birlikte sallanınca anlıyorsunuz ki; deprem oluyor.

Bir devin gaz çıkarması gibi.

Geçmiş olsun devin sırtında bir gece geçirenlere...

Alizarin’den sevgilerle
 
Toplam blog
: 105
: 7006
Kayıt tarihi
: 27.04.07
 
 

Ereğli - Konya Gazi Lisesi (yatılı) - İstanbul Üniversitesi İşletme (İng) Fakültesi - Ressam ve A..