Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Eylül '07

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Anne ben aşık oldum…

Anne ben aşık oldum…
 

Kız annesine ilk aşkını anlatıyordu;

“Seviyorum anne ben onu, hem de çok.

“Ne dedin, sen?”

“Seviyorum anne, seviyorum. Evlenmek istiyorum onunla.”

“İyi halt ediyorsun. Seviyormuş. Nerden çıktı şimdi bu?”

“Bir yerden mi çıkması gerekiyor anne? Birbirimizi gördük sevdik. Evleneceğiz.”

“Neeee?”

“Evleneceğiz diyorum.”

“Kızım sen kafayı mı yedin. Daha senin yaşın kaç, başın kaç?”

“Anne, on sekizime girdim, bilmiyor musun?”

“Kızım on sekiz yaş nedir ki? Sen daha çocuksun çocuk.”

“Peki anne, ben çocuğum da sen babamla neden on beş yaşında evlendin o zaman?”

“Beni babam verdi.”

“Yani..”

“Yanisi manisi yok. O zaman başka şimdi başka. Hem aşk meşk de neyin nesi. Daha okulunu bile bitirmedin sen?”

“Bitiririm anne. Okulum bitince evleniriz. Biz birbirimizi seviyoruz, bekleriz.”

“Aman ne güzel. Baban da ‘olur kızım’ derdi sana.

“Sen söylemezsem babam duymaz. Hem beni, sana söylediğime pişman etme şimdi. Evleneceğimiz zaman babama söyleriz.”

“Olmaz.”

“Ne olmaz anne?”

“Böyle evlilik olmaz. Kim bu çocuk, neyin nesi, kimin fesi. Yarın seni bırakıp gitmeyeceği ne malum?”

“Bırakırsa canı bilir, arkasına mı düşeceğim. Beni severse evlenirim, sevmezse iple mi bağlayayım. Bakarsın ben de vazgeçebilirim.”

“Ne demek yani? ‘Hem evleneceğim’ diyorsun, hem ‘vazgeçerim’ diyorsun.”

“Anne, neden anlamak istemiyorsun, birbirimize sevmeye devam edersek evleniriz, yoksa evlenmeyiz. Zorla değil ya.”

“İşte böyle zaten. Seviyorum dersin, aşığım dersin, sonra hevesin biter, istemiyorum dersin. Sanki çocuk oyuncağı bu.”

“Kimse çocuk oyuncağı demiyor anne, ama evlenmeden önce tanımak gerekmez mi, biz flört etmezsek, gezip tozmazsak, konuşmazsak birbirimizi nasıl tanıyacağız. Evlendikten sonra mı?”

“Bir nasıl tanıdık? Yani babanla ben..”

“Nerden bileyim ben?”

“Bilmezsin tabi. Babam verdi, bende evlendim. Kırk yıldır aynı yastığa baş koyuyoruz. Birbirimizi sevmiyor muyuz? Alıştık gitti birbirimize..”

“Alışırsın tabi anne, bir insan kırk yıl aynı yastıkta yatarsa yastığa bile aşık olur, alışır.”

“Dalga geçme benimle. Aşk gelip geçici bir duygu. Sonra pişman olursun.”

“Sen hiç aşık oldun mu, anne?”

“Ben babandan başkasını tanımadım..”

“Eeeee! O zaman nasıl yorum yapıyorsun. Gelip geçici olduğunu nereden biliyorsun? Ya ömür boyu sürerse?”

“Boş ver sen bu hayalleri kızım. Kim aşık olup, evlenmiş de mutlu olmuş. Sen söyle bana çocuğun ailesi zengin mi? Babası ne iş yapar, çocuk ne yapıyor?”

“Bilmiyorum. Ben parasını değil, onu seviyorum.”

“İyi halt ediyorsun. Evlenene kadar onu seversin, evlendikten sonra da ev, araba istersin.”

“Sen öyle mi yaptın anne?”

“Hayır, ne münasebet, neyi varsa razı oldum. Kırk yıldır katlanıyorum.”

“Neye katlanıyorsun? Babama mı, parasızlığına mı?”

“Hepsine..”

“O zaman.?”

“Ne o zaman?

“Evlilik, birinin diğerine katlanması mı, yoksa severek isteyerek evlenip de içinden gelerek onun olması mı? Sence hangisi daha iyi?”

“Tabi ki ikincisi ama nerden bulacaksın öylesini? Zaman kötü kimseye güvenilmiyor ki?”

“Peki sen babama nasıl güvendin?”

“Beni babam verdi, dedim ya. Kötü çıkarsa sorumluluk onlara aitti.”

“Hıııımmmmm! Senin hayatının sorumluluğu başkasına ait öyle mi? Sadece sorumluluk almamak için kırk yıldan beri katlanıyorsun öyle mi? Peki katlandığına değdi mi bari?

“Bilmiyorum. Ömür geldi geçti. Neyin ne olduğunu anlamadan, bir de baktım kırk yıl geçmiş.”

“Ben böyle yaşamak istemiyorum anne. Neyin ne olduğunu bilerek, hayatımın, evliliğimin sorumluluğunu alarak yaşamak istiyorum. İyi de olursa kötü de olursa sorumluluğu benim. Ben senin gibi yapamam.”

“Ne yapacaksın peki?”

“Senin yaptığının tam tersini. Kırk yıl değil, kırk gün sürse de yine de sevdiğimle evlenmek istiyorum. Belki de seksen yıl sürer. Önemli olan ne istediğini bilmektir. Ben sadece sevgi istiyorum…. Beni babam versin ama sevdiğime versin…”

Anne sustu…Kızı haklıydı ama ona güvenemiyordu, hayata güvenemiyordu, insanlara güvenemiyordu… Ve en kötüsü de kendisi aşkı hiç tatmamıştı ki…

Deri derin baktı kızının gözlerine…..

 
Toplam blog
: 121
: 1472
Kayıt tarihi
: 23.08.07
 
 

Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Bölümü mezunuyum. 28 yıllık g..