- Kategori
- Anne-Babalar
Anne olmayan kadın yarım mıdır?
Bu sabah güneşli ve sıcak bir Pensacola gününe daha uyandık. Gerçi uyandık diyorum ama evin tüm fertleri aynı anda uyumuyoruz. Evimize yeni dahil olan bebeğimiz için geceleri nöbetleşe uyuyoruz. Zavallının pek sesi çıkmıyor ama...Bizler merakla uyuyan bebeğin başında izliyoruz. Sanırım bir süre sonra alışacağız ve bebeği uykusu ile özgür bırakacağız.
Sabah kalhavaltıda sosyal paylaşım sitelerinden ülkem haberlerini okuyan aile biretleri acı haberleri paylaştı çay içerken. Gene bir bomba, gene yaşamını yitiren bir çok kişi.Bu üzücü olayları kanıksamamamız gerek. Bir yazı okudum sabah. İnsanların evlerinin yakınından geçen tren sesine alışması gibi alışıyormuyuz ölüm, şiddet olgularına diye soruyordu yazıda. Alışmamamız gerek bence.
Bu terör olayından başka Marmara, Ege bölgelerinde olan depremleri de gene endişe ile okuduk Uzaklarda olduğun zaman zor haber alıyorsun ülkenden ama haberler daha çok içini acıtıyor.
Bütün bu endişeli haberlerden başka büyüklerimizin yaşamımıza damga vuran sözleri de gündemimizde.Gene bir büyüğümüz 'Anne olmayan kadın yarımdır.' demiş bir söylevinde. İş, sanat yaşamında söz sahibi kadınlarımız bu sözü eleştirip duruyorlar duydukları andan bu yana.
Ben de düşündüm çayımı içerken. Hakikaten Anne olmayan kadın yarım mı?Yoksa meslek mensubu hanımlarımızın savınduğu gibi kariyer yapmanın engeli mi Anne olmak.
Kendi meslek yaşamımı düşündüm. Binbir emekle mezun olduğum Üniversite mi.hayallerimi, yıllara böldüğüm amaçları mı düşündüm.
Anne olduğum zaman meslek yaşamımla bebeğimin bakımını nasıl bir arada yürümek için zorlandığımı, evimden geçen binbir çeşit bakıcıyı, hatta bir süre 8 aylık bebeğimi bakıcı bulamadığım için evde yalnız bıraktığımı,daha sonra bebeğim için feda ettiğim kariyerimi düşündüm. Yıllar sonra çocuğum büyüdüğünde işe tekrar başlamak istediğimde geri çevrildiğim başvuruları, okulda benden daha kötü öğrenci olan erkek arkadaşlarımın meslek başarılarını duydukça hissettiğim azabı hatırladım. Yıllar geçtikçe yetiştirdiğim evlatlarımın yaşam savaşında bayrağı benden alıp uzaklara götüren yarışmacılar olduklarını anladım. Evet kariyerimi feda etmiştim ama harika iki kız evlatla taçlandırmıştım yaşamımı.
Ben bunları düşünürken kapı çalındı ve kızımın Pensacola Orkestrasından bir hanım arkadaşı geldi bebek tebrikine.Gelen Hanım Orkestrada nefesli sazlar bölüm şefiydi. Harika fit görünümlü bu genç ve güzel kadının 4 erkek çocuğu sahibi olduğunu öğrenince dilim tutuldu neredeyse.
İnanılmaz bir olaydı. Bu genç hanım hem 4 çocuğunu büuütmüş, hem müzik kariyerine devam etmişti. Çocukları da harika okuyorlardı. Bu arada Pensacolada rastladığım bütün hanımların en az 4 çocuğu olduğu ve meslek yaşamlarının da harika gittiği dikkatimi çekti.Gene kızımın yan komşusu 4 çocuklu doktor bir hanım.Mesleğinde çok başarılı olan bu hanım çocuklarını da çok güzel yetiştirmiş.
Belki yaşadıkları ülkenin sağladığı yaşam şartları, belki eşlerinin olağanüstü yardım ve desteği bu hanımların aynı anda kariyer ve çocuk olayını çok başarılı bir şekilde yürütmelerini sağlamış.
Anlayacağınız aslında çocuk da yapılıyor kariyer de. Ama size çok destek olan , yaşamın her zorluğunu paylaştığınız bir eşe ve gelişmiş ülke şartlarına sahipseniz.
O zaman sahip olduğunuz çocuklar ve anneliğiniz meslek yaşamınızda engel olmaktan çıkıp birer ışık olabiliyor kariyerinize.
Ne diyelim ülkem şartları da böyle olur belki ve ülkem kadını da hem kariyer yapar hem de bebek.