Anneler gününün hikayesi

Bugün 8 mayıs 2011. Mayıs ayının ikinci pazarı.

Yani anneler günü.

Onların kıymetini bilmek lazım.

Gerçi hayatta oldukları zaman pek anlamıyoruz değerlerini ama kaybedince anlayabiliyoruz. O zaman da iş işten geçmiş oluyor.

Anneler günü bir gündür ama, bunun kutlaması çok geçmişi olan bir gelenek değil.

Ülkemizde de 1955 yılından beri kutlanıyormuş.

Her şeyin bir sebebi olduğu gibi, mayısın ikinci haftası kutlanmasının da bir sebebi var tabiî ki.

Hikaye şöyle:

Amerika’nın Filedelfiya eyaletinde 9 Mayıs 1966 günü Jarvis isimli bir kızın annesi ölür, Annesini çok seven Jarvis’in üzüntüsü aylarca sürer. Hayatta kimsesi kalmayan Jarvis ölüm olayına bir türlü alışamaz ve yaşama küser. Canlılığını, yaşama sevincini yitirir.

Jarvis’in bu durumunu yakından izleyen komşusu Jarvis’le arkadaş olur. Bir gün yaşlı komşu söyleşi sırasında Jarvis’e «İnsanlar doğar, yaşar, ölür. Bu bir doğa kanunudur.» der.

Aradan zaman yıl geçer. Jarvis annesini unutmaz., hemen her gün annesinin mezarına çiçekler götürür. O kadar bir sevgisi varmış yani.

Bir yıl sonra, annesinin ölüm yıldönümünde bütün arkadaşları eve gelir. O gün Jarvis arkadaşlarına :
-Geçen bir yıl içinde çektiğim acılar bana şunu öğretti «Dünyada anne sevgisinin yerini dolduracak hiçbir sevgi yoktur. Yılın bir gününü annelere ayıralım. O günü annelerimizle ilgili anılarla dolduralım. Böylece annelerimize olan sevgi borcumuzu ödeyelim.» der. Arkadaşları Jarvis’in önerisini çok beğenirler. Birlikte hemen kentin Belediye Başkanına giderler, teklif ederler. Başkan dinler ve öneriyi benimser. Daha sonra bu öneri gazetelere, yazarlara anlatılır. Jarvis ve arkadaşlarının çalışmaları ile Amerika Birleşik Devletleri Kongresi mayıs ayının ikinci pazar gününün Anneler Günü olarak kutlanmasını kararlaştırır.

İşte hikaye böyle.

Ama bu günün özelliği olarak, annenizin kıymetini hayatta iken bilin.

İlle de bir hediye almanız gerekmez. Onu yanağından öperek de kutlayabilirsiniz.

Anneler gününüz kutlu olsun.