Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Mustafa Çifci Aşk Yazarı

http://blog.milliyet.com.tr/mustafacifci

08 Nisan '14

 
Kategori
Aile
 

Annem'den ayrılırken

Annem'den ayrılırken
 

Fotoğraf: Aşk Yazarı Mustafa Çifci®


Gurbetin vermiş olduğu yalnızlık duygusu hepimizde var.

Bu kentin sokakları yüreği yalnızlık hüzünleriyle dolu insanlarla dolu...

Bu kentte yaşamanın bedeli belki de bu yük.

Ve bu kente yaşamak biraz da özlemleri ertelemek anlamına geliyor.

*

“Ağlama” diyordu annem yanından ayrılırken. “Bak ben ağlıyor muyum? Sevinç duyuyorum geri döneceğin günü düşündükçe. Biliyorum, şimdi çocuksun. Birlikte geçirdiğimiz güzel günleri bitmiş gibi düşünme. Eğer umut varsa yüreğinde, dönüşün güzelliğini, kavuşmanın neşesini duyabiliyorsan,  üzüntünün ağır ağır kaybolduğunu, yeniden heyecanla dolduğunu hissedebilirsin.  Hem geçmiş yaşantın, aramızdaki sevgi bağlılığı yalnız olmadığını gösterir.”

Ne güzel de teselli ediyordun beni annem.

Oysa biliyordum, ben gittiğimde, yalnız başına kaldığında, boş odalarda ağlayacaktı. Gözyaşlarını zorla tutuyor, bir an evvel bitirmek için titrek sesiyle hızlı hızlı konuşuyordun.  Dakikalara sığdırılmış zaman diliminin bir an evvel bitmesini, benim bir an evvel gitmemi istiyordun. Belki de rahatça ağlayabilmesi, doyasıya, içli içli, içini dökebilmesi gitmeme bağlıydı.

Ama ben, biraz daha mert davranıp gözyaşlarımı akıta akıta ağlıyordum.

Ben daha merttim o an annemden.

Saklamıyordum kendimi.

Ben buyum işte diyordum. Ben çocuğum. Ben ağlarım, işte diyordum.

Ben ağlayan birisiyim, DİYORDUM.

Babam sırtını bana dönüp “erkek ağlamaz oğlum, sil gözlerini” diyordu.

Babam da yalan söylüyordu.

“Ağla oğlum” diyemiyordu.

Benim kadar babam da gerçekçi olamıyordu.

Ya döndüğümde, gözlerin neden dolmuştu baba, söylesene?

Neden gizliden kuruluyordun gözlerini? Neden yüzünü bahaneyle öte döndürüp, gözlerini saklıyordun?

Soramıyordum.

Ağlama derken, gerçeği saklıyordun, doğru mu?

Gerçek yüzünü saklıyor, maskeli anlarından en güzelini sergiliyordun.

Gerçeği sır gibi saklıyordun.

Ama ben, şimdi bile saklamıyorum.

İşte yine ağlıyorum.

Ben, hiç bir zaman,  sert erkek, ağlamayan insan olamayacağım baba.   

Ben buyum işte.

Hatırlıyor musun baba, bir gün vedalaşıp giderken, titrek sesinle “korkma” demiştin. “Zaman hızlıca akıyor oğlum. Bu ayrılık, senin ne ilk ayrılığın, ne de son ayrılığın olacaktır.”

Oysa o günlerde zaman böyle hızlı geçmiyordu.

Yeniliğe alışana kadar, günü dakika dakika bitiriyordum.

Günler bitmek bilmiyordu.

Şimdi çok iyi bildiğim tek şey var, zaman hızlıca akıyor.

Babam haklıydı.

O ilk ayrılığım son olmadı. Başlangıç oldu sadece.  Ondan sonra da hep ayrılıklarla geçti hayatım. Gurbetlerde geçti yaşantım.

Tek başına yaşadım.

Tek başına, yapayalnız yaşadım.

 

www.mustafacifci.com

facebook.com/askyazarimustafacifci

t@mustafacifci

İnstagram:mustafa_cifci

 (Not: Bu eser Mustafa Çifci’nin kitabından alınmıştır. Telif hakkı yazarına ait olup, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası kapsamında her hakkı saklıdır. Yazarın yazılı izni alınmadan kopya edilmesi, çoğaltılması, dağıtılması, özet olarak belli bir bölümün başka yerlerde yayınlanması yasaktır. )

 

 

 
Toplam blog
: 297
: 523
Kayıt tarihi
: 16.04.13
 
 

Yazılarında insanı derinden etkileyen yoğun bir duygusallık, hüzün, karamsarlık ve yalnızlık vard..