- Kategori
- Öğretmenler Günü
Anneme öğretmen olduğumu söylemeyin, O beni pazarda limon satıyor sanıyor!

Öğretmenlik gönül işi doğru, inanıyorum. Kutsal bir görevi yerine getiriyoruz kabul. Eski zamanlardan beri bu böyle süregelmiş ve böyle devam edip gidecek. Eğitimin olmazsa olmazlarından bir tanesi ve en önemlisi öğretmenlerdir. Her 24 Kasım gelince bir günlük göstermelik kutlamalar yapılır. Öğretmenlerin eli öpülür. Nutuklar atılır, her sene aynı tablo tekrarlanır ve ben bu tabloda hep yanlış bir şeylerin olduğunu düşünür dururum. Öğretmenlerin çoğu öğrencilerden doğrudan ve dolaylı aldıkları pahalı hediyelerle kendilerinin ne kadar sevildiğine kanaat getirme yanılgısına kapılırlar. Göreve ilk başladığım andan itibaren hep bana ters gelen bu durum ne yazık ki aynı tempoda ve artarak devam ediyor. Bana verilen en değerli hediye, bir öğrencimin kendi elleri ile yaptığı ve boyadığı bir kağıt çiçek olmuştur. Biraz mahcup ve ürkek şekilde bana sunulan o kağıt çiçeği hiç unutamam.
Tamam; Sınıflar kalabalık, kızların okuyup okumaması tartışması süren bir yara, eğitim 8 yıl mı yoksa 12 yıl mı olsun sorusu kafaları meşgul etmeye devam ediyor, eğitim bütçesi savunma bütçesinden azmı olmalı çok mu olmalı çözülemedi ama biliyoruz ki bizler eğitim emekçisi, gönül insanlarıyız(!) En azından büyüklerimiz öyle diyor. Şimdi size soruyorum pazarda limon satan bir esnaftan daha azına çalışmak zorunda bırakılan öğretmen annesine nasıl inandırsın devlet memurunun halini. O yüzden anneme öğretmen olduğumu söylemeyin, o beni pazarda limon satıyor sanıp mutlu olmaya devam etsin.