Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Mart '12

 
Kategori
Antalya
 

Antalya’da olmak!

Antalya’da olmak!
 

Antalya


Beni yakından tanıyanlar bilirlerki, ben iki şehir arasında yaşayan biriyim. İstanbul ve Antalya…

Her iki şehirde de evim ve düzenim var.

Her ayın bir haftası Antalya’da yaşıyorum. Çocuklarımla, kardeşlerimle, yeğenlerimle, eşimle ve dostumla…

Yılların getirdiği alışkanlıklar çabuk geçmiyor. Terzim, kuaförüm alışveriş yaptığım dükkânlar hepsi burada, yani Antalya’da.

Pazar alışkanlığımın bile çoğunluğu burada.

Bugün, kızım Elif ve kız kardeşim Suzan’la alışverişe çıktık.

Antalya’nın önemli caddelerinde yürüdük. Caddelerde sanatın bir başka güzelliğini, bronzdan yapılmış, heykelleri gördük. Palmiye ağaçlarının süslediği caddelerde, temalı heykeller görmek, yol boyunca onların size eşlik ediyormuş havası çok hoşuma gitti.

Hani Yurt dışına gidersiniz de, bazen cansız mankenlerle, bazen bir heykelin altında resim çektirirsiniz ya, kendi yaşadığım şehrin içinde birkaç dakikalığına da olsa, turist gibi hissettim ve gayri ihtiyari resim çektirmek istedim.

Antalya her geçen gün çok hızla büyüyen bir şehir... İnanılmaz bir göç var. Bundan ötürü çok hızla gelişen bir yapılanma, kentleşme! Aslında bu betonlaşmayı sevmesem bile şehrin ortasından giden bu eski tramvay, modern çağın içerisinde nostaljiyi yaşatmayı başarıyor.

Hala o küçük yerlerin esnaf zihniyetinin sürmesi de benim hoşuma gidenlerden…

Yürürken yolda karşılaştığınız, komşunuz Ahmet Bey, dostunuz Ayşe hanımda ayrıca insana başka keyif veriyor. Eski zamanlarda olduğu gibi.

Bir cafeye girdiğinizde ‘aaa sende mi buradaydın, nasılsın?’ dediğiniz yüzlere rastlamak, bu kadar büyümükte olan bir şehrin içerisinde, eski ama güzel değerlerin kaldığını gösteriyor.

Yazın üç ay çok fazla burada olamıyorum. Sıcakları malum!

Ancak böyle bir sıcaklık varken bile, tepelerde bir yerlerde kayak yapılıyor olması, yer yüzünde kaç coğrafyaya nasip; birde böyle düşünmek lazım.

Yolda yürüdüğünüz zaman, değişik dilleri duyabiliyorsunuz. Dünyanın her yerinden değişik ırklardan insanları görüyorsunuz.

Kale içi dediğimiz yer, kültürel tarihe merakı olan yabancılar için vazgeçilmez yerlerden biri.

Son yıllardaki düzenlemelerden sonra gerek yerli ve gerek yabancı misafirlerin çok fazla dikkatini çekmeye başladı.

Her geldiğimde dikkat ediyorum, bir yerler düzeltiliyor, yenileniyor şehir güzelleştiriliyor kısacası…

Ama şu sözde önemlidir.

‘Mekânları güzelleştiren insanlardır’

O nedenle hangi şehirde yaşıyor olursak olalım, nasıl bir zenginlik bize armağan edilmiş olursa olsun, en güzel coğrafya yüreğimizdir. Bundan yola çıkarak da, gerek Antalya olsun, gerekse İstanbul, yani benim vazgeçilmez iki şehrim, benim yüreğimle ve benim coğrafyamla dünyanın en güzel hayal edinilesi yerlerinden ikisi…

Bir gün sizlerle de bu yollarda karşılaşmak dileğiyle…

Nazan Şara Şatana

 

http:// http://www.facebook.com/#!/profile.php?id=100002892442552

 

https://twitter.com/#!/nazansarasatana

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 1731
: 4678
Kayıt tarihi
: 09.12.10
 
 

Turizmci; Genel müdür Yazar ; Romanlar, senaryolar müzikkaller... Sinema filmleri, TV filmleri.....