Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Kasım '08

 
Kategori
Futbol
 

Aragones'in bir puanlık kumarı

Aragones'in bir puanlık kumarı
 

Volkan Demirel maçın en iyilerinden biriydi.


Fenerbahçe’nin Londra deplasmanında ilk yarı itibariyle görüntüsü Aragones’in oldukça riskli bir kumar oynadığının göstergesi gibiydi. Maçın başlama düdüğüyle birlikte yarı sahasına hatta birinci bölgeye kapanan sarı-lacivertli temsilcimiz kalabalık ve kademeli bir savunma ile gol yememeyi amaçlamıştı. Öyle ki, Arsenal topun hakimiyken Semih ve Güiza’nın mevkileri ön libero bölgesi oluyordu. Takımların taktik kurgusuna göre Fenerbahçe’nin 4-4-1-1 şeklinde olması gereken dizilişi de böylelikle 8-2-0-0 gibi ilginç bir hal alıyordu. Sarı-lacivertliler topu kazandıkları anda akordeon misali açılıp baskın ataklar yapmak istese de atletik İngiliz takımı buna fazlaca müsaade etmedi.

0-0’a ve 1 puana oynamak pek çoklarımızca “futbolu katletmek” olarak tanımlansa da Fenerbahçe’nin bu sezonki görüntüsüne bakarak Aragones’in bu kumarı oynamak zorunda olduğunu söylemeliyiz. Bilindik savunma dörtlüsünün arasına Selçuk ve Maldonado’yu sokmak, kanatlardaki Kazım ve Uğur’u adeta ikinci bek gibi savunmada tutmak ve gol bölgesindeki futbolculara ceza sahası ön çizgisine kadar adam kovalama görevi vermek. Sanıyorum Fenerbahçe’liler bu 1 puanı aldıktan ve sevindikten sonra ligimizde “Çanakkale geçilmez” olarak tanımladığımız taktik anlayışa karşı biraz daha hoş görülü olacaklardır. Demek ki, Fenerbahçe için Arsenal’den Londra’da alınan bu 1 puanın yarattığı sevinç ne ise İstanbul’da 0-0’lık beraberliği kurtaran Anadolu takımlarının sevinci de o.

Kadrolara bakınca her iki takımın da eksikleri göze çarpıyordu. Sarı-lacivertli temsilcimizde Alex’in sahada olması çok değiştirebilirdi. Aragones’in asla 90 dakikayı kendi ceza sahası ve çevresinde geçirmek gibi bir düşüncede olduğunu sanmıyorum. Kuşkusuz bir gece evvel Atletico Madrid’in Liverpool’a yaptığı gibi “cezalandırıcı bir gol” de Fenerbahçe teknik direktörünün planları arasında vardı ama Alex De Souza’nın sahada olmadığı bir maçta bu planın zorluk derecesi katlandı. Brezilyalı yıldızın yokluğunda hızlı ve ölçülü oynama görevi göbekteki Selçuk ile Maldonado’ya kaldı ancak bu futbolcular da mesailerinin çoğunu savunma bloğuna yanaşarak geçirdiler. Zaten topa sahip oldukları anlarda da bu futbolculardan Semih ve Güiza’yı kaçırmalarını beklemek fazlaca beklenti içine girmek olurdu. Zaman zaman bu bölgede Alex’in görevine soyunan Semih’in çabaları Güiza’nın ileri uçtaki yalnızlığına çare olamadı. Karşılaşmanın ikinci yarısında Fenerbahçe (belki de Aragones’in uyarısıyla) defansını biraz daha ileride kurmaya çalıştı. Bu uygulamayla birlikte belki defansif riskler arttı ama sarı-lacivertlilerin daha fazla top dolaştırması mümkün oldu. Arsene Wenger’in Diaby ve Vela hamleleri de kilidi açmaya yeterli olmayınca karşılaşma da başladığı gibi 0-0 bitti.

Fenerbahçe’nin aldığı bu bir puanda şüphesiz kaleci Volkan ile Edu-Lugano ikilisinin payı büyük. Tüm futbolcular canları çıkıncaya kadar koştular ama takım açık alanda yakalanmayınca Edu ve Lugano’nun meziyetleri öne çıktı. Kalabalık savunmada erimeye yüz tutan ataklara da Volkan başarıyla karşı koydu.

Bu karşılaşmadan sonra herhalde günün sorusu “Fenerbahçeli bu 1 puana sevinmeli mi?” olur. Cevabı da hangi Fenerbahçe’yi baz aldığınıza göre değişir. Geçen sezonun Fenerbahçe’si böyle bir Arsenal yakalasa muhtemelen 3 puanı alırdı ama bu sezon Fenerbahçe’nin Londra’dan alınan bu 1 puana sevinmesi normal. İki Fenerbahçe arasındaki temel fark ise şu: Geçtiğimiz yıl dörtlü defans ve önündeki ikiliyle yakalanan defansif kalite bu maçta 8-9 kişilik bir blokla ancak elde edilebildi. Futbolcuların hırsında değişen bir şey yok, hırslarıyla sanki geçen sezondan bir pasaj sundular. Bu saptamalar bizi sezon başından bu yana yazageldiğimiz kadro yapılanması konusuna düğümlüyor. Fenerbahçe Ocak ayında Maldonado ve Josico ile yollarını ayırıp kalburüstü iki orta saha oyuncusu alsa sorunlarının önemli bir kısmını halleder. En azından Arsenal maçından benim anladığım bu.
 
Toplam blog
: 235
: 717
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Yazar 1976 yılında İstanbul'da doğdu. Tüm eğitim ve öğretim hayatını burada tamamlayarak, 1999 yı..