Aramızda dolaşan melekler

Vapurda yan koltukta biri oturuyordu. Yüzüne öylesine bakıp önüme çevirdiğimde başımı, tekrar ona bakma ihtiyacı hissetti gözlerim. Sanki bu dünyanın siması değildi yanımda oturan kişi. Satır satır yüzüne vurmuştu sanki bilinmeyen esrarengizliği. Farklı temiz bir ışık vardı yüzüne vuran. Gözleri, kulakları, burnu ve herşeyden önemlisi ifadesi, bir şeylerin farkındalık dersini veriyordu. Kendi farkında mıdır bilinmez ama, görüntüsü ve hareketleri ile Tanrının ülkesinden aramıza karışmış bir melek izlenimi veriyordu.

Evet zaman zaman kız olsun, erkek olsun bu görüntüde insanlara rastladığımız olur. Onlarda farklı bir hava ve atmosfer hissederiz. Sakın bunu aşk meşkle karıştırmayın. Bu tamamen ruhsal ve kutsal bir karakter enerji kalıntısıdır hafızalarımızda. Anlamını bildiğimiz halde anlatamayışlarımızın, ziyaret ettiğimiz halde zamanını hatırlayamayışlarımızın yeni bir yaşanmışlık izleridir bu. Yıllardır, insan karakterlerinin yüze yansıması ve farklı enerjiler taşıyan kişilerle ilgili gözlem yapıyorum. Kendimi bu konuda geliştirdiğimi söyleyebilirim. Karşımdaki insanın yüz hatlarına bakarak yaydığı enerjiyi hissedebiliyorum. Yada yaşadığı hayatın izlerini görebiliyorum gözlerinde. Bu çok üzücü oluyor çoğunlukla. Düşünün adamın suratı ben hırsızım diyor ve karşınızda dürüstlük nutukları atıyor.

Birde çok çabuk kavga edebilecek ve saldırabilecek tehlikeli tipler varki, ben onlara vurucu tim diyorum. Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptığım antika çarşısında bir odabaşı mafyası vardı ve büyük bir mücadele ile onları çarşıdan uzaklaştırmıştım. Epey bir tecrübe sahibi olmuştum, yaşamla ölüm, cesaretle, mecburiyet arasında. Bazı tiplerde saman altından su yürüten tiplerdir. Çok samimi görünüp, adeta yaşamlarını başkalarının dengesinin kaybolması üzerine kurmuşlardır. Sizden aldığı lafı oraya götürür, kullandığınız cümlelerin içinden kelimeler seçerek ilavelerle karşı tarafa yetiştirip ortalığı karıştırırlar. Birde sırnaşık tipler vardır ki, ne yaparsanız yapın köpek yavrusu gibi ayaklarınızın dibinden ayrılmazlar.

Çoğumuz bu karakter analizlerini yapabiliriz. Bu deneyimler arttıkça sadece kötü karakterleri değil, aramızda dolaşan melekleride farkedebiliriz. Bu kişiler, içindeki küçük çocuğu yaşatarak, ışığını yüzlerine yansıtmayı başarabilenlerdir. Bunu koruyabildikleri süre içinde aramızda farklı bir pozitif enerji ile dolaşırlar. Hatta kolay kolay yaşlanmazlar bile. Fakat bu kutsal elbiseyi koruyamazlar ise elbiseyi başka birine devretmek zorunda kalırlar. Bu sevginin ve iyiliğin sonsuzluk kaftanıdır. Her iyilik yaptığımızda bu kaftanı sırtımızda hissederiz. Yaşam öylesine engin bir denizdir ki, hangi adaletin hangi olaydan dolayı meydana geldiğinide sorgulamaya yetmez bu kısacık ömrümüz. Hadi incelemeye başlayın bakalım yüzlerini, mimiklerini ve davranışlarını insanoğlunun. Kimbilir bu sayede, yaşam tiyatrosunda aldığınız roller belkide daha da kolay gelir sizlere.

METİN ÖZKAYA