Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

ALİ GALİP AKYILDIRIM

http://blog.milliyet.com.tr/aligalip

15 Mart '16

 
Kategori
Siyaset
 

Artık halkın sabrını test etmeyin!

Artık halkın sabrını test etmeyin!
 

Akan gözyaşları nehir oldu, deniz oldu Taşıyor yatağından. Taşarsa bu gözyaşı denizi kimse duramaz karşısında. Halkın sabrını test etmeyin!


Her gün yeni bir terör saldırısı haberi ile sarsılıyoruz.

İnsanlarımız ölüyor. Sivil, asker, polis…

Hepsi umudu ve geleceğe dair düşleri olan insanlar…

Ölüm acıdır.

Hele ki genç ölüm...

Bir anne için kınalı kuzusunu...

Bir baba için evinin umudunu, geleceğini kaybetmek,

Acıların en acısıdır.

Hangimizin yüreği kaldırabiliyor, evladının tabutuna sarılarak ağlayan ananın feryatlarını.

Ve hangimiz bilebiliriz o annenin çektiği acının büyüklüğünü.

Ve hangimiz biliriz ki o ananın evladının arkasından yüreğinin kaç şiddetinde sarsıldığını.

Ateş düştüğü yeri yakıyor.

Yakmak ne kelime, sönmeyen bir ateşe dönüşüyor acılar. Sönmek bilmiyor.

Her defasında inşallah bu son acılarımız olur diyoruz. Son gözyaşları olur diyoruz.

Her genç ölümle sarsılıyoruz. Yüreğimiz yanıyor. Nefes alamıyoruz.

Devlet büyükleri televizyon kanallarına çıkıp terörü şiddetle kınadılar, “sabrımızı sınamayın” dediler.

Onlar sabırlarını sınatırken,

Bilmiyorlar ki bu halkın sabrı her şehit cenazesinde, her canlı bomba patlamasında taşıyor.

Bizlere “korkmayın, terörle yaşamaya alışın” diyorlar.

“Korkmuyoruz” diye haykırın diyor havuz medyasının kalemşorları.

Vicdanlarını bir kenara koymuşlar ve koydukları yeri de unutmuşlar.

Ankara’nın kabinde bombalar patlarken yüzlerce insanımız katledilirken, yüzlercesi bir daha eskisi gibi olmayacakken, hala o sözde yazarlar haykırın “korkmuyoruz” diye akıl veriyorlar.

Oysaki biz umutlarımızı da, cesaretimizi de hiç tanımadığımız o insanlar paramparça olurken kaybettik.

Korkuyoruz; Sokağa çıkmaktan, parklara gitmekten, alışveriş merkezlerine gitmekten, yolda yürümekten korkuyoruz. Çünkü can bizim canımız. Evlatlar bizim evlatlarımız…

Can kendilerinin olmayınca ne kadar kolay söylüyorlar “korkmayın” diye.

Ey bizi yönetenler, ey klavye cesuru sözde yazarlar siz hiçbir yakınınızı bir terör saldırısında kaybettiniz mi?

Yüreğiniz yandı mı?

O yüreği yanan insanların neler hissettiklerini hissettiniz mi?

Olayın olduğu gün hastane bahçesinde “Oğlumu verin bana yoksa bu memleketi başınıza yıkarım" diye bağıran annenin sesini duydunuz mu?

Bu annenin karşısında durabileceğinizi sanıyor musunuz?

Siz evladının saçını koklayan baba ve oğlunun fotoğrafını gördünüz mü? O kokuya değer biçilemeyeceğini biliyor musunuz? Bir daha evladının saçını koklayamayacağını, kavuşmalarının mahşere kalmasının ne demek olduğunu biliyor musunuz? O babanın karşısında durabilecek misiniz? Bunlar son olayda yaşanan sadece iki acı örnek…

Biliyor musunuz? Hiç tanımadığımız insanlarımıza ağıt yakıyoruz. Çünkü onların bu şekil teröre kurban gitmesi 78 milyonun acısıdır. Orda hepimiz olabilirdik. Hepimizin bir yakını orada olabilirdi. İşte bu yüzdendir ki acıyı paylaşmanın tanıyıp tanımamakla bir ilgisi yoktur. Acımız ortak paydamızdır. Ve onlarla birlikte umudumuzu, cesaretimizi, yitirdik.

Ülkemizin her yanı kan ve barut kokuyor.

Ülkemiz her gün biraz daha büyüyen bir mezarlığa dönüşüyor.

Şunu bilin ki, her şehit haberinden sonra, her bombalı saldırılardan sonra terörü kınamakla, beylik sözler söylemekle hiçbir acı hafiflemiyor.

Aksine halkın sabrı tükeniyor. Halkın sabrını artık test etmeyin.

Sizler birkaç gün sonra kendi aranızda iktidar kavgalarına başlayıp bu yaşanan acıları unutacaksınız. Aklınıza bile gelmeyecek. Belki birkaç gün sonra bu olanları unutacak insanlarımız da olacaktır.

Ama ateşin düştüğü yürekler yaşadıkları sürece bu acıyı asla unutmayacaklar.

Sızlamasın artık anaların süt damarı, babaların yanık yüreği.

Kan kanla yıkanmaz demiş büyüklerimiz.

Ateş su ile söner demiş büyüklerimiz.

Söndürün bu ateşi sönsün yüreklerdeki evlat ateşi.

Söndürün bu kin ve nefreti.

Bu kaçıncı ölüm. Bu kaçıncı yok oluş

Bu kaçıncı gözyaşı.

Akan gözyaşları nehir oldu, deniz oldu

Taşıyor yatağından.

Taşarsa bu gözyaşı denizi kimse duramaz karşısında.

Halkın sabrını test etmeyin!

 

Ali Galip AKYILDIRIM

 
Toplam blog
: 264
: 396
Kayıt tarihi
: 28.07.14
 
 

1959'da doğdu. Sınıf Öğretmenliği okudu.1979'da Öğretmenlik görevine başladı. Hayatın; okumak, ya..