07 Ekim '09
- Kategori
- Sağlık
Artık şu organ mafyası safsatalarını bırakalım.

Organ Nakli ve Organ Bağışı ile ilgili tüm merak ettiklerinizin bir cevabı var.
Kaçırılıp organları çalınan kimse yok, kimsenin içi boşaltılıp çöpe atılmıyor, barda tanıştığınız bayan sizin böbreğinizin peşinde değil, sabah buz dolu küvette uyanan kimse yok çünkü bütün gece buzda kalırsa donarak ölür muhtemelen.
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yasadışı organ nakli amacıyla faaliyet yürütenler olabilir. Bu işi yapan ve ülkemizin adının tüm dünyada lekelenmesine yol açan da bir tek kişi vardır aslında. Neredeyse her yıl bir haber programa konu olan bu kişi, yıllar yılı organ ticaretinin kirli yüzü olarak çıkmıştır karşımıza.
Ama bu sistemi mafya olarak değil simsarlık olarak tanımlamak daha doğrudur. Para karşılığı organını vermek isteyenler ile yeterince parası olan hastalar arasındaki bağlantıyı kuran bir sistemdir bu. Tabii bir de yasadışı olarak organ naklini yapabilecek en az bir cerrah, bu gibi büyük ameliyatlarda tecrübeli anestezi ekibi, hemşireler ve tam donanımlı hastane gerek. Bunların hepsi yasadışı bir iş yapmak amacıyla biraraya geldiklerinde mümükün olabilir ancak organ transferi ve ticareti.
Yaygın olarak haberlere konu olduğu gibi bir insanı organları için kaçırmak ve hatta öldürmek mümkün değildir. Eğer organların mekanik bir parçalar gibi civatalarla sökülüp takılacağını düşünen, bu işlemin herhangi bir fiziki ortamda olabileceğini zanneden daha da önemlisi herhangi bir kişi tarafından yapılabileceğini kabul eden bir zeka seviyesine sahipseniz kusura bakmayın, sizin için değil yazdıklarım.
Maddeleri daha da çoğaltabiliriz. Ancak düşünen bir beyin için bu kadarı yeter bence.
Sonuç olarak toplum olarak yeterince başbakanız, maliyeciyiz, futbolcuyuz, teknik direktörüz, kadınız, hakemiz, savcıyız... Biz herşeyi biliriz. Organ naklini de en iyi biz biliriz. Olmuyor işte...
Bu gibi söylentiler yüzünden kaç kişi organ bağışlamaktan vazgeçiyor? Bu vazgeçişler neticesinde kaç kişi organ beklerken ölüyor? Bu söylenilere inanan kişilerin kendileri veya yakınları organ yetmezliği yaşadığında ve organ bekler duruma düştüklerinde neler düşünüyorlar? Biliyor musunuz?
Bilmek çok kolay.
Aşağıda organ mafyası diye yayınlanmış, tamamen hayal ürünü bir haberlerden biri ve benim sorduğum sorular yer almaktadır. (Haberci ve gazete isimlerini gizledim. Yazıların asılları bende kayıtlıdır).
<ı>Sayın ...,
ı>
<ı>16 Nisan 2008 tarihinde XXX gazetede ‘Organ Mafyası Oğlumu ve Eşimi Kaçırdı’ başlıklı haberinizi büyük bir üzüntü ve endişe ile okuduk. Üzüldük, çünkü bu şekilde bedelsiz olarak binlerce kişiye ulaşan bir gazetede, birinci sayfada çıkan bir haberin çok daha dikkatli seçilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Şüphesiz esas amacınız olan halkı bilgilendirme uğruna, son derecede özenli ve araştırmacı bir tutum sergiliyorsunuzdur. Ancak haberiniz insanların zihninde çok yanlış fikirlerin oluşmasına yol açabilir. Endişelendik, çünkü organ bağışı için bekleyen, bu bekleyiş süresince hayal bile edemeyeceğiniz acılar çeken hastalar ve hasta yakınları var. Bu gibi haberler yüzünden, ülkemizde zaten oldukça kısıtlı olan organ bağışı iyice azalmaktadır. Sizin haberiniz, kaçırılan kişilerin yakınının bir tahmini üzerine kurulmuş ve bu kurgu birçok insan için ‘organ bağışı’ kavramını kökünden zedeleyici olabilir ki bu zedelenme de organ bağışı açısından istekli kişilerin bile bağıştan kaçınmasına yol açabilir. Bu yüzden bağışlanmayan organlar acaba kaç hastayı yeniden hayata döndürecekti? Belki de bir gazeteci olarak Adli Tıp Kurumu’na ‘bugüne intikal eden vakalar içerisinde organları kendi istekleri dışında alınmış, canlı veya ölü kaç kişi vardır?’ diye sorabilirdiniz. Bu soruya alacağınız cevabı yayınlayarak topluma çok önemli bir bilgi vereceğinizi düşünüyoruz. Bilgiye açık olduğunuz konusunda asla endişemiz yok ve eğer isterseniz organ bağışı ve organ nakli hakkında size detaylı bir sunum yapabiliriz. Ayrıca haberinizle ilgili olarak kendi mantığınızda ve vicdanınızda yanıtlamanız gereken birkaç soru olduğunu düşünüyoruz.
ı>
ı>
<ı>Saygılarımla, ı>
Yazıma cevap aşağıdaki gibi oldu.
<ı>Sayın ...;
Mailiniz ve eleştirileriniz için teşekkür ediyorum. XXX adlı gazetede yayınlanan haberimi gördüğümde ben de sizin yazdıklarınıza benzer düşünçeleri yaşadım. Aynı haber YYY Gazetesi'nde de yer "Baba ile oğlunun esrarengiz kayboluşu" şeklinde yer aldı. http://......=2008-04-16
YYY Gazetesi'nde yer alan haber organ mafyası sözcüğü sadece bir cümle içerisinde eşinin iddiası olarak yer alıyor. XXX, YYY bünyesinde çıkan bir gazete ve bizim yazdığımız haberleri de kullanıyorlar. Bizler haberimizi yazıp gazeteye geçiyoruz. Eğer kullanılırsa sonraki gün gazetede görebiliyoruz. Sayfa yapılırken ve haberin kullanılma biçimini göremiyoruz. XXX editörleri haberi kullanırken cümlede geçen organ mafyası sözcüğünü alıp öne çıkarmışlar.
Saygılarımla..ı>