Arz ederim... Rica ederim...

Gençlik yıllarımız gelip ilk dilekçelerimizi yazdığımızda başta öğretmenlerimiz olmak üzere büyüklerimiz "Aman, arz ederim demeyi unutma!" derlerdi. Genellikle o zamanlar hep arzetmemiz gerekir. Bazı kişiler için okunan okulların. gösterilen çabaların altında "Arz ederim" yerine "Rica ederim" yazabilme isteği yatardı.

Bizim bürokrasimizin en büyük saçmalıklarından biri bu iki kavramdır. Büyükler küçüklere rica eder, küçükler büyüklere arz eder. Bir de aynı düzeyde olanları birbirine yanlış yazdıkları zaman kopan kıyametler de vardır.

Bu iki ayrı sunuş şekli hem nazik değildir, hem de bürokraside zaten var olan "Sınıf ayrımını" iyice körüklemektedir. "Anayasa'ya aykırıdır" diye bir abartı yapmayalım ancak bunu da tartışalım.

Bu iki saçmalığın ortasında bir sunuş şekli daha vardır: "Bilgilerinize sunarım"...

BİLGİLERİNİZE SUNARIM

Bürokrasimizi bu ikili sunuş saçmalığından kurtarmalıyız. Tek şekil kalmalı "Bilgilerinize sunarım". Başbakanlık bir genelge yayınlayarak "Arz ve Rica" içeren sunuşları kaldırarak, tüm yazışmalarda "Bilgilerinize sunarım" ifadesini kullanılmasını istemelidir. Bu birilerinin üzülmesi pahasına yapılmalıdır!

(Kişisel Internet gazetemde (Gazetem) 30 Mayıs 2001'de yayınladığım aynı başlıklı yazıdan yararlandım.)