Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ocak '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Asala ve şehitlerimiz

Asala ve şehitlerimiz
 

27 Ocak 1973- Los Angeles (ABD) –Mehmet BAYDAR-Bahadır Demir (Başkonsolos ve konsolos)

22 Ekim 1975 -Viyana (Avusturya) Daniş Tunalıgil (Türkiye Viyana Büyükelçisi)

24 Ekim 1975 -Paris (Fransa) İsmail Erez-Talip Yener (Türkiye Paris Büyükelçisi ve makam şöförü)

16 Şubat 1976-Beyrut(Lübnan) Oktar Cirit (Türkiye Beyrut Büyükelçiliği Başkatibi)

9 Haziran 1977-Roma (İtalya) Taha Carım (Türkiye Vatikan Büyükelçisi)

2 Haziran 1978-Madrid (İspanya) Necla Kuneralp-Beşir Balcıoğlu (Türkiye Madrid Büyükelçisi ve eşi)

12 Ekim 1979- Lahey (Hollanda) Ahmet Benler Türkiye Büyükelçisi Özdemir Benler’in oğlu

22 Aralık 1979- Paris (Fransa) Yılmaz Çolpan (Türkiye Paris Turizm Müşaviri)

31 Temmuz 1980- Atina (Yunanistan) Galip Özmen-Neslihan Özmen (Türkiye Atina Büyükelçiliği İdari Ateşesi ve eşi)

17 Aralık 1980 -Sidney (Avustralya)Şarık Arıyak-Engin Sever (T.C.Avustralya Başkonsolosu ve koruması)

4 Mart 1981-Paris (Fransa) Reşat moralı-Tecelli Arı (Türkiye Paris Büyükelçiliği Çalışma Ateşesi ve din görevlisi)

9 Haziran 1981-Cenevre (İsviçre) M.Savaş Yergüz (Türkiye Cenevre Başkon.Sözlş.Sekreter)

24 Eylül 1981-Paris (Fransa) Cemal Özen (güvenlik görevlisi)

5 Mayıs 1982-Boston (ABD)Orhan Gündüz) (Türkiye Boston Fahri Başkonsolosu)

7 Haziran 1982-Lizbon (Portekiz) Erkut Akbay-Nadide Akbay (Türkiye Lizbon Büyükelçiliği İdari Ateşesi ve eşi)

27 Ağustos 1982 –Ottawa (Kanada) Atilla Altıkat (Türkiye’nin Ottowa Büyükelçiliği)

9 Eylül 1982-Burgaz (Bulgaristan) Bora Süelkan (Türkiye Burgaz Başkonsolosluğu İdari Ateşesi)

9 Mart 1983-Belgrad (Yugoslavya) Galip Balkar (Türkiyenin Belgrad Büyükelçisi)

14 Temmuz 1983-Brüksel(Belçika) Dursun Aksoy (Büyükelçilik İdari Ateşesi)

27 Temmuz 1983- Lizbon(Portekiz) Cahide Mıhçıoğlu (Müsteşar eşi)

28 Nisan 1984-Tahran (İran) Işık Yönder (Büyükelçi sekreteri)

20 Haziran 1984-Viyana (Avusturya) Erdoğan Özen (Büyükelçilik Çalışma Ateşesi)

19 Kasım 1984-Viyana (Avusturya) Enver Ergun (BM temsilcilikte görevli)

ASALA nın çirkin saldırıları neticesinde toplam 41 şehit sayısını bilemediğim kadar yaralı. Yukarıdaki listeye eğer dikkat ederseniz, çoğunluk, diplomat. Şöyle bir düşündüm de, Türkiye’yi, vatanını, milletini dış ülkelerde temsil edebilecek tecrübeye sahip, acaba bir ateşe, konsolos, başkonsolos ne kadar süre içerisinde yetişir?Ortalama 40 yıl diyelim.

Bu terör örgütü bitti, peşinden aynı dönemde diğer bir terör örgütü başımıza dert oldu. Verdiğimiz şehit sayımız çok çok daha fazla.

Dünya’da hiçbir ülke bizim kadar terör mağduru değildir. Can kaybının yanında, memleketin uğramış olduğu ekonomik zarar ise dudak uçurtan miktarlarda. Hem canımız gitti, hem paramız….

Hrant Dink le birlikte, yüzbinler, onbinler sokağa döküldü ve terörü lanetledik. Yazık oldu adama. Toprağında dinlensin. Tabiki tasvip etmiyoruz ve tabiî ki yukarıda ismi geçen şehitlerimiz Hrant Dink’in cinayetine bahane olamaz.

Biz , hepsi birer hazine olan , Türkiye'nin içinden yetişmiş ve teröre kurban verdiğimiz , yukarıda isimlerini belirttiğim diplomatlarımızı kaybettiğimzde , tüm Ermenistan'ı veya ermenileri sorumlu tutmadık.Bugün Hrant Dink nedeniyle tüm Türkiye sorumlu tutulmamalı.Diaspoardaki bazı kesimler , bu cinayeti kendi emel ve çıkarlarına alet etmek istemeleri son derece çirkin bir olaydır.

Bugünlerde farkında mısınız bilmiyorum ama, zaten kafası karışık olan milletin karşısına iki kavram daha çıkartıldı ve birbirine benzetilmeye çalışılıyor. Milliyetçilik ile ırkçılık , kafatasçılık aynı şeylermiş gibi gösterilmeye çalışılıyor. Yine başka bir kavram karışıklığı gündemde. Sanki milletin kafası Laiklik ile, bireysel ateistliğin karıştırılması ve sulandırılması yüzünden az meşgul olmuş gibi….

Kesin yorumunu yapamamakla birlikte, kesin bu şudur diyememekle birlikte, kafamda bazı soru işaretleri beliriyor.

Bunlardan birincisi, Trabzon ‘da yakın geçmişte, biri iki gösterici slogan atıp ortalığı karıştırdı. Daha sonra başka bir olay daha oldu.Tam hatırlamıyorum. Biraz süre geçti papaz cinayeti , biraz daha sonrada Hrant Dink’in öldürülmesi. Trabzon üzerinden milliyetçiliği karalama üzerine bir oyun mu oynanıyor?

İkincisi, dünya ülkeleri ve tüm Türkiye Ortadoğu ile ilgilenirken ve oradaki gelişmelerin ileride Türkiye’nin yüksek menfaatlerine uygun gelişip gelişmediğini tartışırken, bir anda bütün dikkatler başka yöne kaydı. Acaba Hrant Dink sadece gündem değiştirilmek maksadıyla mı cinayete kurban gitti.? Çünkü her şey biran da çok çabuk unutuldu. Sustuk.

Sorular ana hatlarıyla böyleyken, Hrant Dink’in cenazesinde atılan bazı sloganlara da değinmek istiyorum. Tamam Hrant Dink’e, teröre binlerce evladını kurban etmiş bir millet olarak çok üzüldük. Ama biraz abartıldı diye düşünüyorum. Yanlış mı hatırlıyorum ama yukarıda bahsettiğim şehitlerimizin cenazesinde de böyle duyarlılık var mıydı? Ben hatırlamıyorum. Keşke aynı duyarlılığı onlara da gösterebilseydik. Yukarıda liste şeklinde şehitlerimizi belirtmemdeki amacım ise onları tekrar anmak, hatırlamak ve ruhlarına rahmet dilemek içindir.

Öfkeyle kalkan zararla oturur derler. Türkiye’nin içinden geçmiş olduğu bu durumu tam bir sağduyu ve sakinlikle iki kere düşünerek geçirmesi gerekir. Anladığım kadarıyla devletimizde böyle yapıyor. Ben bazı arkadaşlarımızın aksine, devletin ve ordunun sakinliğini beceriksizliğe değil, sağ duyu ve dikkatli davranmalarına, akılcı, mantığı ile hareket etmesine bağlıyorum.

“Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” sözü öylesine laf olsun ve gaz vermek için söylenmiş bir söz değildir bana göre.

Bu konudaki son sözüm Allah’tan ülkemizi, milletimizi, vatanımızı, ilelebet korumasını dilerim.

 
Toplam blog
: 116
: 735
Kayıt tarihi
: 27.07.06
 
 

1994 Uludağ Üniversitesi İ.İ.B.F. İktisat bölümü mezunuyum. Aynı üniversitede Genel İktisat Polit..