- Kategori
- Güncel
Asgari Ücret Standardı
Sorun asgari ücret mi, ücret üzerinden eleştiri ile siyaset yapma problemi mi bilmek oldukça zor. Emin olun burada en az günahkar olanlar, en çok oyu aldığı kitlesini, hele bir de pandemi döneminin zorluklarına rağmen memnun etmek isteyen hükümetlerdir. 2018 yılından itibaren %14, %15 ve son olarak %22 oldukça tatminkar oranlar gibi gözükse de, ücretleri alım gücü bazında karşılaştırmak da bir o kadar önemli.Yazıda odaklanmak istediğim, belki de asıl odaklanılması gereken, tüm sektörlerde hem mavi hem beyaz yakalıya ödenen ücretlerin dünya çapında standartlaşmaya doğru ilerlemesi.
Wallerstein tanımıyla, merkez ve çevre ülkeler arasında giderek açılan ekonomik farkları bir yana bırakırsak, hepsinde ortada buluşmaya doğru giden bir yevmiye hesabına ilerleme hızla devam ediyor. Bu yüzden tüm dünya kamuoyunda doktorun aldığı ücret ısrarla değersizleştirilmekte, memurun maaşı fazla algısı güdülmekte ve bu yapılırken ısrarla x şirketindeki mühendis, y bankası çalışanı asgari ücrete yakın kazanmakta şeklinde örneklendirilmekte.
Asgari ücret, daha sosyalist bir tanım yaparsak, kişinin hayatını idame ettirmesi için geçici olarak alması gereken ücret.Devamında fabrika, şirket ya da kurum neyse ücretleri belirli oranda düzenler ve arttırır. Erken modern denilebilecek Taylorist sistem de ücret-verim ilişkisi üzerine olumlu tespitler sunar. Yani bir oranda ücret artarsa, çalışan verimi de artar. Ancak, bizim gördüğümüz, belli ki pandeminin etkisiyle ya da sonucu hızlanan standartlaşma eğilimi. Özel sektörün de artan rekabet , pazar arayışı nedeniyle sürekli maliyet düşürme çabası da bu duruma tuz biber ekiyor denilebilir. Yani bu durumdan, siz daha ucuza daha fazla kot pantolon almak isterken de bizzat sorumlusunuz.Daha fazla iş gücü ihtiyacına rağmen daha az ücret ödeyebilme dengesi rekabetle oluşur.
Zamanla, Çin örneğindeki gibi eşit ücretlendirme tüm dünyayı postmodern bir kapital-komünizme götürebilir. Bunda en büyük pay, içeri girdiğinizde al-al müzikleri çalan mağazaların mı, yoksa boş vakitlerinin çoğunluğunu daha yeni şeylere harcayarak mutlu olmaya çalışan insanlar mı, düşünmek lazım.