Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Temmuz '09

 
Kategori
İnançlar
 

Ashab-ı Kehf ve el-Kehf Suresi

Birkaç gün önce “İnançlar” kategorisinde okumuş olduğum “Yedileri ne uyuttu” başlıklı blog da, el-KEHF Suresinde bahsi geçen Ashab-ı Kehf’den yedi uyuyanlar hikayesi olarak bahsedildiğini fark etmiş bulunmama müteakip bu konu hakkında birkaç satırdan oluşan bir yorum yazmak yerine Ashab-ı Kehf ve el-Kehf suresi ile ilgili bir blog yazmayı tercih ettim.

Öncelikle Yedi Uyuyanlar olarak anıldığı söylenen şey bir hikaye, bir rivayet veyahutta bir masal olmadığını pek tabi birçoğumuz biliyoruz. Kuran-ı Kerim’de anlatıldığına göre yaşanmış bir olay olan Ashab-ı Kehf, biz inananlara aktırılmıştır ve Kur'an-ı Kerim'de yer alan olaylara ise biz inananlar İLİM olarak adlandırmaktayız. Kuran-ı Kerim’de daha bir çok surede; Hz. Muhammed (S.A.V.) döneminden önce yaşanmış ve biz inananlara okunup, anlaşılıp, dersler çıkarmamız istenen olayların anlatıldığı gözlenmiştir. Bu yaşanmış olan olayın tahrif edilmiş İncil’de de yer alması ve Hıristiyanlar tarafından da biliniyor olması pek tabi normaldir. İncil ve Kuran-ı Kerim’de anlatılanların tam olarak örtüşmemesi zaten İncil kitabının tahrif edilmiş olduğunun bir diğer ispatıdır.

Şimdi de el-Kehf Suresini kısaca tanıyalım:

Bu mübarek Sure, 110 Ayet-i Kerime’den meydana gelmektedir. Sure, Mekke-i Mükerreme’de nazil olduğundan dolayı Mekki Sure olarak anılmaktadır. Bu Sure-i Celile’de bir kudret harikası olan Ashab-ı Kefh’in hallerine dair haber verildiği için KEHF Suresi ismi verilmiştir.

Bu mübarek surenin başlıca konuları şunlardır;

-Allah-u Teala’nın övgüye, tesbih ve birlenmeye layık olduğunu gösteren Kur’an-ı Kerim’in yüceliğine ve ne gibi hikmetlere, faydalara binaen nazil olmuş olduğuna ve diğer kısım ilahi eserlere işaret olunmaktadır.

-Haddızatında pek garip olan ve haşir ile neşire bir örnek oluşturan Ashab-ı Kehf’in hadisesi ve bununla beraber Allah’ın kudreti ile bundan daha garip daha harikulade nice yaratılış hadiselerinin meydana getirilebileceği beyan buyurulmaktadır.

-Resul-i Ekrem’in kutsi vazifesi, O’nun hak yolunda sabır ile vasıflanmış olması bildirilmektedir. İman edenlerin pek güzel bir akıbete nail olacakları müjdelenmektedir. Küfür ve zulmü seçenlerin de nasıl korkunç cezalara kavuşacakları ihtar olunmaktadır.

-Dünya varlığına kapılıp da fani servet ve samanına güvenen, uhrevi bir hayattan gafil bulunan bir şahsın bu cahilce hali ile güzel bir inanca sahip bulunan ve Cenab-ı Hak’ka sığınıp ondan başarılar dileyen bir zatın hali arasındaki bir mukayese ve fani bakışlara takdim buyurulmaktadır.

-Şeytanın ve iblis tabiatlı kimselerin ilahi emre itaatten nasıl kaçındıkları bildirilmektedir. Onların nihayet imdattan nasıl mahrum, azaba maruz kalacakları ihtar edilmektedir.

-Kur’an-ı Kerim’de insanlar için ne kadar ibret ve uyanmaya vesile olacak yaşanmış olayların anlatılmış olduğu, o ilahi kitabın ayetlerini dinleyip anlamaktan kaçınan kimselerin de hidayetten ne kadar mahrum bulunduklarını bildirmektedir.

-O gibi kimselerin sırf bir ilahi rahmet eseri olarak derhal helaka maruz kalmayıp kendilerine bir düşünce müddeti verilmekte bulunduğu beyan olunmaktadır. Ve bir kısım yok olmaya maruz kalmış ülkelere dikkat nazarı çekilmektedir.

-Hz. Musa’nın bir seyahati esnasında Hz. Hızır’la karşılaşması, aralarında cereyan etmiş olan konuşmaları ve Allah’ın kudretine şahitlik edin bir takım harikaların vücuda gelmiş bulunduğu birer ibret örneği olmak üzere beyan buyurulmaktadır.

-Zülkarneyn’in doğu ve batıya seyyahati Yecüc ve Mecüc’ün etrafa yayılmasına geçici olarak mani olacak bir seddin inşa edilmiş olduğu ve bir takım hakikatları kabul etmiyerek inkarcı olarak yaşıyanların kötü akıbetleri iman ve güzel amel sahiplerinin de ebedi saadetlere kavuşacakları bildirilmektedir.

-Resul-i Ekrem Efendimizin de halka hitaben Allah’ın birliğine nasıl telkine memur bulunmuş olduğu izah buyurulmaktadır (1).

Ashab-ı Kehf hadisesi Allah-u Teala’nın; Tüm noksanlıklardan münezzeh olduğunun, sahip olduğu sonsuz kudreti ile her şartlarda, her istediğine, her türlü şeyi yapabileceğine verilebilecek küçük bir örnektir.

Ayet-i Kerime (el-Kehf Suresi/22.) incelendiğinde tam olarak şöyle buyurulmaktadır; “Hz. Peygamber zamanındaki Müslümanlar ile ehli kitabın Ashab-ı Kehf hakkındaki itilaflarını beyan için de buyuruluyor ki; Ehli kitabın bir kısmı (diyeceklerdir ki: onlar üçtür) üç erkekten ibarettir (dördüncüleri köpekleridir) ki, onların arkalarına takılmıştır (ve) diğer bir kısmı da (diyeceklerdir ki:) onların erkekleri beştir altıncıları köpekleridir. Bu iki söz gayba taş atmaktır, bir kuru zanna dayanmaktadır. (Ve) müminler de (diyecekler ki;) o gençler yedidir sekizincileri köpekleridir. Cenab-ı Hak buyuruyor ki; “Resulüm! O iki iddiayı red için (de ki; Onların sayılarını en ziyade bilen Rabbimdir) insanların bilgileri ise noksandır. (Onları) o mağaradakileri veya onların sayılarını insanlardan (ancak pek azı bilir) işte yalnız Müminlerdir ki, onların tam sayılarını bilmiş bulunuyorlar. (Ve) Yüce Resulüm! (artık onların hakkında) o gençlerin durumları hususunda ehli kitap ile, (zahiri bir mücadeleden başka münakaşada bulunma) Kuran-ı Kerim’in verdiği bilgileri anlatmakla yetin, onların iddialırını yalanlamaya tenezzül buyurma (ve onlara dair) Ashab-ı Kehf’e ait ehli kitap denilen Yahudi ve Hıristiyanların (hiçbirinden bir fetva da isteme) onların kıssalarına dair bir sualde bulunma. Çünkü bunların (ehli kitabın) bu hususta doğru bir bilgileri yoktur. Kuran-ı Kerim’de verilen bilgiler ise bu hususta yeterlidir " (2)

Rabbim bizlere akl-ı selim olmayı, okuduklarını doğru anlayıp, doğru anladıklarıyla amel etmeyi nasip eylesin İnşaallah...

DİPNOTLAR:

1-el- Kehf Suresi’ne Bakış, Kur’an-ı Kerim Tefsiri, Elmalı Hamdi Yazır.
2-el-Kehf Suresi, Ayet no:22, Kur’an-ı Kerim Tefsiri, Elmalı Hamdi Yazır

 
Toplam blog
: 108
: 2366
Kayıt tarihi
: 05.04.08
 
 

1972 Haziranında  Eskişehir'de doğdum. Edirne'de ikamet ediyorum. Duygu ve düşüncelerimi yazıya d..