Asıl mesele......

Şimdi zaman geçti ya yazılar yazmadan......

Sonra ben bir kez dönmeyi denedim umutsuz bir depresyon şiiri ile ııııııı olmadı olamadı......

Sonra okuduğunuz azrail yazısı geldi ve şimdi yine tuşlarda elim....

Bu zaman içinde yorum yazmasam da okuduğum yazılar oldu elbette ve de okuduğum bana yazılmış yorumlar.....

Hele ki dön; yaz mesajlarınız; kah ağlattı kah utandırdı ama yazamadım işte.....

YAZMAK NEYE ÇARE Kİ DİYE DÜŞÜNDÜĞÜMDEN Mİ?, BELKİ DE ?

Neye çare ki?

Dağlarda yavru ceylanlar gibi ölen gençlerime mi çare; gittikçe yurdumu kaplamaya çalışan karanlığa mı?

Yoksa Atataürk ilkelerini bu milletin bu kadar anlayamamış olmasına mı? Geleceğimizin garantisi; toprak bütünlüğümüzün güvencesi ordumuzu Mehmetçiğimizi yıpratma çabalarına mı? MEHMETÇİK bizim koynumuzdan çıkmadır bunu kim nasıl unutabilir ki?

Yazmak neye çare ki ?

Aşk acılarına mı? Gündelik sorunlara mı; hasta yatan sevdiğim insanlara mı?

Ve sonra bir İstanbul - Ankara dönüşü kafamı kaldırdım karşımda bakır sini misali parlayan ay; üstelik de sedir ya da selvi ağaçlarının arasından.....

Sanki yüreğimi aydınlatıyor idi......

Ve şimdi üstümde Burgaz Ada pazarından alınmış yeşil çiçekli penye elbisem; saçlarım kırk örgü ama iş için arkama toplanmış; gözümde yemyeşil farlar; dudağım alev kırmızı, aylar sonra yüreğimi açtım tuşlara........

Buragazada pazarı ne alaka mı; oğlumla İstanbul' da idim de geçen hafta......

Oyuncak Müzesini; Taşıt Müzesi' ni, bir de adaların ikisini gezdik; o kaldı ben döndüm......

Burgaz niçin mi? Tabi ki Sait Faik evi için; yıllardır görmek isterdim........ Tabi buradan aklıma yıllar önce Peride CELAL ile yaptığım söyleşi geldi; sanırım o da adada idi.......

Ve dönüşte uğradım GORDİON kentine; uğrayınca hatırladım ki Gordion İskender' in düğümü kesip attığı yer; inanırım kehanetlere; İskender beni kendi düğümlerimi ÇÖZMEK İÇİN ÇEKTİ....

Sizin yok mu kendinizi ellerinizle bağladığınız düğümleriniz?

Vardır vardır her insanın vardır...........

İskender demişken; Valerio Massimo MANFREDİ ' nin İSKENDER kitabı mutlaka okunmalı bence......

Düğümlerimiz demişken hepimizin vardır düğümleri bizi kilitleyen; kah sevgiden geçiren; kah dostluktan ettiren.....

İnsana dair o küçük hırslarımız....

Bugün buradan bakınca dünlere, Burgazada ' da uzanmışken tam bir banka; elimin telefona gidişini hatırldım ve de Y. isimli arkadaşımı arayışımı. Yüzünü hiç görmediğim; ve sordum hangi adada olduğunu; Burgaz diyince vapura yarım saat kala sokaklarda onun evini arayışımızı oğlum ve yeğenim ile.; iki soluk su ve kola içişimizi...... Hayata dair o kısacık sohbet içinde......

Asıl eksik ne biliyor musunuz?

Tüm dünya için; ülkemiz için; sizin için ve de muhakak ki benim de için: ASIL EKSİK SEVGİ VE AŞK.......

SEVGİSİZLİK BİZİ KÖRELTEN; İNCİTEN; AMA SÖZÜNÜ ETTİĞİM GERÇEK SEVGİ' SİZLİK...............................................