Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Mart '10

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Aşk adres sormaz!

Aşk adres sormaz!
 

aşk adres sormaz!


Delikanlı, günlerdir, haftalardır telefonda tanışıp konuştuğu yüzünü bile görmediği kıza aşık olmuştu.

“… ya çirkinsem!” dediğinde kız ona

“… fark etmez, nasıl olursan ol, ben seni seviyorum” diyordu.

Delikanlı belki yüz kere buluşmayı teklif etmişti ama kız hep bir bahane buluyor veya “… bu rüya bitsin istemiyorum, böylesi daha güzel. Beni beğenmezsin diye korkuyorum” diyerek buluşmaktan kaçınıyordu.

Delikanlı öyle çok merak ediyordu ki onu!... “Varsın çirkin olsun, önemli değil!” diye düşünüyordu.

Tüm ısrarlarına rağmen biricik aşkı buluşmak istemiyordu.

Delikanlı “Sen beni merak etmiyor musun?”demişti bir gün kıza.

Kız ”Hayır!”… “Merak etmiyorum çünkü ben seni tanıyorum “diyerek gülümsemişti.

Delikanlı kendi ile dalga geçildiğini düşünerek çok kızmıştı “Nereden?” demişti kuşkuyla.

Kız (gülümsemesi sesine yansıyarak)”Nereden olacak buradan… Telefondan” demişti.

Delikanlının içi rahatlamış (dalga geçilmediğine sevinmiş)konuşmasına yansıyan gülümsemeyle “telefondan ne kadar tanıyabilir insan birbirini… Göz rengimi… Saç rengimi… Boyumu… Tenimi bilebilir misin?”

Genç Kız gayet ciddi bir ses tonuyla “tanıyorum… Tanıyorum işte!”demişti ama sanki bir şeyler boğazına düğümlenmişti… Ağlamamak için tutuğundan çatallaşmış ses tonuyla telefonu biran önce kapatmak için bir bahaneye sarılmıştı. “Sonra konuşuruz” demişti.

Delikanlı kızı üzdüğünü fark etmiş ve üzülmüştü “Aşkım ne oldu kızdın mı bana? Üzdüm mü seni?”

Genç Kız “Hayır” demişti ama hiç öyle görünmüyordu ve “Hoşça kal” deyip telefonu kapatmıştı.

Daha sonra (kız cep telefonunu tamamen kapatmıştı) ve günlerce delikanlı kızın cep telefonuna ulaşamadı. Kahrolmuştu “ne yapmıştı da kız birden ona böyle bir tavır almıştı? Oysa nasılda güzeldi her şey!” İyice umudu kestiği, hatta sevgilisinin hayatından ümit kestiği bir sırada cep telefonuna mesaj geldi. Sevdiği kızdan gelmişti bu mesaj! Sevinçle tıklayıp mesajı okumaya başladı. “Böylesi daha iyi! Rüya bitti…” yazılıydı.

Hemen telefon etti ama ulaşılamıyordu, demek ki mesajı çektikten sonra telefonu tekrar kapatmıştı.

Neden sonra aklına hat operatörlüğünden araştırma yapmak gelmişti. Bu sayede adını ve soyadını öğrendiği kızın hangi semtte oturduğun da sohbetlerden bildiğinden adresini bulması fazla uzun sürmemişti. Adresi bulmak için, daha doğrusu elindeki adresi teyit etmek için mahalledeki bakkala girdi ve yaşlı amcaya sorduğunda acı bir gerçekle yüzleşti. Yüzünü bile görmediği aşkı ile ilgili inanılmaz bir gerçek vardı.

Bakkal amca“gözleri görmeyen kız mı?” dediğinde sevdiği kızın görmediğini öğrenmişti. Hatta o sırada karşı caddede geçen kızı göstermişti.

“Bak evladım karşıdaki kız var ya, sen onu arıyorsun, bak orada!” demişti.

Delikanlı bakkaldan çıkıp uzaktan kızı takip etmeye başladı. Kız görmediği için onu fark etmemişti. Kızın elinde beyaz bir baston vardı ve kaldırımın üstünde bastonunu yön bulmakta kullanarak ilerliyordu. Öylesine güzeldi ki! Upuzun siyah saçları rüzgârda dalgalanıyordu… Gözlerinde kapkara gözlük vardı… Üstünde kahverengi paltosunun cebine diğer elini sokmuştu. Kendinden son derece emin bir yere doğru gidiyordu.

Otobüs durağına gelince bineceği otobüsü beklemeye başladı. Beklediği otobüs gelince bindi tabi delikanlı da peşinden binip bir yere oturdu. Uzaktan onu izliyor neler yaptığını merak ediyordu. Kız birkaç duraktan sonra geldiği yeri kimseye sormadan anlamıştı/hissetmişti “şoför bey ben bu durakta ineceğim” diye seslendi ve otobüs durakta durdu ve kız indi…Delikanlı da peşinden indi.

Büyük bir parkın içinden geçip yine kocaman büyük bir binadan içeri girdi. Binanın adına baktı “Özürlüler Rehabilitasyon Merkezi” yazıyordu. Delikanlı da bir süre bekleyip ardından içeri girmeye çalıştı ama güvenlik durdurdu.

“Kime bakmıştınız?”

Delikanlı bir an ne diyeceğini düşündü sonra kızın ismini söyledi “Kimliğinizi alayım” dedi güvenlik ve kimliğini alıp kayıt yaptı ve ziyaretçi kimliklerinin bulunduğu kutucuğa yerleştirdi.

Delikanlı içeri girdi ama etrafta kızı göremedi. Güvenliğe doğru tekrar dönüp sordu “Neresiydi?”

… ”Üst kata çıkın asansörün yanındaki ikinci oda” diye tarif etti güvenlik.

Delikanlı heyecanla üst kata çıktı ve tarif edilen odanın kapısını çaldı.

İşte o muhteşem âşık olduğu sesi yine duydu “Girin!...”

Delikanlı içeri girdi ama sanki dili tutulmuştu kızın üstünde beyaz bir önlük vardı ve kocaman masasında bilgisayarında bir şeyler yazıyordu. Siyah gözlüğü çıkartmıştı ve gözleri çok güzeldi, görmediğini bilmese ilk bakışta anlamak çok zordu.

“Neden konuşmuyorsunuz?” diyen kızın sesini duyunca kendine geldi.

“Merhaba Meral”

Kız şaşırmıştı ama tanımıştı “Kaan sen misin?”

“Evet, Meral benim”

“Nasıl buldun beni… Niye geldin?”

“Beni çok şaşırtıyorsun Meral, görüyorum ki kendini çok iyi yetiştirmişsin. Burada ne iş yapıyorsun?”

“Psikoloğum, görme engelli çocuklara ve ailelerine psikolojik destek veriyorum ama konumuz bu değil nasıl buldun beni merak ettim?”

Delikanlı onu bulmak için neler yaptığından, yol boyu onu takip ettiğine kadar her şeyi anlattı. Duygularında bir değişiklik olmadığını da ilave etti.

“Aşkın insanı ne zaman, nerede bulacağı belli olmuyor, bana bir şans verirsen seni tanımak istiyorum” dedi delikanlı.

Genç Kız gülümsedi çok sevindiği belli oluyordu …“Aşk adres sormuyor”

 
Toplam blog
: 108
: 2338
Kayıt tarihi
: 15.01.10
 
 

Bu Blogda; Engelleri her şeye rağmen aşarak hayatı engelsiz yaşamaya çalışan; eş, anne, çalışan, ..