- Kategori
- Deneme
Aşk birtek sana yakışır
Aşk sana yakışır bir tek böyle. Sanki birinci sınıf bir terzinin elinden çıkmış elbise gibi oturur üzerine.
Sen taşıyabilirsin, sen anlayabilirsin ve sen çoğaltabilirsin içimde.
Gülüşün öyle bir gülüştür ki; kalbime değer ve el açtırır Allaha bu mutluluğa teşekkür edeyim diye
Bilirim aslında bu kadar seven kavuşamazmış, ama efsane oluruz bizde en kötü ihtimalle
Bir seneyi daha geride bırakmamıza bir hafta var ve sen hala ilk günkü gibisin
Yeni doğan bir bebek kadar taze sevinçlerimsin
Çalan telefonun öbür ucundan sesini duymak ve sana bu kadar yakın olduğumun farkına varmak
Bir hayat borçluyum sana! Hiç olmadığım kadar mutlu edensin.
Düşündüğümde sayılı olduğunu inandığım çok mutlu anlarımın altında senin imzan var
Unutmadın ve unutturmadın…
Teşekkür az kalır saf yüreğinin, çocuk gülüşünün, dürüstlüğünün yanında
Değer vermek mi? Sen zaten başlı başına bir değersin
Allah yürüdüğüm hiçbir yolda eksikliğini hissettirmesin
Ve ben hep senden önce ölmek istedim bilir misin?
Gözünde hüzün görürsem dayanamam acına
En iyisi de bu olurdu bizim için Hep olduğu gibi, ölürken de bir saniye arayla.
********
Aslında uyandığımdan beri anlam aradım o güne. Tarifi mümkün olmayan bir heyecan olur ya hani, sevinçlerine neden ararsın. İşte böyle bir günün sabahında meğer sen gelmişsin. Hissetmedim desem yalan. Normalde kestiremeyeceğim birçok şey varken seninle alakalı konularda kalp gözüm mü açılıyor ne? Ben de anlayamadım. İyi gördüm seni hem de her zamankinden daha iyi.
Günler, aylar neleri değiştirirse değiştirsin o hayran olduğum gülüş yine aynı. Saçlarına baktım uzun uzun. Bir telini alsam olurdu aslında ama kıyamadım. Bu sefer boyut mu atladık dersinJ Ailenden birkaç kişi ve karşılarında biz. Bide yanımızda o bitmesine izin vermediğimiz hikayemiz. Ne çok şaşıran oluyor değil mi? Sana, bana, bize…
Ömrümün en güzel yerinde açtığın bu sayfanın, hiç noktalanmamasını dilerim. Satır başlarına alışkınız biz. Her bitişe geldiğimizde bir parantez açabilir sevgimiz. Seni, senli günleri, bizi ve bizli saatleri… Sesinden dinlediğim en güzel şarkıyı, elinden tattığım en güzel yemeği. Hepsini o kadar çok seviyorum ki… Anlatacak çok şey var bize dair. Ancak mümkünü yok kaleme dökmenin. Dinlediğimiz Yılmaz Erdoğan şiirindeki gibi;
“bir şiir istersin içinde benzetmeler olan
kusura bakma sevgilim,
heybemde,
sana benzeyecek kadar güzel bir şey yok! sana bakmak, suya bakmaktır..
sana bakmak, bir mucizeyi anlamaktır…
sağa sola bakmadan yürüdüğüm yollar tanıktır,
aşk sorgusunda, şahanem, yalnız kelepçeler sanıktır..
ne yazsam olmuyor…
bilir, hatırlayanlar…
hem yapılmış hem yapma çiçek satanlar bahçıvanlar değil, tüccarlardır!
sen öyle göz…
sen öyle toprak ve güneş ortaklığı
sen teninde cennet kayganlığı iken
sana şiir yazmak ahmaklıktır.. sana bakmak bir beyaz kağıda bakmaktır
her şey olmaya hazır!
sana bakmak, suya bakmaktır,
gördüğün suretten utanmak!
sana bakmak,
bütün rastlantıları reddedip bir mucizeyi anlamaktır
SANA BAKMAK ALLAH A İNANMAKTIR!
İyi ki varsın, iyi ki geldin ve iyi ki seni tanıdım. Ne olursa olsun sevgim her daim seni korusun…