Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ağustos '10

 
Kategori
Deneme
 

Aşk hikayesi

Aşk hikayesi
 

gözyaşı çiçeği


Hepimiz bir aşk hikâyesiyiz.
Öyle olmak zorundayız. Zira gül, bülbüller ötüşmeden başında - güzelliğin ne bilir?

Kara toprağın, pür ışıklı güneşe aşkının meyvesidir çiçek; o sert ve küçük tohumun kendisinden geçmiş ve açılmış halidir. Tohum ise çiçeğin aşkla yanmış hediyesidir toprağa… İşte sırf bu yüzden sesim, sessizliğimin göz kırpışı ve sesim gülümsemesi gülüşümün.

Öz meyve verir yandıkça aşkla.
Herkes meyveye kanar ateşi görmez oysa.

Arı çiçeğin özünü tadar, aşkla kendinden geçer her bahar ve o özü kendinden geçirip yeniden doğurur aşkla. Aldığı ve doğurduğu arıya yeter. Ötesi, balda özünü tadanın (ya da tadamayanın) meselesidir. Kimin nasibiyse alır bu baldan. Kimin nasibinde yoksa da bir şey anlamaz; ne baldan, ne baldırandan.

Arıysan yaptığın, yapacağın baldır. Arı dediğin bal yapmayıp da ne yapacak? Aşk içindeysen; her halin, her sözün ve dahi bütün eserin aşktır. Arı değilsin artık hatta - balsın, bal. Ateşe dalan ışığa döner çünkü. Saf ışıksın artık nur... Nasıl ki annen sendeki ışığı daima aşkla görebilendir, artık annenin gözleriyle görür seni kâinat da – ışığın aşikârdır.

Kök salan uçabilir mi?
Kendinden kaçabilir mi?
Aşk ile yanmamışsa
Meyvesin saçabilir mi?

İçinde aşk olan hiçbir hikâye bitmez ve ilginç olan – sadece aşk, geri kalan her hikâyeyi bitirir.

 
Toplam blog
: 79
: 2098
Kayıt tarihi
: 30.04.07
 
 

1970 Mersin doğumluyum. 1988 yılında Kuleli Askeri Lisesi'nden, 1994 yılında da Ortadoğu Teknik Ü..