- Kategori
- Şiir
Aşk Zamanı
Yüzünü akşama dönmüş güneşin kızıl kucağında omuzlarıma yaslanmış huzur gibiydi İstanbul yollarında aşk zamanı…
Ama bıkmadan, ama usanmadan
Dalgalar vuruyor yavaş yavaş sahile,
Her seferinde kaç tane taşı ve kum tanesini savurduğuna aldırmadan, bir aşağı bir yukarı.
Güneş batıyor yavaş yavaş yaylalara,
Her akşamında parlak çiçekleri ardı ardına soldurduğuna aldırmadan, bir aşağı bir yukarı.
Yıldızlar doğuyor yavaş yavaş göllerime,
Her gecesinde mavi suları kapkaranlık zamanlara esir edişine aldırmadan, bir aşağı bir yukarı.
Yağmur damlıyor yavaş yavaş toprağa,
Her damlada toprağın kabuğunu defalarca yırttığına aldırmadan, bir aşağı bir yukarı.
Sis çöküyor yavaş yavaş yeşil vadiye,
Her saniyesinde ağaçları tekrar tekrar boğduğuna aldırmadan, bir aşağı bir yukarı.
Rüzgar esiyor yavaş yavaş kayalık yamaçlara,
Her nefesinde kayaları çatlatarak paramparça yaptığına aldırmadan, bir aşağı bir yukarı.
Tipi yağıyor yavaş yavaş ovalarıma,
Her gürlemesinde çalı bülbüllerini iğne iğne dondurduğuna aldırmadan, bir aşağı bir yukarı.
Bir daha, bir daha, sonra bir kez daha…
Ay pırıltılı bir akşamda, Adalar manzarasında kavun, peynir ve bir kadeh rakı gibiydi İstanbul civarında aşk zamanı…
Ama bıkmadan, ama usanmadan…
Avuçlarım terliyor, gözlerinin pırıltısında ışıldamaya,
Parmaklarımın kurumaya çalışmasına aldırmadan, her bakışına tekrar ederek.
Kollarım sarılıyor sana, gözlerinin pırıltısında hasretine,
Omuzlarımın ağırbaşlılığına aldırmadan, her bakışına tekrar ederek.
Alnım yatıyor kollarına, gözlerinin pırıltısında şefkatine,
Boynumun karşı koymalarına aldırmadan, her bakışına tekrar ederek.
Göğsüm bağrına basıyor seni, gözlerinin pırıltısında sıcaklığınla,
Kalbimin hızlanan atışlarına aldırmadan, her bakışına tekrar ederek.
Ayaklarım sana gidiyor, gözlerinin pırıltısında utangaçlığına,
Uyuşan bacaklarımın adım atamamasına aldırmadan, her bakışına tekrar ederek.
Gözlerim seni arıyor, gözlerinin pırıltısında bakışlarını,
Kirpiklerimin kapanmalarına aldırmadan, her bakışına tekrar ederek.
Tenim tenini hayal ediyor, gözlerinin pırıltısında dokunuşlarını,
Sadece saçlarını koklayan sokulmalarıma aldırmadan, her bakışına tekrar ederek.
Nefesim nefesine dokunmaya çalışıyor, gözlerinin pırıltısında ılıklığınla,
Konuşmaktan başka bir şey yapamayan dudaklarıma aldırmadan, her bakışına tekrar ederek.
Bir daha, bir daha, sonra bir kez daha…
Güneşin sıcaklığında bir kahvede, Haliç sırtlarında simit ve bir bardak çay gibiydi İstanbul’da aşk zamanı…
Ama bıkmadan, ama usanmadan…
Bir daha, bir daha, sonra bir kez daha…