Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Nisan '08

 
Kategori
Gelenekler
 

Askıda ekmek

Askıda ekmek
 

Bir yıl kadar önceydi sanırım. Hıncal ULUÇ Beyefendi köşesinde yazmıştı “Askıda Ekmek” konusunu. Kendisi bir yurtdışı gezisinde gördüğü ”Askıda Kahve” olayından esinlenerek “Askıda Ekmek” ten bahsediyordu. Daha sonraki dönemlerde değişik yerlerde rastladım bu uygulamaya. İşin özü yardım amacıyla, hayır amacıyla ihtiyaç sahipleri için fırıncınıza bir ekmek parasını fazladan bırakarak sizden sonra ücretsiz ekmek talep edecek ihtiyaç sahiplerine yardımda bulunabilmek.

İzmir’de bir gelenek vardır. Belki Anadolu’nun değişik şehirlerinde de benzer uygulamalar vardır. Ben rastlamadığımdan bilmiyorum. Özellikle ölüm yıldönümü, kandil gibi özel günlerde hayır yapmak isteyen insanlar sokaklarda, caddelerde lokma döktürüp dağıtırlar. İnsanlar da bunu kanıksamışlardır. Gördüklerinde durur, sıraya girer, bekler, lokmalarını alır, dualarını ederler. Hem dağıtanın, hem yapanın, hem de faydalananın mutlu olduğu bir gelenektir yani. Bu lokma geleneği güzel bir alışkanlık. Ancak çeşitlendirmeler yapılabilir. Hayır yapmak isteyenler illa lokma değil de ekmek dağıtabilirler, erzak dağıtabilirler (Erzak işinin tekeli siyasilerde şimdilik amaJ ) kırtasiye malzemesi, giyecek yardımı yapabilirler. Annemin bir sözü vardır; “Allah kimseyi açlıkla terbiye etmesin inşallah” der. ( Patenti anneme ait değil tabii ama çok kullanır)

Bizim sokaktaki fırıncımızla bu konuyu çözdük gibi. Kendisi zaten çok hayırsever bir kişi. Bize pek bırakmıyor ancak benim zorlama ve ısrarımla dağıttığı ekmeklerin bir kısmını da bana yazıyor, ben ara sıra sayı biriktikçe karşılıyorum. Bizde sorun yok yani. Ancak ya diğer fırınlar? diğer şehirler?

Geçenlerde anneme gidiyordum. Giderken annemin evine yakın bir fırından bir ekmek aldım. Tam fırından çıkarken fırının önüne yanaşan bir kamyonetten kasalar içinde bayat iade ekmekleri fırına taşımaya başladılar. 7-8 kişi o arabayı bekliyormuş. O dakikaya kadar fark edemediğim bu insanlar ben fırından çıkarken gelen ekmeklerin iyi durumda olanlarını seçip poşetlerine yerleştirmeye başladılar.

Annemin evine doğru 100-150 metre yürüdüm ama yüreğime çöken hüznü anlatamam. O insanları fark etmemiş, sıcak bir ekmeği sardırmış ve aralarından geçip çıkmıştım. Nasıl geri döndüm, nasıl geri koştum hatırlamıyorum bile desem yeridir. O insanlar hala kasalardan ekmek seçiyorlardı. “Lütfen bunları bırakın, dilediğiniz sayıda tazelerden alın” diyebildim. Garipseyerek yüzüme baktı kimileri, kimi “neden yapıyorsunuz bunu ?” diye sordu. “Lütfen alın” diyebildim… O insanların mahcup hallerini ömrüm oldukça unutamayacağım sanırım, tabii ben de yüzlerine bakamadım..

Velhasıl… O insanlar o gün sıcak ekmek götürdüler evlerine. Peki ya ertesi gün ? Peki ya diğer fırınlar, diğer semtler, diğer şehirler, diğer ihtiyaç sahipleri ?

Şimdi lütfen elinizi vicdanınıza koyun ve düşünün; Giymediğiniz giysileri fakir fukaraya vermek yardım mıdır? Satılmayan ekmekleri fakire dağıtmak yardım mıdır? Adadığınız, kestiğiniz kurban etini sizinle aynı veya yakın ekonomik düzeydeki komşulara dağıtmak yardım mıdır?

“Bunları yapmayalım mı yani?” dediğinizi duyar gibiyim. Yapmak isteyen yapsın tabii.. Hiç yoktan iyidir. Ancak gerçek ihtiyaç sahiplerine bir şeyler ulaştırabilmenin manevi mutluluğunu yaşamanızı öneririm. Kendi kullanmadığınızı, kendi yemediğinizi vererek değil bizzat kendinize aldığınızın aynısını onlara da vererek bunu yaşayabilirsiniz.

Haydi, ne duruyorsunuz? Yarından tezi yok bu yazıyı okuyan herkes semtindeki fırıncıya bir ekmek parası daha bıraksın ki sizden sonra gelip ekmek almak isteyecek ihtiyaç sahipleri bayat iade ekmekleri beklemek zorunda kalmasınlar. Lütfen…

 
Toplam blog
: 11
: 1597
Kayıt tarihi
: 17.12.07
 
 

Çok sevdiğim askerlik mesleğinden 25 yıllık hizmet sonrası 2007 yılında kendi isteğimle emekliye ..