Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Nisan '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Askıda ne varsa...

Askıda ne varsa...
 

Görsel kaynak: bonluxat.com


“Askıda” kavramı İrlanda barlarında parası olmayanların içki içmesini sağlayan bir çeşit sosyal dayanışmayken, değişik ülkelerde ve ülkemizde barların dışında daha güzel amaçlarla kullanılmaya başlandı. İrlanda’da bir içki içen iki içki parası bırakıyor ve parası olmayanın da içki içmesini sağlıyormuş.

Nedense daha ziyade Ramazan ayında bazı marketlerde “askıda erzak”, bazı fırınlarda “askıda ekmek” uygulaması yapılıyor. “Nedense” dedim. Evet, nedense sadece Ramazan ayında bu tür sosyal dayanışma içine giriyoruz. Oysa askıdaki erzak ve ekmek her zaman gerekiyor.

Umarım diğer ayların da kutsal olduğunu bir gün hatırlar ve “askıda” kavramını biraz daha geliştirebiliriz.

Neden gelişmesin ki?

Örneğin kitapevleri ve kitapçılar “askıda kitap” kavramını yerleştirseler. Beğendiğimiz bir kitabı alırken (biraz indirim yaparak) isteyenden iki kitap parası alsalar ve kitap alacak parası olmayana bizim beğendiğimiz kitabı verseler…

Hiç tanımadığınız birine “nutuk” hediye etseniz, güzel olmaz mı?

Tabi bu ille de maddi değeri olan bir şey olmayabilir. Askıdan bir “iyilik” indirsek ve hiç tanımadığımız birine karşılıksız, koşulsuz ve beklentisiz bir iyilik yapsak. Kişi o gün askıda bir iyilik ve güzellik bulsa, güzel olmaz mı?

Biz bunu “her ayın ilk üç gününde” mutlaka uyguluyoruz. Her ayın ilk üç gününün birinde hiç tanımadığımız birine karşılıksız, koşulsuz ve beklentisiz bir iyilik yapıyoruz. Bunlar basit iyilikler oluyor. Ama bu basit iyiliklerle bir kişi askıda bir güzellik bulmuş oluyor...

Askıya asılacak çok şey var. Hepsi iyilik ve güzellik adına yapılabilir. Bunlar hayatın askısındaki güzellikler olur, ama biliyoruz ki askıda her zaman güzellikler olmuyor. Hayatın askısında her şey olabiliyor. Hüzün, umutsuzluk, çaresizlik… Her şey!

Sözün kısası askıda hep insana dair bir şeyler oluyor.

Ben çevreyi gözlemekten, insanlarla sohbet edip onların hayata bakışlarını öğrenmekten büyük bir keyif alıyorum. Her insan hayata bakan farklı bir penceredir. Her pencere farklı bir sürprize bakıyor. Her sürpriz beni şaşırtıyor.

Aslında sadece şaşırtmıyor, bazen hüzünlendiriyor, bazen üzüyor, bazen sevindiriyor. Ama ne olursa olsun her bir pencere bir insan demektir. Her bir pencere hayatın ta kendisidir.

Sabah uyandığımızda yeni bir yaşam başlıyor. O gün yaşamın bizler için neler hazırladığını, dünden bu gün için neleri oluşturduğumuzu, hayatın doğal akışı içerisinde nelerle karşılaşacağınızı, hangi seçimleri yapacağınızı bilemiyoruz. Hayat bu nedenlerle “sürprizlerle dolu bir oyun” gibi gelir bana.

Gün bitip de neleri, nasıl yaşadığımızı gözlemlemek, nedenlerini ve sonuçlarını irdelemek o günkü oyunun son bölümüdür.

Az sonra yeni oyun başlayacaktır. Gözlerimizi kapatıp uykuya daldığımızda oyun başlamış oluyor.

Sabah uyandığımızda yeni bir yaşam, yeni bir oyun başlıyor demiştik. O gün hayatın askısında ne varsa onu yaşıyoruz. Hayat askıya bazen hüzün, bazen sevinç, bazen üzüntü, bazen de umut bırakmış oluyor. Bazen hepsini bırakıyor ve biz neyi seviyorsak onu alıp gidiyoruz.

Ben de hayatın askısında bulduğum ilginç olayları ve düşüncelerimi “askıda” dizisiyle anlatmak istedim. Askıda ilginç ne bulursam anlatacağım.

Bazen yaşadıklarımı, bazen yaşanılanları anlatacağım. Ama ille de hayatın içindekileri ve insanı anlatacağım.

Yaşanılmış, yaşanmakta olan, yaşanılacak ne varsa hayatın askısından indirip işini bilen bir tezgâhtar gibi size sunacağım…

Ümit ediyorum ki siz de askıda ne bulursanız benimle paylaşırsınız…

Sevgiyle, saygıyla…

 
Toplam blog
: 90
: 2099
Kayıt tarihi
: 27.05.07
 
 

Yaşayacağım yıllar yaşadıklarımdan daha az... Öyleyse "adam gibi yaşamalı" diye düşünüyorum. Kola..