Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Mart '13

 
Kategori
Sinema
 

Aşkın kırmızısı ve beyazı

Aşkın kırmızısı ve beyazı
 

Nurgül Yeşilçay


“Aşk Kırmızı” üçlü bir aşk ilişkisini anlatıyor. Sıra dışı bir aşk ilişkisi anlatan filmler, gerçekçi tonu ne kadar güçlü yakalarsa, o kadar etkileyici olur. Son yıllarda o kadar fazla örneği var ki… Gerçekçi ton derken, öykünün olayların geçtiği toplum yapısını yansıtması, ilk sıradaki “olmazsa olmazı”dır. Yönetmen Osman Sınav’da bu gerçeğin izinden gidiyor ve sonuç “Yeşilçam Melodramı” kıvamında ortaya çıkıyor. Gözyaşlarının sel olduğu bu acılı aşk, çağdaş teknolojik ve mimari yaşam kılıfı içinde, post modern bir havaya bürünse bile, temelindeki arabesk ruhu değiştirmiyor. Erkek egemen toplumun dışlanan, acı çeken kadınları sahnesi. Mutluluğu erkeklerin verdiği kadar yaşıyorlar. Yetmişli yılların Yeşilçam aşk filmlerinin hepsinde yaşanan mizansen bir kez daha tekrarlanıyor.

Ferhat (Tayanç Ayaydın) bir iş toplantısı için gittiği otelde eski sevgilisi Nazlıgül (Nurgül Yeşilçay) ile karşılaşır. Tutkuyla yaşadığı ve istemeden kaybettiği eski aşk kanını tekrar kaynatır.  Çok sevdiği karısı Zeynep (Ezgi Asaroğlu) ise çok geçmeden durumu öğrenir. Bir yanda tutkunun çekiciliği diğer yanda masumiyetin güvencesi arasında bocalayan Ferhat’ı zor günler beklemektedir.

Nurgül Yeşilçay fiziği ve oyunculuğuyla mükemmel bir vamp olmuş. Perdeden dışarı sıçrayan bir seksapel sunuyor. Kırmızının baştan çıkarıcılığını sinemamızda ondan daha etkileyici ve cesur sunacak ikinci bir kadın oyuncu azdır. Aldatılan eş Zeynep karakterinde Ezgi Asaroğlu başarılı fakat senaryonun kurbanı olmuş.  Kocası için çırpınan bir kadın için mantığı zorlayacak kadar kontrollü ve sabırlı. Tayanç Ayaydın’ın abartılı oyunculuğu yer yer korku filmi havası veriyor.              

Osman Sınav en son “Uzun Hikaye” deki samimi anlatımı, dönemi yansıtmadaki ustalığıyla seyirci/eleştirmen beğenisini ortak paydada toplamayı başarmıştı. “Aşk Kırmızı” da alttan alta sanki aşk satar düşüncesi hissediliyor. Acılı aşk öykülerini, gözyaşları içinde seyretmeyi seven kadın seyirci hedeflenmiş gibi. Her sahnede arka planda sürekli duyulan yürek buran müzik –arada Mehmet Erdem’in buğulu sesinden dinlenen parçalar hariç- yapay diyaloglar, abartılı oyunculuklar ve bolca seksapel bu düşünceye hizmet ediyor.

Yasak ilişkinin getirdiği psikolojik baskıyı yapay bir gerçekçilik içinde incelemeye alıyor “Aşk Kırmızı”. Nurgül Yeşilçay’ın performansı filmin en akılda kalan yönü.

Bu blog Sinema sitesinde de yayınlanmaktadır

 
Toplam blog
: 223
: 1093
Kayıt tarihi
: 12.01.11
 
 

İzmir’de doğdu. Viyana Tıp fakültesini bitirip doktor ünvanını aldıktan sonra Genel Cerrahi ihtis..