Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Şubat '11

 
Kategori
Dünya
 

Astroloji bilimdir diyen aslında Hindistan kötü durumda

Astroloji bilimdir diyen aslında Hindistan kötü durumda
 

Hindistanda tarikatlar, bu tür UCUBE AİLELERİN oluşmasının en büyük nedeni! Devletin CILK YAPISI !!!


Bir süre önce yayınlanan “Falla gitsin”(*) başlıklı yazımda: “Sakın ha! Astrolojiyi, astronomi ve astrofizik ile karıştırmayın. Bunların üçü de birbirinden ayrı alanlar. Ama bir tanesi pozitif bilim değil. O da: ASTROLOJİ. Diğer ikisi ise matematik ve fizik bilimlerinin birer alt dalı.” Şeklinde bir ifade kullanmıştım. Yazım üzerine, -yıldız falı ve astroloji ile ilgilenen bazı okurlarımdan- hem gazeteye, hem de bana mail ve telefon ile gelen, aynı yöndeki birkaç eleştiride yöneltilen ortak itiraz: 

Astrolojinin ‘bilim’ olmadığı yönündeki söylemimin yanlış olduğunu, astrolojinin ‘BİLİM’ olduğunu ve BİLİM olmanın tüm gereklerini taşıdığını belirtiyorlardı. Hatta içlerinden biri: ‘O kadar karmaşık şeyleri biliyorsun, böyle bir şeyi nasıl atlamışsın! Ama, artık öğrendin…’ Diyerek beni bolca güldürdü. 

Yine aynı yazımda: “Astroloji, yıldız dizilişlerinden yola çıkarak, herhangi bir burç döneminde doğanların yıldızların o anki pozisyonlarından nasıl etkilendiğini söylüyor. Bunu söylerken bilimsel bir temele dayandırmıyor.” Şeklindeki açıklamama karşı çıkanlar oldu. Astrolojinin ‘bilimsel temeli’nin astronomi ve astrofizik bilimleri olduğunun ifade edildiği eleştiride: “Astroloji, astrofizik ve astronomi bilimlerinin; bilimsel verilerini dayanak alır. Yıldız konumlarını inceleyen bir bilim dalıdır.” Deniliyor. 

ASTROLOJİNİN BİLİMSEL DAYANAĞI YOKTUR:
Bunu yazımda; “Astrologlar, söylemlerini oluştururken; astronomi biliminin yıldız pozisyonlarını kullanıyor. Ama bu pozisyonları günlük hayat ve davranışlara nasıl etki ettiğini açıklamıyor…” Diyerek zaten belirtmişim. Ki konunun ana teması budur! Eleştiride iddia edilen tezden yola çıkarsak, “Bilimsel bir veriden yola çıkarak üretilen tüm sonuçlar bilimseldir.” Gibi saçma sapan bir sonuç oluşur! Böyle bir şey kabul edilebilir mi? 

Bilimsel yöntem, metodoloji ve gerçeklenebilirlik denilen olgulardan tümüyle yoksun bu iddia dayanaksız ve gülünç olur. Bilimlerin dayanakları ve bu dayanakları -ispatlamak amacı ile bilim çevrelerine- sunma şekilleri vardır. Bir bilginin var olması demek doğru olduğu anlamına gelmez. Bunun doğruluğu yönünde inanışlar olması da doğaldır. (Zaten buna ‘inanış’ denir. İnanmak ile bilme arasında fark vardır. Bir ara bunu da ele alırız.) Burada bilginin sorgulanması gibi bir yönteme gidilebilir ki; bu da “bilimsel” dir! 

BİLİM, ‘OLSUN’ DEMEKLE OLMAZ Kİ!:
Bilimsel bilginin nasıl bir yapıya sahip olduğu/olması gerektiği bellidir. Bunu düzenleyen kurallar vardır. İşte bu kuralların tümünü bir düzen içerisinde inceleyen bilime de metodoloji denir. Tüm bilimler, kendilerini oluşturan bilgiyi; bir düzen içerisinde tutarlar, yeni bilgiler eklerler, o yeni bilgiler ışığında eski bilgileri sorgularlar ve sonuçta: Bilgi, her zaman; canlı ve taze olarak korunur! 

SKANDAL HUKUKU!:
Hindistan, ülkedeki yerel bir mahkemenin verdiği skandal karar ile uzun süredir devam eden modernleşme sürecinde büyük bir yara aldı. Bombay Yüksek Mahkemesi, Janhit Manch isimli astroloji örgütünün, sahte astrologların çalışmasını yasaklamak için başvurduğu davada, astrolojinin bilim olduğuna karar verdi! İşgüzar yargıç, meslek örgütü -ya da lonca gibi- bir yapılanması olan davacının: ‘sadece üyelerimiz astrolog olarak çalışabilir’ yönündeki talebini işleme koydu! Mahkeme, davacının talebini yerel yasalara ilişkilendirmek isterken; bir anda astrolojiyi bilim haline getirdi! 

Ama Hindistan gibi, batılın çok yoğun olduğu ülkelerde; hukuk, bilgi ile batılın sınırlarını birbirine karıştırabilir. Bir bilim olan hukuk, bilgiye dayanarak verdiği kararlarda yanılabilir. Bu yanılgının nedeni: ‘Dayanak’ olarak ele alınan bilginin arızalı olmasından kaynaklanıyor olabilir. Eğer dayanak alınan bilgi hatalı ise, hatalı karar veren hukuk, verdiği karardan dolayı suçlu değildir. (Ama hukukun; doğru bilgiye ulaşmaktaki ihmalinden söz edilebilir. Eğer, hukuk için illâ ki bir suç aranıyorsa o suç budur!) 

Bizler Hindistan’ı bilişimde dünyanın en büyük üreticisi, sanayileşme ve ekonomide dünya devi olmuş modern bir ülke olarak biliriz. Hatta, Türkiye için örnek gösterilen BRIC (Brezilya-Rusya-Hindistan-Çin) ülkelerinin en dinamiği Hindistan’dır! Ama hepsinin reklamdan ibaret olduğu böylece ortaya çıkıyor. Bize örnek gösterilen Hindistan’da bir Yüksek Mahkeme; AKIL ile İNANIŞI, BİLGİ ile BATILI birbirine karıştırabilecek kadar hurafelere ve Orta Çağ fikri yapısına yatkın olabiliyor! Kaldı ki; yobaz Engizisyon papazlarının elinde pisletilen Avrupa bile bu derece batılın içine gömülmemişti! Olanlar aslında tam bir akıl sızıntısıydı! Kıt zekaların, arka planında neleri ağızlarından kaçırdığını bilmeyen, anlamayan beyinleri sayesinde Hindistan gerçeğini buradan bile görmek mümkün: 

Asırlardır İngiliz Krallığı tarafından sömürülen Hindistan da, yaşadığı vitrin demokrasisinden kurtulacak olgunluğa gelmiş, ya da getirilmiş! Batıdan bakınca gözüken makyajın altındaki cılk yara her türlü reklama ve demokratik şova rağmen belli oluyor. Anlaşılan, diğer İngiliz sömürgeleri gibi Hindistan’ın da, gerçek demokrasiye kavuşabilmek için ABD’nin kanlı elleri tarafından kucaklanmaya ihtiyacı var. 

Hep sevgi ile kalın. 

Murat SEVGİ 

_____
Yazıyı bitirdiğim gün, sanki 'ilahi bir mesaj' gibi Hindistan'daki hayatın rezillikleri gazetelerin birinci sayfalarını süsledi...
Haber listesi ve resimler:
http://www.facebook.com/notes/murat-sevgi/astroloji-makyaj-ve-cilk-yara/10150150740850350?ref=nf 

(*) Murat SEVGİ, "Falla Gitsin", 14 Şubat 2011,
http://blog.milliyet.com.tr/Falla_gitsin/Blog/?BlogNo=290018 

 
Toplam blog
: 370
: 1092
Kayıt tarihi
: 10.07.08
 
 

1969 doğumlu. Tasarımcı, endüstriyel otomasyon sistemleri için yazılım geliştiriyor. Yüksek öğren..