Atatürk'e karşı nankörlük Müslüman'a yakışmaz!

"Nankörlük, yemek yediği tabaka pislemektir!”

,.

Bakıyorum şöyle, elhamdülillah Müslüman’ım diyenlere...

Ben Türk’üm diyenlere...

Ben Kürt’üm diyenlere...

Üzülüyorum!

Büyük nankörlük içindeyiz ya!

Başta Allah’a karşı nankörlük içindeyiz!

Kura’nın Türkçe mealini sürekli okuyorum.

Orada gördüğüm en belirgin öğüt; insanın nankörlük içinde olmamasıdır!

İnsan:

Allah’a karşı, anasına- babasına, atasına, geçmişine karşı, yakınlarına karşı, iyiliğini gördüklerine karşı asla nankörlük içinde olmayacak!

Bu Allah katında büyük günah çünkü barış bozucu davranış bu!

Allah sürekli şekilde insanlar arasında barışı görmek istiyor ve bunu öğütlüyor!

Nankörlük barış bozucu olmasından dolayı işte, günahtır!

Bu bağlamdan olmak üzere;

Türkler, kendilerine bunca iyilik etmiş Atatürk’e kötü söz ve söylemlerde bulunarak nankörlük etmiş olmuyorlar mı? Ve Allah indinde günah işlemiyorlar mı?

Özellikle Müslüman edasıyla ortalarda dolaşıp Atatürk’e olmadık hakaretlerde bulunanlar!

Siz ne yaptığınızın farkında mısınız?

Atatürk'e karşı nankörlük Müslüman'a yakışmaz!

Kürtler örneğin;

Asırlar boyu bir arada yaşadığı insanlara yakıştırılan şu yaklaşımlara dur diyemiyorlar ya...

Etrafında oluşan olumsuz havayı dağıtamıyorlar ya...

Bunlar nankörlük etmiş olmuyorlar mı?

Allah’a böyle bağlı bir kavim bu aymazlığı nasıl kıramaz?

Başbakana bakıyorum, Kılıçdaroğlu’na bakıyorum, Bahçeli’ye bakıyorum; hepsi ateş ile barut mübarekler! Birbirlerine asla, asla ama asla saygı duyarak yaklaşmıyorlar!

Saygısızlık da barış bozucu eylemdir ve büyük günahtır!

Bunlar bunu neden bilmiyorlar, bilmiyorlarsa nasıl Müslüman’ız diye orta yerde tafra atıyorlar peki?

Özellikle Başbakan’ımız...

Müslümanlıkta kimseye sıra bırakmaz; gelin görün ki öfke onda, kin, nefret onda!

Affedicilikten, aldırmayan, sabreden olmaktan hiç nasibini almamış!

Bu alışkanlıkların tamamı barış bozan alışkanlıklar ve günahtırlar!

Bu nasıl Müslümanlık böyle Allah aşkına!

Ben şunu bekliyorum insanlardan:

Barış bozucu olmayalım, barış ateşine odun atalım ki asla sönmesin!

İşte bunu yaparsa insan cennetliktir!

Başbakanımız da Kürtlerle barış içine girelim derken; art niyet taşımamalı öncelikle!

Bu yaklaşımdan devlet başkanlığı beklentisi içine girmemeli!

Allah’ın sevdiği insan; hiçbir şahsi çıkar beklemeden başkası için iyilik yaratan insandır!

Bunun dışındaki iyilikler asla Allah katında değer bulmaz!

Muhalefet partileri başkanları da bu bağlamda Başbakan’a yaklaşmalılar!

Gördükleri yanlışı güzel ifadelerle Başbakan’a anlatmanın yolunu bulmalılar!

Her insana yaklaşmak, farklı yol ister bunu araştırsınlar!

Başbakanın temel karakterini saptasınlar ve ona göre ona yaklaşsınlar!

Sözlerimi Allah öğüdüyle bağlıyorum.

“Birisi sana kötülük yaparsa sen de ona benzer kötülük yapsan bir şey demem ama sen düşünsen ben bu kötülük yapana nasıl bir iyilik yapsam da bu kötülüğü önlesem diye bakarsın düşmanın dostun oluvermiş! Ancak akıl sahipleri öğütten anlar!”

Saygılarımla...