- Kategori
- Haber
Atatürk'e mektup var! -2-

Sevgili paşam,
Bir yıl aradan sonra sizi yine rahatsız ediyorum kusura bakmayın ama yazacaklarımın sizi ilgilendireceğinden eminim. Geçen mektuptaki şikayetler değil bunlar, merak etmeyin... Onlar bitmeden yenileri mi çıktı diyeceksiniz... Maalesef Ata'm. Daha onları kaldıramadan ortadan, başkalarını çıkardık başımıza... Utanıyorum bunları söylerken, sizin izinizden gidemediğim için... İçin de bulunduğumuz zaman zarfında, dost diye bildiklerimiz, kardeş diye bildiklerimiz bize saldırırken, sizden başka dostumuz kalmadığını da üzülerek hatırlıyorum bir daha...
Hatırlarsınız, hani biz Kurtuluş Savaşı'nı Kürt'ü Türk'ü omuz omuza kazanmıştık. Beraber ölmüştük, beraber ağlamıştık… Yan yana yatmıştık… Kardeştik hani hepimiz. Kanımızın son damlasını birlikte verecektik…
“Tabii ki öyle” diyeceksiniz değil mi? Sıkı durun Ata’m! Öyle değil artık zaman. Herkes düşman birbirine, herkes öldürüyor bir diğerini… Onlarca şehit verildi şu birkaç haftada… Elimiz bağlı oturuyoruz bizde… İzin vermiyor çünkü hükümet… Bazılarının eline bakıyoruz. Kimi partiler, bizi kaçırılan askerlerle görüştürebileceklerini söylüyor… Evet evet, Türk partilerinden bahsediyoruz. Yaşadığımız topraklarda kardeş kardeşi kaçırıyor. Duruyoruz Ata’m. Sadece DURUYORUZ… Gitmiyor böyle hayat. Zaman durdu, mekan durdu, hayatlar durdu… Anneler ağlıyor, babalar perişan… “Bir oğlum olsun, yine vatana kurban olsun” diyorlar ama neye yarar Ata’m?
Nereye gidiyor bu ülke diye sorarsanız, hiçbir yere gitmiyor Ata’m. Sizin zamanınızda ki gibi değil savaşlar… Özgürlük için değil, hürriyet için değil… Özgürlük adı altında kardeş öldürme zamanı artık… Gelin diyeceğim, gelemeyeceksiniz… Ben geleyim diyeceğim, biliyorum ne diyeceğinizi. “Sen ülkende dur ve kanını son damlasına kadar harca!”. Harcarım Ata’m. Yemin ederim gözüm kapalı giderim…
Başınızı şişirdim biraz, kusura bakmayın… Halimiz böyle, anlatmak istedim. Bir dosta ihtiyaç duydum… Bir arkadaşa, bir kurtarıcıya. Sizin gibiler yok artık! Yaa işte böyle, laikliği kurtardık, kıyafet devrimini kurtardık, bütün sorunlarımız bitti, bunlarla uğraşıyoruz. Ağlayalım mı gülelim mi halimize siz karar verin…
Utanıyorum Ata’m, çok UTANIYORUM…
Kızınız,
Pınar Altay