- Kategori
- Siyaset
Atatürk öğretmenine yakışmayan nedir?

Sayın Fahrettin Çitil’in (Yalnıztürk) ki, kendisi de bir öğretmendir ve uzun zamandır yazılarını takip edip, zaman zaman önerilerime eklediğim olmuştur, bir bloğuna (Başka Türkiye yok) yaptığım yorum üzerine aşağıdaki mesajı aldım.
Merhabalar,
Yüce ordumuza siyasetten elini çeksin, gibi bir benzetmenizi çok yadırgadım. Üstelik bunu bir Atatürk öğretmeninden duymak beni rahatsız etti. Hem laiklik elden gidiyor, ibarenizin kendinizce bir uydurma gibi anımsanarak yazılması da ayrıca düşündürücü. Oysa Türkiye cumhuriyetinin özü ve mayasının Atatürkçülükle laiklik olduğunu hep bizler öğrettik çocuklara. Yorumunuzdaki TSK’ ya karşı, siyasetten elini çeksin ifadenizi kabullenmediğim ve TSK’ ya saygısızlık olarak gördüğümden yayına veremeyeceğim. Üzgünüm...
Önce şaşırdım, ne yani Atatürk’ün öğretmeni ne demek? Ordu siyasete bulaşmasın demek ne zamandan beri orduya hakaret sayılıyor? Hele şu günlerde iki paşanın hapishanede olduğunu göz önüne alarak, bunu söylemek laikliğe, cumhuriyete karşı olmak mıdır? Yoksa içten içe darbe hayalleri ile orduyu yıpratan, yine ordu içinden kişiler değil midir?. Ordu bu ülkenin iç ve dış güvenliğinden sorumludur. Bu bize özel bir durum da değildir. Dünyadaki bütün ülkelerde ordunun görevi budur. Ancak geri kalınmışlık ve 3. dünya ülkesi düzeyinde gördüğümüz ülkelerde ordu darbe yaparak hükümeti devirir. Halkın seçtiği değil, kendi istediği doğrultuda da ülkeyi yönetir. Ben bir Atatürk öğretmeni olarak ordunun saygın bir şekilde görevini yapmasını istiyorum. Bu düşüncemi de kendime saklamayacağım. Çünkü evladımın ve şu an çocuk olan bir neslin daha darbelerle birlikte büyümesini istemiyorum. Atatürk’ü seviyorum, bir kadın olarak sahip olduklarım için ona binlerce şükran duyuyorum. Çocuklarımı da Atatürk sevgisi ile büyütüyorum, eğitiyorum. Bir ülkenin en saygın kurumunun da ordusu olduğunu düşünüyorum. Sayın Çitil’in söylediği gibi orduya karşı bir antipatim de yok, olması için de bir nedenim yok. Sadece diyorum ki, ordu komutanları demeç vermesin, hükümetle çekişmesin, muhtıra yayınlamasın, halkın seçimine saygı duysun ve işini yapsın ki zaten bunu da yapıyor..
Saygıdeğer öğretmenim, istediğiniz yorumu yayına almak sizin takdiriniz. TSK bu ülkenin güvenlik gücüdür, Atatürk'le bağdaşlaştırılmasını, cumhuriyetin temel ilkelerinin bekçisi olmasını da ben kabul edemiyorum. Gerçek anlamda var olan hiçbir demokraside ordu siyasetin içine girmez, girmemelidir. Görevi siyaset yapmak, muhtıra vermek, darbe yapmak değildir. Bir insanın ülke sevgisini ben ordu sevgisi olarak algılamıyorum. Sözlerimde de bir saygısızlık yok. Sadece sizinle görüş ayrılığı var. Bir ülkeyi sevmek demek, o ülke için çalışmak, okumak, üretmek demektir. Atatürk, bu cumhuriyeti kurarken de, kurduktan sonra da yönünü hep batıya çevirdi. Oysa sizler batı demokrasisi yerine bir 3. dünya ülkesi gibi ordudan medet umarak yaşayalım diyorsunuz. Ülkede ters giden bir şeyler varsa tepkiyi halk verir. Bir daha ki seçimlerde oyunu ona göre kullanır. Bu ülkenin güvencesi bizleriz, ordu değil. Ordu silahıyla güvenlik sağlar, fikirleri korumak ordunun görevi değildir. Ayrıca yaş itibariyle darbeleri de yaşamış olmanız gerekiyor. Ama hiç canınız yanmadı sanırım. Saygılarımla...