Avrupalı olmak

Milletçe yıllarımızı verdik Avrupa Birliğine girebilmek için.Meçhul bir tarihte girmeye hak kazanacağız ancak bu meçhul zaman diliminde biz gireceğiz diye birliklerini dağıtmalarından korkuyorum.

Yöneticilerimizin yollarını aşındırdıkları avrupanın bir dönemler Yavuz'un atının yelesini öpmeyi yılın en büyük olayı olarak nitelendirdiklerini tarihçilerin yazdıkları apaçık anlatıyor.

Bütün dinler insanların kardeş olduğunu vurgularken özellikle islamla yönetilen Osmanlı İmparatorluğu üç kıtada ve altıyüz yıl boyunca adaleti ve hakkı dağıttı taki son dönemlerinde şimdi medeniyiz diye geçinen avrupalıların soktukları nifak tohumlarıyla, milliyetçilik akımlarıyla taht kavgaları gibi sebepler nedeniyle çökertilinceye kadar.

Tarih kapılarına dayanan Türkleri kurtarıcı olarak değerlendirdiklerini ve yakın tarihte bazı ülkelerin hala Osmanlıyı yani Türkleri beklediğini kazıyor unutturulamayacak satırlara.

Evet saltanat kavgaları kendini yenileyemeyen bir imparatorluğu medeni olamadığı, bir zamanlar bilimin , ticaretin ve adaletin merkeziyken bitirdi. Avrupalı medenileşti ve kendisini geliştirdi. Her türlü hukuku da geliştirdiler ve bunu etraflarındaki her tarafa yaydılar.Örneğin ceza hukuku, medeni hukuk, ticaret hukuku gibi ve rahametli Uğur Mumcu nun bir tesbitinde ne kadar haklı olduğunu açıkça görüyoruzki bizde aldık ve sadece İslam hukuku ile gömülür olduk.

Şİmdi biz onların kapılarına bizi alın diye yalvarır olduk. Onlar medeni ya ne çabuk unuttuk atalarımız cirit oynarken, karakucak güreşleri yaparak milli sevgiyi aşılarken onların collesiumlarda gladyatörleri birbirlerine parçalattıklarını ve bu vahşeti genci, çocuğu, yaşlısıyla ellerinde çitledikleri çekirdeklerle, mısırlarla izlediklerini.

Bizi Ermeni soykırımıyla suçlayanların birinci dünya savaşı ve sonrasında vatanımızda işgal ettikleri İzmirde, Adanada, Sakaryada, Eskişehirde ve girdikleri her yerde döktükleri masum kanının, ırzına geçtikleri kadınlarımızın haddi var hesabı yok. Şimdi adamlar kalkmış kendilerinin siyasi oyunlarıyla kardeşçe yaşadıkları halde birbirleriyle savaşan iki toplumu tekrar karşı karşıya getirmeye çalışıyorlar. Bu bir savaştı, kurtuluş savaşının her alanında yaşandığı gibi doğuda da yaşandı.

Birbirlerini yıllarca boğazlayan avrupalılar kendi ayıplarını örtebilmek adına en iyi savunma saldırı bahanesiyle bizi hala suçlu ilan etmeye çalışıyorlar ve biz gerekli tepkyi gösteremiyoruz.

O zaman Osmanlının son dönemleri ve Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunun ilk dönemlerinde yaptıkları zulmün heabını vermeleri gerekmiyor mu. Amerikanın , Fransanın ve diğer çanakçıların meclislerinde bizim insanımızın maruz kaldığı vahşetin hesabını kim ne zaman soracak.

Avrupalarına da girebilmemiz için elli yerden vize almak için uğraşırken onlar ülkemizde fink atabiliyorlar. Pisliklerini bırakıp temiz duygularımızı ve ticari iştirakleriyle, bankalarıyla paramızı da çalıyorlar. Bankacılık oyunlarıya bizi bize kırdırıp faizlere faiz yükü getirip ülkemizi kendi paramızla satın alıyorlar.

Uyanalım artık, uyuyanları uyandıralım. Biz kimiz ve nerden geldik belli. Tarihimiz bizi affetmeyecek, hadi onu geçtik biraz daha geç kalırsak bizi Allah affetmeyecek.