- Kategori
- Dünya
Avrupalılar ve Riyakârlık
Günlerdir aynı yazıları okuyorum:
Türkiye’nin bünyesinde barındırdığı Suriyeli göçmenlere/mültecilere, Avrupa kapısını açmasından sonra…
Avrupalıların davranışları…
Kamuoyumuzda; aslında gazete köşelerinde bir şeyler zırvalayanlar nezdinde “şaşkınlıkla” karşılandı.
Neden acaba?
Şaşıracak ne var bunda?
Avrupa uygarlığının “riyakârlığını” daha önce de yaşamadık mı?
Gerçekten de anlamıyorum, bizlerin tatlı su balığı misali melankolik yazılar kaleme alan yazarlarını anlayamıyorum.
Avrupa bunu ilk defa yapmıyor ki!
Avrupa’nın riyakârlığı, sadece Yunanistan üzerinden eleştirilemez ki. Yunanistan, evet, Suriyeli insanlara, sınır kapısında fenaca davranmakta; evet insanlıktan nasibini almamış insanlar görüntüsü sergilemekteler.
Dikenli teller… Plastik mermiler… Suriyelileri soyup, sopalayarak, izzet-i nefisleriyle oynamaları…
Sanki…
Bunları…
İlk defa mı yapıyorlar?
Lütfen… Biraz daha ussal davranmaya kendimizi zorlayalım.
Bu Avrupa medeniyetinin sicilinin kabarıklığı dillere destan.
O yüzden…
Kamuoyuna oynamak için, vatandaşlarımızı aldatmak için, mahsusçuktan şaşırıyormuş gibi yapmanın anlamı yok.
Avrupalılar için, “insan hakları” da, “demokrasi” de, “özgürlük” de, “eşitlik-kardeşlik” gibi ağdalı sözler de…
Hep bana hep bana, anlamındadır.