Aydınlık olmayan Aydınlar adına özür!

Dikkatle, üzülerek, araştırarak haftalardır kendilerine "Aydın" sıfatını yakıştıran, aslında farklılık yaratmak, farklı olmak, sürekli kendilerini gündemde tutmak için çırpınan insanların "Özür kampanyasını" izliyorum.

Tarihçi olmam gerekmiyor bu konuda. Olsam da bir şey fark etmeyecek. İşlerine gelmeyen bir şey söyleyecek ya da fikir beyan edecek olursanız, toplantılarına izleyici olarak bile alınmıyor, tarih profösörü bile olsanız tartışılmıyor. Karşı görüşte ki herkes tu kaka onlar için.

Yaşadığımız coğrafya ve dünyada, kendi insanım kadar liderinden dinine, tarihinden toprak bütünlüğüne kadar sürekli altını oymaya çalışan 2. bir Millet yoktur. Tüm bunları yaparken de kendilerini özgürlükçü, vatansever ilân edip, karşı çıkanları da zavallı, cahil olarak görüyorlar. Biz cahil (!) insanlar da bunlara liboş, entel-dantel takımı diyoruz.

Bu çok ünlü Aydınlarımızdan biri "Ben tarihçi değilim." dediği halde bu özür kampanyasının altına imza atıyor. O bunu yaparsa, bende tarihçi değilim ama bu konuda 1870 den bu güne kadar bu konuda yazılan çizilen birçok kitabı okumuş, tarih profösörlerini ve karşıt görüşte olanları dikkatle izlemiş bir insan olarak fikir beyan etme hakkını kendimde buluyorum.

120 filmini seyretmeyenler varsa izlesinler lütfen. Sadece 1915 tarihini baz alarak yola çıkanlar, öncesini bir kalemde inkâr ederek, Ermeni diyasporasına hizmet etmektedir. Bu gün Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine soykırım olduğuna dair müracaat edenlerin açtığı davalar düşmüştür. Bu bir savaş ortamıydı ve her iki tarafta büyük zaiyatlar vermişti.

Amerika, Rusya, Fransa, İngiltere, Avusturya, Almanya ve İranda'ki arşivlerin tamamında tüm belge ve bilgiler mevcut olduğu halde bize yapılan bu dayatma ve bunu destekleyen insanların kötü niyetleri açıkça ortadadır. Bu gün bunu yapanlar yarında kalkıp PKK terör örgütünün yaptıkları karşısında ki savunmamızı "Soykırım" olarak savunacaklardır. Buna kılıf hazırlama çalışmalarıdır bunlar.

Aydın sadece bizde var. Her dönemde birşeyleri kaşıyıp kaşıyıp bizi birbirimize düşüren insanlar olmuştur, olacaktırda. Ancak bunun bizi bir yere götürmediği ve götürmeyeceği apaçık ortadayken, gerçekler, emek veren, tarafsız insanlar tarafından gözler önüne serilirken neden üç maymunu oynamak işlerine gelir anlamak mümkün değil. Gün gelir bu Vatan sizlere de lâzım olur hanımlar beyler!

Konumuz soykırıma özür kampanyası ve onların çok iyi bildiği bir kitapta yer alan raporu hatırlatmak istiyorum.

Ermenistan hükümetinin ilk başbakanı ve Taşnaksutyun Partisi Lideri Ovanes Kaçaznuni'nin imzasını taşıyor. 1923 yılı Nisan ayında partinin Bükreş'te yapılan Yurtdışı konferansına sunulmuş olan bu rapor resmî bir belgedir! Kaçaznuni, 1915-1923 döneminde Taşnak hareketinde sorumlu konumlarda bulunmuştur. Bu rapor o dönemin raporudur.

İ.Ü Atatürk İlkeleri ve İnkilap Tarihi Enstitüsü Araştırma Görevlisi Mehmet Perinçek, Moskova'DAKİ Lenin Kütüphanesi'nde raporun Rusça basımını bulmuş, Sayın Prof.Dr Arif Acaloğlu Türkçeye çevirmiştir. Bu tarihi rapor Ermenistanda yasaklanmış, bütün Avrupa kütüphanelerinden de toplatılmıştır.

Kaçaznuni, çekilen acılardan Taşnaksutyun Partisini sorumlu tutar. Geçmişin özeleştirisini açık yüreklililikle yapmıştır bu raporda.

- Gönüllü silahlı birliklerin oluşturulması hataydı.

- Kayıtsız şartsız Rusya'ya bağlanmışlardı.

-Türklerden yana olan güç dengesini hesaba katmamışlardı.

- Tehcir kararı amacına uygundu.

- Türkiye, savunma içgüdüsüyle hareket etmişti.

- İngiliz işgali, Taşnakların umutlarını yeniden kabartmıştı.

- Ermenistan'da Taşnak diktatörlüğü kurmuşlardı.

- Denizden denize Ermenistan projesi gibi emperyalist bir talebe katılmışlar, bu yönde kışkırtılmışlardır.

- Müslüman nüfüsu katletmişlerdi.

-Ermeni terör eylemleri, Batı kamuoyunu kazanmaya yönelikti.

-Taşnak yönetimi dışında suçlu aranmamalıydı.

-Taşnak Partisi'nin artık yapacağı bir şey yoktu, intihar etmeliydi.

Evet, en yetkili kişiden resmi bir rapor bu!

Üzerimizde oynanan oyunlara kendi insanlarımızın alet olması, buna destek vermesi üzücü olduğu kadar da sevindirici! Son dönemde kendi kendini bitiren, kamu vicdanında yargılanan insanları şöyle bir düşünecek olursak, aslında temizlik oluyor galiba ne dersiniz?